0.2

245 5 0
                                    

(Batuhan Sevimo Herşey Seninle Güzel)

Ulaşın bakışları dikkatimden kaçmazken hızla Baranın omzundaki elimi çektim. Bana karışma hakkı yoktu tabii ama ben kendimi kötü hissetmiştim nedense.

Gizeme kaş göz yapıp 'bu çabuk yanıma gel demek oluyor' hemen yanıma çektim.

"Gelsene biraz bahçede dolaşalım."

Söylediğime itiraz etmeyince yürümeye başladık. Ulaşın yanından geçip gidecekken birden kolumu tuttu. Tutuşu naif ve nazikti.

"Ne oldu Ulaş?"

"Konuşalım."

Gizeme döndüğümde onaylarcasına başını sallayıp Berkanla, Baranın yanına gitti.

"Napıyorsun?" Diye sordum.

"Erkek arkadaşına söyle, gerçek bir sevgili olsunda zor zamanlarında o seni kurtarsın prenses!"

Neler saçmalıyordu şimdi böyle? Tamam yanlış anlamış olabilirsin ama esip gürlemeden önce sorabilirsin dimi? Hödük!

"Pardon ama, erkek arkadaşım benim zor durumda olduğumu nerden anlayacak? Selena mı bu çocuk!"

"İyi, umarım seninle çok rastlaşmayız."

Restini çekip gitmeye yeltendiğinde kolunu tutup onu durdurdum.

"Ulaş!"

"Ne!"

"Ya Baran benim erkek arkadaşım değil ki! Yalnızca arkadaşım."

"Nasıl ama sarılıyordun ona?"

"Bi kere tam anlamıyla sarılmadım! Morali bozuk olduğu için destek amaçlı kolumu omzuna attım."

"He sevgili değilsiniz yani."

"Hayır ama sen beni kıskandın galiba?"

"Ne alakası var kızım!"

"Anladım canım ben." Gülümseyerek yanından ayrıldığımda arkamdan bağırışlarını duyuyordum.

"Yanlış anladın bi kere!" Yine sinir etmek için ona dönüp sinsi bir gülüş atarken

"İşim olmaz benim seninle!" Demesi beni incitmişti. Yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş solarken o da söylediği şeyin yeni farkına varıyor gibiydi.

"Yani öyle demek istemedim." Dediğinde tekrar arkamı dönüp yanından gittim.

Gerçekten moralim bozulmuştu! Resmen bana işim olmaz seninle dedi. Haspama bak bende senin hayranınım!

Dersten çıktığımızda Ulaşın arabası oradaydı. Ona olan sinirim gram azalmamıştı. Derste bile bana söylediği cümleyi aklıma getirip sinirleniyordum!

Berkanlarda bunu fark etsede bir şekilde geçiştirmiştim, onlarda fazla üstelememişlerdi zaten.

"İrem!"

Arkamda bağıran ses Ulaşa aitti. Onunla uzun süre konuşmayı düşünmüyordum çünkü canımı yakmıştı! Ona doğru bakmayıp yürümeye devam ederken koşarak önüme geçti ve beni durdurdu.

"Ne var Ulaş?"

"Sen yanlış anladın."

"Neyi? Benimle işin olmayacağını mı? İyi olmasın. İkizimizinde birbirmiziyle işi olmasın tamam."

"Ya kızım panikle söylenmiş bişey niye uzatıyorsun?"

"Uzatmıyorum!"

"Belli, uzatmıyosan bin arabaya ben bırakayım seni."

"Ne hakla?"

"Şimdi yine saldırıya falan uğrarsın bak, bence gel benimle."

"İyi."

Utana sıkıla arabaya bindim. Ulaşta binince camdan dışarıyı izlemeye koyuldum. Sürmeye başladığından beri bir sessizlik hakimdi.

"Hayret hiç konuşmuyorsun."

"Çünkü ben sana küsüm!" Trip atar gibi bunu söylediğimde Ulaş güldü. Niye böyle tatlı gülüyor bu çocuk?

"Kızım her güldüğümde yiyecekmiş gibi bakıyorsun." Dediğinde yanaklarımın kızardığını hissederek aceleyle cama döndüm.

Eve vardığımızda zar zor Ulaşa döndüm

"Teşekkür ederim." Ulaş gülümsediğinde arabadan indim. Eve doğru ilerlediğimde Ulaşa kaçamak bakışlar attığımda o da bana bakıyordu.

Çok geçmeden Ulaş gittiğinde evime doğru yönelirken arkamdan duyduğum ses beni delirtmeye yetiyordu.

"İrem!"

Karadenizli SevdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin