Bölümü uzun süre yazamadigim icin öncelikle hepinizden Özür dilerim, fakat söylediğim gibi yarışma ve dolayısıyla yarışma sonrası kutlama tatili yapıldığından internet ve bilgisayarımdan uzak kaldım şu an hırsızlık yaparak wifi çalıp telefondan yeni bölüm yazıyorum umarım kizmazsiniz yazım hataları için de Özür dilerim ...
Gökmen;
Sabah uyandığımda üzerimde seken bir seylerin olduğunu fark ederek istemsizce gözlerimi açıp nerede olduğuma bakındım, karnındaki ağırlık artıp azaliyorken bana bakan bir cift minik yeşil gözle uykunun kollarından sıyrılıp gerçek hayata döndüm.
Göksu minik bedeniyle üzerime çıkmış heyecanla çarpık diline aldırmadan bana bir şeyler söyleme cabasindaydi. Bir an buraya nasil geldigimi düşünsem de dün gece yaşanlar bir bir aklıma gelince onu uyuturken uyuyakaldigimi anlayarak ona gülümsedim.
Oysa o hala mühim olduğunu düşündüğü konuyu bana anlatıyordu. Anlayıp anlamadığım konusunda endişeye düşmüş olacak ki tek kaşını kaldırıp bana bakıp dudaklarını büzdü. Işte tamda o anda ben Melissa'nın kızıyım der gibiydi, mimikleri bakışı öylesine ona benziyordu ki bu minik kızı sarıp sarmalayip kendi kızım gibi sahiplenmek istiyordum.
"Günaydın prenses" sesim yeni uyanmanin etkisiyle çatlak gibi ciksada bana o garip bakışını sürdürmeyi bırakıp eksik d işleriyle gülümsedi. "Güyaydin".
Peltek haline istemsizce gülümseyip onu kaldırıp kucağıma aldım. "Erkenciyiz sanırım" başıyla onaylayıp sır vermek istercesine kulağıma yaklaştı.
"şst anne uyuyo" kahkaha atmamak için dudaģımı ısırıp sanki çok mühim bir mesele gibi yüzümü ciddilestirip kulağına fısıldadım.
"Anneye süpriz yapmak ister misin" ağzını kocaman açarak ellerini sevinçle salladı. Sonra yeni aklına gelmiş gibi kaşlarını çatarak sordu. "Nasıyl biy supyiz?"
"Süpriz kahvaltı" dedim göz kırparak oda benim gibi göz kırpmaya çalışsada yapmayınca vazgeçip bana sarıldı ve yanagimdan öptü. "Ben seni çok sevdim"
"Bende seni prenses" ...
Yaklaşık yarım saat sonra eksiksiz bir sofra hazırlamış krep yapmaya çalışıyorduk. Daha doğrusu ben yaparken göksu tezgaha oturup beni izliyor konudan konuya geçiyordu. Öyle ki supermen ve örümcek adamın bile bölümlerini tartismistik.
"Ama oydaki adam silahtan koykuyor bebek gibi, benim annem silahlaydan koykmaz"
Ilginc konuya yaptığı yorumla elimdeki tavayı sallarken ona baktım. "Anne silah mi kullanıyor?"
Başıyla onaylayıp güldü. "Eveyt her hafta poligona gidiyoy Serhat abiyle" Kafamı kurcalayan şeyler cogalirken ona dönerek krebi ustaca tavadan tabağa attım. Oda hayranlıkla beni izliyordu.
"Babaya neden abi diyorsun" dedim çocuk agzindan laf almak için cirpinmak gadipti ama merakım baskın geliyordu.
"Çünkü biz Evcilik oYnuyoduk"
"hmm" Sesim devam et gibi çıkınca anlatmaya devam etti minik ayaklarını sallamayı da ihmal etmiyordu.
"Seyhat abiyi çok seviyoyum ama annem onun baba olmayacağını söyledi bende ona küstüm, sonya oyuncuktan yani şakacıktan babam oldu, ama o çok komik biri..."
"Ben senin baban olsam" dedim beklentiyle sanki.o evet dese olacakmış gibi...
Dudaklarını buzerek düşünüyor gibi yaptı sonra iç çekti. "Annem bıyakmaz ki, hem benim babam varmış zaten"
"Neden bırakmasın, hem baban nerede"
"Annem babamı çok çok seviyormus da ondan, ama baba uzaklardaymis, annem babaya çok kötü bir şey yapmış babada anneye küsmüş oda uzaklara gitmiş"
"Anne babaya ne yapmış peki"
"Biymiyoyum belkide yalan söylemiştir yada yemislerini yemistir"
Bu saf haline kahkaha atmak istesemde donup kalmıştım son krebide tabağa koyup masaya götürürken Göksu hala konuşuyordu.
"Biliyoy musun benim adım babamın adına benziyoymus" Tabak yavaşca masaya düşerken olduğum yere çakılıp kalmıştım.
"Hem onuynda gözleyi benim gibiymis, ama hep vanilya kokarmis, vanilya nasıl kokar Gökmen abiy??"
Arkamı dönüp bana sorgular gözlerle merakla bakan minik kıza baktım. Bu olabilir miydi? , Melissa bunu bana , bize böyle yapabilir miydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sevgilim -2-
Chick-LitMelissa şimdi daha büyük bir sorunla karşı karşıya o bir anne ve kızının hiç bilmediği babası karşısında...