1.2

147 9 0
                                    

Ulaş Barana yumruğu geçirince neye uğradığımı şaşırdım. Panikle istemeden bir çığlık patlattım.

"Noluyor burda?!" Arkamı döndüğümde göz göze geldiğim gözler kime aitti gözlediğim gözler bunlar değildi, yollarını gözlediğim kişi sen değildin. Neredeydik biz?

"Anne, açıklayabilirim."

O an herşey durmuş bir ben haraket ediyormuşum gibi hissediyordum. Açıklayabilirim demiştim ama nasıl açıklayacaktım? Sizce ben herşeyi fazla mı abartıyordum?

"Açıkla!" Annemin emir derecesinde kükremesi beni daha da zora sokmuş bunun yanı sıra korkutmuştu. Hadi kızım İrem! Sıralara yalanları.

"Ben bunları tanımıyorum yahu, hiçbir ilgim yok. Tek niyetim ayırmaktı."

Annem ikna olmuşa benziyordu, bu da beni sevindirirdi. Riv riv dinlemek hele ki bu annemin riv riviyse en son isteyeceğim şeydi. Benim migrenim var başım çabuk ağrıyor ayol.

"Öyle mi İrem?" Ulaşa doğru döndüğümde burnundan soluyordu. Bu siniri bana değil ağzını burnunu kırdığı Baranaydı, bana sadece alınmış gözüküyordu.

"Bu çocuk adını nerden biliyor kızım?" Al buyur işte. Bela bir tane değil ki, akıllı yok ki deliye hasret kalalım! Nasıl toparlayacaksam artık. Ulaşta bu işlerden hiç anlayamıyor, ne var karışmasan yani.

"Annecim okuldan arkadaşım olur kendisi." Hey durun ama! Bu sefer doğru söyledim. Adım yalancıya çıkmasın yani.

"Hani tanımıyodun?" Arkadaşlar bu kadar sorgu polisiye dizilerinde yok! Çok gerildim. Yalan söylemekte akıl işi ama. Beynimi bu kadar zorlamamalıyım.

"Of anne! Ne çok soru sordun." Boğaldım arkadaş!

"Bak kız, benim tepemin tasını attırma anlat!"
Ne zorladın be kadın. Alt tarafı kavga eden iki adam yanlarında da kızını gördün. Bence abartılacak birşey yok, ama gelin görün bunu bizimkine anlatın.

"Bak annecim ben evde rahatça dizimi izlerken dışarıdan bağırış çağırış duydum, insanlık hali merak edip aşağıya indim. Bunlarda kavga ediyorlardı işte bende korktum ve bağırdım, olay bundan ibaret!"

Hayatım boyunca bu kadar yalan söylediğim bir an olmamıştı. Kendimi suçlu hissediyordum ama mecburdum işte. Yoksa daha büyük bir sorgu beni bekliyor olacaktı.

"Sizde kavga etmeyin, koca koca adamlarsınız. Ayıp değil mi?" Şimdi onlara sıçradı! Bu kadın niye her şeye karışıyor ki?

"Kusura bakmayın sizleri de rahatsız ettik," bunu söyleyen Ulaştı, zaten Baran gibi saçma sapan birinden böyle mahcupluk göremezdik. Ulaş Barana dönüp sözlerine devam etti.

"Çık git lan sende hadi! Bir daha da burada görmeyeyim seni." Baran beklemediğim bir şekilde hiçbir şey söylemeyip apartmanı terk etti. Aferin böyle insan ol!

"Teyzecim eğer izin verirseniz İremle okul hakkında birkaç şey konuşabilir miyim?" Ulaşın bu söylediğine bıyık altından gülmeyi ihmal etmemiştim. Bizim okulla pek alakamız yoktur da!

"Konuşun bakalım." Annem bana imalı bir bakış atıp merdivenlerden yukarı doğru çıktı.

"Ne konuşacakmışız bakalım okulla alakalı?" Dedikten sonra gülümsedim, fakat gülümsememe karşılık alamadım. Ulaş sirke satan bir suratla beni seyrediyordu.

"Neyin var?" Kuşkuyla sorduğum bu sorudan alacağım cevaptan korkuyordum. Ya ayrılmak isterse? İyide sevgili miydik?

"Demek beni tanımaysin ha?" Ulaşın şiveli konuştuğu nadir anlardan biriydi, ancak sinirli olduğunda ya da üzgün olduğu zamanlarda kullanıyordu.

"Halt etmişim! Senin gibi güzel bir adamı tanımamak hata olurdu doğrusu."

"Benim fırtınamı dindirebileceğini mi sanaysin?"

"Ya Ulaş napabilirim? Annem söylenmesin diye yalan diyiverdim işte," Ulaş tepkisiz kalsada ben kendimi affettirmeden şurdan şuraya gitmeyecektim. Çünkü İrem inadı!

"Hem sen çok feci kavga ettin Baranla, canın acıyor mu?" Ulaşın yüzü gülümsemişti bu başardım anlamına gelir!

Karadenizli SevdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin