Bölüm 12

3.2K 158 12
                                    

            Bazı durumlarda hayat sizi bazı tercihler yapmaya zorlar,  gitmek yada kalmak gibi, koşmak yada

durmak gibi, hiç bir zaman ortası yoktur hayatın bir şeyi size verirken başka bir şeyi almak zorundadır

her zaman, korktuğunuz şeylerden kaçarken sevdiğiniz şeylerin yokluğuyla sınar sizi, yapmak

istediklerinizi denerken kaybetmeyi vurur yüzünüze o yüzden hayatın adaleti yoktur, tıpkı insanlığın

dilinde mutluluğun göreceli olması gibi, hayatta görecelidir aslında.

                    Kaçmak hiç bir zaman çözüm değildir, çünkü ben bunu yaşayarak anladım, kendi

korkularımla yüzleşmek yerine kaçmayı denedim, uzaklara, geçmişimi hatırlatan her yerden her kesten

uzaklara, önce sevdiklerimi aldı teker teker hayat elimden, dost bildiklerimin sırtımdan vuruşunu vurdu

yüzüme tüm gerçekliğiyle, canımdan can kanımdan kan kendimden çok sevdiğim adamın

tohumları daha yeni yeni yeşerirken karnımda bizden biz olma ihtimalini çaldı hayat.

                            Kader, işte o kaçamayacağınız tek şeymiş aslında, siz ne kadar saklanırsanız

saklanın ne kadar kaçarsanız kaçın eğer biri yazılmışsa anlınıza bir kor düşmüşse yüreğinize, adını

her andığınızda içinizde bir yerlere bir bıçak saplanıyorsa bu aşktır, ama siz ne kadar kaçarsanız

kaçın sizi buluyorsa, unuttum derken aklınıza düşüyorsa, çaldığınız her kapının ardında o varsa bu

kaderdir. İşte bu yüzden o ben kaderimdi, benim erkeğim, benim kızımın babası benim kaderimdi.

        Gökmen, adı bile dökülürken dudaklarımdan okuduğum hiç bir şiirden alamadığım tadı

veriyordu bana, izlediğim hiç bir filim daha güzel olamazdı onun gözlerinden,  ve hiçbir şey

veremezdi onun dokunuşlarının bedenime verdiği hazzı, sanki ben bir avuç demirdim oda beni

çeken bir mıknatıs onun ekseninde savruluyordum kaçtıkça...

            ----                     ---                ----              ---                  ---                      ---                 ---               --- 

              Sabah gözlerimi açtığımda burnuma gelen kokularla bir an bocalasamda yavaşça gözlerimi aralayıp nerede olduğuma bakındım. Otel odasında değildim, hatırladığım kadarıyla özel bir hizmetçimde yoktu, Ahhh lanet olsun bu vakitte evime kim gelip mutfağıma girebilirdi ki...

                Tabi ya... Serhat, bir de utanmadan evime gelmiş hala babacılık mı oynuyordu?. Bir hışımla yataktan kalkarak geceliğimi üzerime geçirip belindeki ipi gelişigüzel bağladım. Bu sefer patronum olsa dahi susmayacaktım, bana yardım etmek istediğini söylerken uçkurunun dikine giden aşırı derecede sexy ve güzel popolu... 

 Kendine gel Melissa !!!!!!

  Her neyse onu bu evden kovacaktım, ne olursa olsun, evsiz de kalabilirdim, birikimim vardı, iş mi tonlarca... Bu sefer kesinlikle duygularınla hareket etmek yok Melissa Profesyonel düşün...

Küçük Sevgilim -2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin