Mrf- Derindeyim
"Bu ne?"
Ulaşın bana sinirden köpürmüş halde sorduğu soruya cevap vermeden önce neyi gösterdiğini anlamak için telefonu elinden aldım. Fotoğrafı incelediğimde rahatladığımı hissettim.
Şifresini unuttuğum instagram hesabımın bir fotoğrafıydı, eski sevgilimle çekilmiş olduğumuz bir fotoğraftı. Altına 'Seni seviyorum, yıldızlar kadar öpüyorum sevgilim.' Yazmışım.
Ne kadar safmışım, Ulaşı düşündüğümde eski sevgilime duyduğum şeyin aşk olmadığını yeni yeni anlıyordum. Sadece küçük bir hoşlantıydı.
Ama Ulaşa duyduğum şey sanırım aşktı. Evet bunu kendime yeni itiraf ediyorum, ona aşık oldum! Ama ya o bana aşık değilse?
Onun saçının teline zarar gelirse ben ölürüm, ona aşık olduğumu bildiği zaman beni bırakırsa? Ben bunu göze alamam. Sanırım Ulaş itiraf edene kadar bekleyeceğim. Tabi o bana arkadaşlıktan başka bir duygu besliyorsa.
Düşüncelerime dalmış vaziyetteydim, öyle ki benden cevap bekleyen, hesap sormaya hazır olan Ulaşı unutmuştum! O etrafımda olduğu zaman herşeyi unutuyorum.
"İrem sana soruyorum!"
Sinirli hali sanki kıskanma sinyalleri veriyor gibiydi. Ama beni niye kıskansın ki? Sonuçta onun için arkadaştan fazlası değilim. Bu ne kadar kalbimi acıtsada kendimi buna alıştırmam gerekir, bir aşk itirafı alana kadar en azından.
"Şey açıklayacağım ama böyle ayak üstü olmuyor, içeri geç istersen."
Zar zor şekilde konuşabilmiştim, şahsen açıklamak yerine kıskançlıktan deliye dönen yüzünü büyük bir zevkle izleyip biraz daha kıvrandırmak daha cazip gelmişti. Evet biraz cadı olabilirim ama aşk insana herşeyi yaptırır değil mi? Kesinlikle bu anın tadını çıkarmak hakkımdı.
Ulaş içeriye girdiğinde kapıyı kapatabildim. Biraz oyalanıp gülümsememi bastırmaya çalışarak mutfağa gidip soğuk bir su doldurdum. Ulaşın yanına vardığımda bastırabildiğim kahkaha hissi yine gün yüzüne çıkmıştı. Ama şuan gülmemeliydim! Ulaş beni öldürebilir.
"Şimdi Ulaş, sen biraz morarmışsın sanki." Güldükten sonra sözlerime devam ettim. Ulaşın kaşları sanki mümkünmüş gibi çatılmaya devam ediyordu.
"E malum kıskanmışsın, bende sana soğuk bir su getirdim tabi kıskançlığa iyi gelir mi bilmiyorum ama."
Kahkaha attığımda Ulaş daha fazla sinirlenmişti. Korkmak mı? Şuan ne kadar haz duyduğumu bilemezsiniz. Keşke telefonumu odamda bırakmasaydım da fotoğrafını çekip duvar kağıdı yapsaydım!
"Kızım gevşeme hemen! Cevap bekliyorum bu ne?"
Tekrar bağırıp fotoğrafı gösterdiğinde oflamıştım. Bunu açıklamak gerçekten sıkıcı olacaktı.
"Ya eski hesabım o, şifresini unuttuğumdan fotoğrafları silemiyorum işte!"
Açıkladığımda Ulaşın yüzünde rahatlamış bir his vardı. Sanırım gerçekten beni kıskanmıştı! Elimi yanağına götürüp gülümsedim.
"Kızım sende bula bula bu çocuğu mu buldun? Bundan sonra sıkar!"
"Nedenmiş Ulaş Bey?"
