Sabah tepemde bağırıp çağıran bir adet annem bulunuyordu, güne nasıl başladığımı siz tahmin edin!
"Kız kalk diyorum kalk!" Anlaşıldı, bu kadın benden cevap alana kadar durmayacaktı, ya da ben uyanana kadar. Düşündüm de ikincisinin olasılığı daha az.
"Anne beş yıl daha!" Aldın cevabını uzaklaş olay yerinden kadın! Ama inat illa uyandıracak.
"Milletin kızı 5 dakika daha der benimki 5 yıl daha! Hayır neyini eksik ettikte sen böyle oldun?" Görüyorsunuz yine annemden inciler yine annemden birtakım güzel sözler.
"Aşk olsun anne!" Rahat bırakmıyor ki uyuyayım, bu dünya erken kalkanlar için çok zor ve acımasız.
"Kız cevap vermede kalk!" Vallahi cevap vermek kalkmaktan daha cazip bir seçenek, üzgünüm ama ben uyuma jokerimi kullanıyorum.
"Ya niye kalkacakmışım? Okula gitmiyorum bugün." Okula gitmediğin halde erken kalkmak bundan daha yıkık çok az şey gördüm.
"Temizlik yapıcaz kız kalk! Evde her yer her yerde!" Alın işte! Ya temizlik benim kurallarıma aykırı bir kere. Hem ben temizlikten anlamam ki.
"Anne ben ayak altında dolaşmayayım, ya da sen al beni paspas yap yatır beni anne! Bas çiğne ama bana temizlik deme."
"Sen kime çektin böyle ben anlamadım ki." Annem en sonunda pes edip odamdan çıkmıştı, bende kendimi uykunun kollarına bırakmaya hazırlanıyordum.
Uyuyamadım! Bu öten telefon yüzünden uyuyamadım. Kimin aradığına bakmak bile zor geliyor. Ya bari bugün rahat bırakın beni!
Sinirim arayan kişinin Ulaş olduğunu gördüğüm an kayboldu gitti. Hemen aynaya bakarak saçımı düzeltiyordum ki bunun anlamsız olduğunu anladım, çocuk beni nereden görecek yahu?
Eğer biraz daha oyalanırsam Ulaş'ın telefonu kapatacağı kesindi, telefonu açtım.
"Ulaş?" Mutlulukta harmanlanmış heyecanla birlikte ismini sarf ettim.
"İrem?"
"Ulaş?"
"Kızım noldu da?!"
"Ulaş arayan sensin, manyak mısın?" Sinirlensem mi gülsem mi bilemedim, sinirlerimi bozuyor bu çocuk benim.
"He iyi dedin oni, hazırlan kahvaltıya gidiyrız." Nedir bu şive canım Ulaşcımcımcım.
"Bu şimdi mi haber verilir ya?"
"Hee valla şimdi verdum."
Yüzüme kapattı! Hödük! Sinirden yatakta tepinip duruyordum. Benim hazırlanmam saatler alır şimdi, dünden haber verseydi daha erken kalkardım.
1 saat sonra..
Kapı çaldığında gelenin kim olduğunu anlamak pek zor olmadı, Annem evde yoktu bu yüzden ona Gizemlere gideceğime dair mesaj atmıştım. Ulaş annemden önce geldiği için şükrediyordum, bir trajediyi daha atlatamazdım doğrusu!Koşarak kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm manzara, güzeldi. Tabiki Ulaştan bahsediyorum!
"Hoşgeldin." Garip bir şekilde sevimli çıkan sesim beni bile şaşırtmıştı, zira bu her zaman olan birşey değil.
"Hoşbulduk, hazırsan çıkalım."
"Hazırım çıkalım."
••••
Ulaş beni kuymak yemeye getirmişti, hayatımda hiç yememiştim ama duyumlarıma göre güzel diyorlar. Bakıcaz artık.
Ben masaya oturmuş kuymağımı tatmak için hazırlanıyorum, lokmamı ağzıma attığımda tadının güzelliği aklımı başımdan almıştı.
"Güzelmiş." Ulaşın sesiyle daldığım rüyadan uyanmıştım.
"Ney güzelmiş?"
"Sevdiğinle beraber kahvaltı yapmak, onu kahvaltı ederken izlemek.."
Bir saniye sevdiğim mi dedi o?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karadenizli Sevdam
Fiksi RemajaÜniversitede tanışıp birbirlerinden hoşlanan aşıkların, Karadenizle birleşmesi.