Bölüm 3

3.7K 135 6
                                    

"Ne demek geciktiler"

"Hanım efendi kargolarda bir karışıklık ol.."

"Olmasın efendim olmasın gerekirse o kutunun içine gir onunla birlikte gel"

"Ama en az 3..."

"üç ne ? Dakikadır umarım yoksa yemin ederim hepinizi kovarım"

"Peki efendim hemen hallediyorum"

"Aferin koş"

Sinirle topuklarımı yere vururken bazen gerçekten birinin boğazını sıkmadığım için şanslı olduklarını düşünüyordum. Her zaman tüm aksilikler beni bulmak zorundaydı ve bilin bakalım burada bir problem çıkarsa kabak kimin başına patlardı. Tabi ki benim!!

"Uff dumanlar çıkıyor" başımı hızla kapıya çevirip gülmemek için dudaklarını ısıran sexy yaratığa bakıp sinirle kaşlarımı çattım.

"Ne dumanı be" Serhat ellerini havaya kaldırarak masumum bakışı atıp yavaş bir şekilde yanıma yürüyerek gözümün önüne düşen bir tutam saçı nazikçe kulağımın arkasına sıkıştırıp işaret parmağıyla burnuma vurdu.

"Kendini bu kadar yormamalısın sanki sen patronsunda ben çalışanmışım gibi hissediyorum" bu içten itirafı karşısında sırıtarak arkamdaki tezgaha yaslandım. "Ben patron olmak için doğmuşumda ondan" alaycı sözüm üzerine içinde tuttuğu kahkahası melodik tınılar eşliğinde ofisin içinde savrulurken bende dayanamayıp gülmeye başlamıştım.

"Bu işe ilk geldiğin gün bu kadar başarılı olacağına inanmamıştım" itirafı karşısında ona tek kaşımı kaldırıp sen bittin oğlum bakışı attığımda bir adım geriledi. "Ne yani nedenmiş o"

"Hiçbir şey" dedi aslında var bir şey demek ister gibi. "Yani bende çalışkan kız tipi yok mu" sesim alaycı çıkmıştı ama sinirli görünmeye çabalıyordum ne yazık ki Serhat'ın sevecen yüzü karşısında bu imkansızdı. "Daha çok sekreter tipi var sende"

"Sexy olanlardan olduğunu söyle lütfen" ıslak köpek bakışlarıyla bana bakarak "kızma ama öyle" dediğinde şakasına omzuna bir yumruk geçirdim. Oda sanki canı acımış gibi yaparak ovuşturmaya başladığında arkamızdan bir öksürük sesi geldi.

İkimizde anlaşmalı bir şekilde arkamızı döndüğümüzde bize bakan iki kişiyle olduğum yere çakıldım ve yüzümdeki sırıtış yerini donukluğa bırakmasın diye rol yapmaya başladım.

"Rahatsız etmedik umarım" dedi Gökmen ikimizi işaret ederek rahatça. Serhat elini omzundan çekerek gülümseyerek profesyonelce elini Gökmen'e uzattı. Sen bence tiyatro oku adamım diye bağırdı iç sesim. Gökmen'de onun elini sıkarak yanındaki kızı tanıttı.

"Bu müstakbel nişanlım Alara" beynimde yankılanan isimle yanında duran ince belli minyon kıza baktım. Bu o Alara olamazdı, gözlerimi kısarak odaklandığımda sanki beynimden vurulmuş gibi kalmıştım. Serhat onun elini nazikçe öperek tanışırken kız bakışlarını bana çevirerek gülümsedi.

"Hocam hiç değişmemişsiniz" Serhat Hoca lafından sonra bir süre ne oluyor diye baksa de bende bozuntuya vermeyerek ona yaklaşıp elini sıkmak için uzandım. Oysa elim yerine bana sıkıca sarılarak geri çekilmişti.

"Sen çok değişmişsin, daha güzel ve daha çekici bir kadın olmuşsun" dedim samimi bir itirafla, çünkü o kızın bir suçu yoktu ve tanıdığım en saf ve masum kadındı. Kıkırdayarak Gökmen'in koluna girdi. Bu arada Serhat bana dönerek "Misafirleri ofise alsana hayatım bende kahveleri söyleyim" dedikten sonra hadi yine iyisin dercesine göz kırptı. Rahatlamış bir ifadeyle onlara ofisi gösterirken sakin adımlarla yanımdan gelip ofise girdiler.