"Çünkü ben öyle istiyorum İrem Hanım."
"Kim olarak?"
"Yakında anlarsın, bir daha erkek sinek bile görmek istemiyorum yanında!"
"Beni kısıtlayamazsın Ulaş!"
"Kısıtlayan kim? Zaten ben ne karışıyorsam, ne halin varsa gör!"
"Yoksa sen beni kıskandın mı?"
"He kıskandım! Darlandurma işte kızım! Neyse, gidiyorum ben işim vardı." Hızla kalkıp gittiğinde arkasından gülümsemekle yetinmiştim.
Bu sabah Baran beni öpmüştü bu olayı tekrar hatırladığımda yüzüm düştü. Beni öptüğü zaman flaşın patladığına eminim! Hatta Ulaş bana bir fotoğraf gösterip sorgulayıcı bakışlar atınca Baranın bizi çekip ona attığını düşünmüştüm.
Ama olay bambaşkaydı, rahatlamamın sebebide buydu! Eğer o fotoğrafı (tabi eğer varsa) Ulaşa atarsa nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.
O beni zorla öptü desem bana inanır mıydı? Yoksa bir daha görüşmez miydik? Allah korusun. Naparım ki onsuz?
Bunaldığımı hissettiğimde uyuma kararı aldım, zaten bu saatte başka ne yapabilirim ki? Yalnız yaşıyordum ve bu benim için iğrençti! Ailem İzmirde yaşıyordu.
Ne kadar Gizemle birlikte yaşamak istesemde onun ailesi buna karşıydı. Evet Gizem ailesiyle yaşıyordu. Çok şanslı değil mi? Tam bir İstanbul aşığıydım burda okumak için çok ısrarcı olmuştım ailemde yaşadıkları yere fazlasıyla bağlı oldukları için buraya gelmelerine ikna edememiştim!
Odama gidip yatağa uzandığımda uyumak için gözlerimi yumdum. Telefonum çaldığında Ulaşın aradığını düşünerek arayan kişiye bakmadan açtım.
"Ulaş?"
"Yanlış cevap." Duyduğum sesle ne yapacağımı bilmiyordum! Bu Barandı ve beni öptüğünden beri ondan korkmuyor değildim. Yüz bulup beni aramasıda cabasıydı!
"Ne istiyorsun Baran?"
"Evinin önünde bekliyorum cadı! Aşağı in."
"İnmezsem?"
"Konuşmamız gerek." Telefonu yüzüne kapattığımda bundan hiç pişmanlık duymadım aksine havalandım. Nasıl göründüğüme bile bakmadan Baranın yanına indim.
Beni gördüğünde yüzünde koca bir gülümseme belirdi. Onun gülümsemesi bende kusma isteği uyandırıyordu.
"Ne var Baran?"
"Biliyorsun ki bugün aramızda bir yakınlaşma oldu ve öpüştük."
"Oğlum sen bebekken seni üç kere havaya atıp iki kere mi tuttular? Beni zorla öptün!"
"Her neyse bu küçük bir detay."
Ben sinirden deliye dönerken o sersem bir şekilde gülümseyip elini cebine attı, telefonunu çıkardığında bana çevirdi.
Gördüğüm manzara beni haklı çıkarıyordu! Hasta gerçekten biz öpüşürken fotoğrafımızı çekmişti. Bu çocuk gerçekten ne kullanıyor merak ediyorum. Bu kadar entrika dizilerde olmuyor be!
"Eğer böyle diklenip benim sinirlerimi bozarsan İrem, bu gördüğün fotoğraf o çok sevdiğin Ulaşının eline geçer."
"Ne istiyorsun benden?"
"Seni istiyorum İrem! Seni ben hak ediyorum."
Gözümden bir yaş aktığında ne kadar çaresiz olduğumu düşünüyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karadenizli Sevdam
Ficção AdolescenteÜniversitede tanışıp birbirlerinden hoşlanan aşıkların, Karadenizle birleşmesi.