Yataktan fırladığımda neler olduğunu idrak edememiştim. Etrafı incelediğimde ne annem vardı ne de Ulaş. Tabii ya! Rüyaydı. Buna üzülsem mi yoksa sevinsem mi bilemiyordum.
Kapı kırılıcak derecede çalınmaya başladığında ne zamandır çalındığını merak ediyordum doğrusu. Belkide uyanmamın sebebi bu gürültüydü. Daha fazla bu işkenceye dayanamayıp kapıyı açtığımda gördüğüm kişi annemdi. Ona sıkıca sarıldığımda o da aynı şekilde bana karşılık verdi. Ne kadar özlediğimi şimdi fark ettim.
"Oy kuzum benim, nasıl özlemişim seni."
"Bende annem." Sarılmaya devam ettiğimizde iki saat daha böyle kalabilirim diye içimden geçirmedim değil. İçimde harmanlanmış olan özlem duygusu gün yüzüne çıkınca sarılmam yüzünden annemin kemiklerini kırma ihtimalim artıyordu.
"Kız sen niye açmıyorsun kapıyı iki saattir." Gördüğüm kabusun etkisinden çıkamadığımdan anne. Gerçi pek hoşuma gitmedi değil, ama şuan bunu konuşmuyoruz.
"Uyuyordum anne ya duyamamışım, hadi içeri gel." Onu içeri davet ettiğimde getirdiği bavul gözümden kaçmamıştı. Sadece bir haftalığına gelir diye düşünüyordum, umarım öyledir. Bavulla kesişmemiz sürerken salona ne ara geldiğimizi anlamadığımdan duran annemle çarpışmamız kaçınılmaz olmuştu.
"Evladım yavaş olsana!" Annemin bağırmasıyla aniden irkilmiştim.
"Pardon anne ya."
"Nerede aklın senin böyle." Annem söylenmeye devam ederken bende göz devirmekle yetiniyordum.
"Sen bu bavulu niye getirdin ki?"
"Uzun bir süre burda kalacağım, baban kızın başında dur dedi."
"Olmaz öyle şey ya!" Aniden çıkışınca annemle uzun süre bakıştık. Beni süzmeye başladığında aklından birşeyler geçtiğini fark etmiştim.
"Yoksa sen beni istemiyor musun?" Sorduğu soru kırgınlıktan uzak, daha çok şüpheci bir ses tonu içeriyordu. Ajan mübarek.
"Ne alakası var canım?" Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdiğimde annem hâlâ tatmin olmamışçasına bana bakıyordu.
"Yoksa erkek arkadaşın varda benden mi gizliyorsun? Eve atamayacaksın diye mi bu sinirin?"
"Bunu nerden çıkardın ya!" Gerçekten kadın bir lafımdan bin anlam çıkarıyordu. Keşke öyle birşey olsa ama şimdilik flörtüm. Yani annecim flörtüm var senden gizliyorum, kusura bakma.
"Ben anneyim anlarım!"
"Hı hı."
Annem mutfağa yönlendiğinde bende peşinden gittim. Buzdolabını açıp içindekileri incelemeye başladığında bende ona bakınıyordum. Buzdolabını kapattığında göz göze geldik. Ben keyifli bir şekilde kıkırdıyordum.
"Ne öyle kendi kendine gülüyorsun?" Sorusuna cevap vermeyip gülmeye devam ettim. Yanına yaklaşıp elini öpüp ardından alnıma koydum.
"Bayramın mübarek olsun şekerim." Annem güldükten sonra elini alnına koyup sıvazlamaya başladı.
"Kız bugün bayramdı değil mi?" Diye sorduğunda onaylarcasına kafamı salladım.
Annem hallolduğuna göre birde Ulaşın bayramını kutlamak gerek. Mesaj yazma gereği duymayarak aradım.
"Alo?"
"Ulaş."
"Efendim?"
"Bayramın mübarek olsun."
"Seninde, dilerim bütün bayramlarımız birlikte geçer."
"Umarım."
"Dışarı çıkabilir misin biraz seni göreyim."
"Bilmiyorum ki, annem evde arıza çıkabilir."
"İki dakikalığına, lütfen."
Ulaşa neden hayır diyemiyorum acaba?
"Peki."
Çöpü bahane ederek dışarı çıktım. Ulaş gerçekten kapının önünde beni bekliyordu.
"Sonunda görebildim yüzünü İrem hanım." Gülümsediğimde o da gülümsedi. Her zaman ki gibi..
"Ver elini öpeyim o zaman." Alay ederek kurduğum cümleye o gülümseyerek karşılık verdi.
"Benim daha iyi bir fikrim var."
"Neymiş o?"
Ulaş bana sarıldığında bende onun güvenli kollarına kendimi bıraktım. Bundan daha güzel bir bayram olabilir mi? Sevdiğim adam yanımda. Bayram şekerim..
Birtanelerim hepinizin bayramı mübarek olsun❤️
Okuyan herkesi teker teker çok seviyorum.❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karadenizli Sevdam
Teen FictionÜniversitede tanışıp birbirlerinden hoşlanan aşıkların, Karadenizle birleşmesi.