Geniş cam masada ikisi karşıma otururken bende rahat etmeye çalışırcasına oturarak onlara baktım. İlk konuşan Alara olmuştu, "Bu fotoğraftaki minik kız kim" dedi elindeki çerçeveyi sallayarak. Gülümseyerek "Kızım" diye yanıtladığımda ışıldayan gözlerle bana baktı.

"Sen anne mi oldun, inanmıyorum ve hala çok zayıfsın ve güzelsin" içten gülümsemesiyle bende tebessüm ederken başka bir çerçeveye bakarak. "Kocanızla çok yakışıyorsunuz" dedi muhtemelen Göksu'nun zoruyla çektirdiğimiz fotoğrafımızdı ve Serhat'la nasıl olduğunu anlayamadığım bir biçimde birbirimizi öpecek gibi duruyorduk. Küçük canavar diye mırıldandım içimden. Bu arada Serhat içeri girerken Gökmen rahat bir tavırla konuştu.

"Nişanlılar canım bizim gibi" Alara gözlerini bir bana bir Gökmen'e dikerek özür dilercesine baktı. Serhat'da durumu anlamış olacak ki Alara'nın elindeki çerçeveyi alarak gülümsedi.

"Kızım bence bizim başımıza gelen en güzel şey, evlilik ise biraz daha karmaşık, ben kadınımı her şeyden çok seviyorum ve eğer istiyorsa şu an bile gidip onunla evlene bilirim ama o evliliğin aşkı öldüreceğine inananlardan" göz kırparak yanıma oturup elimi avucuna aldı bende derin bir nefes alarak gülümsedim.

Alara anlamış gibi başını salladıktan sonra Gökmen'e döndü. "Birbirlerini bu kadar sevmeleri ne harika" hayrancasına kurduğu cümleyle Gökmen tanıdığım tabi canım eminim öyledir gülüşünü ona atarak bize döndü.

"Bizde bu yüzden buraya gelmiştik zaten, sizin aksinize ben geri kafalı bir adamım sanırım fakat şu küçük kadını karım olarak görmek istiyorum artık o yüzden nişanla başlamaya karar verdik".

Serhat ve ben aynı anda başımızla onaylayarak gülümsedik, gerçekten film çeksek oscarlık oyuncuyuz o derece. "Peki konsept olarak ne düşünüyorsunuz" Serhat masanın çekmecesinden birkaç broşür alarak bana uzattı bense sanki normal bir müşteriye bakıyormuş gibi açarak bakınmaya başladım.

İç sesimse ne yapıyorsun salak her şey bitti şimdide sevdiğin adamın başka bir kadınla nişanını mı yapacaksın dese de içimden kızım için, bunca yıllık emek için diyor ve sayfalara göz gezdiriyordum.

Gökmen bir süre düşünürmüş gibi yaptıktan sonra "mümkünse deniz kenarında olsun" dedi. Başımla onaylayarak ona ve Alara'ya aynı broşürlerden uzattım. "Bunun gibi mi?" ikiside aynı anda "mükemmel" dedi.

Bana bir asır gibi gelen kısa bir süre sonra gerekli bilgileri aldığımızda ikiside teşekkür ederek masadan kalktığında Gökmen bir şey unutmuş gibi dönerek bana baktı. "Bu arada onca yıldan sonra görüşmüşken bir şeyler yapalım Alara'da seni özlemiş belli" dediğinde şaşkınca kıza baktım başıyla onayladı. "Bencede" dediğinde Serhat yine yardımıma yetişti.

"O zaman sizi yazlığa davet ediyorum burada yeni olduğunuza göre sizin içinde bir tatil olur nişan öncesi stres atarsınız".

Analaşarak ofisten çıktıklarında kendimi koltuğa bırakarak derin bir off çektim. Bu sefer işler gittikçe karmaşık olmaya başlamıştı...

Küçük Sevgilim -2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin