Duman Her şeyi yak
Medya: Baran
Ulaşı ittirip hemen Baranın peşinden koştum. Ulaşın yüz halinin hangi durumda olduğunu bilmiyordum. Baran benim kardeşimdi ve onu zor zamanında yalnız bırakamazdım. O beni bırakmaz.
Baranı bulduğumda kolundan çekiştirip bana doğru dönmesini sağladım.
"Ya Baran neyin var senin?" Diye sordum endişeyle.
"Hiç."
"Nasıl hiç? Bana bak beni geçiştirmeye kalkma!"
Yalandan sinirlendiğimde Baran gülümsedi.
"Heh şöyle gül sen, sen hep gül Baran." Bu söylediğimden sonra Baranın gülümsemesi büyüdü. Ona sarıldığımda o da ellerini belime doladı.
"Hayırlı işler size ben yokmuşum gibi davranın sıkıntı değil!"
Sesin sahibine baktığımda bu Ulaştı. Deli deli bize doğru bakıyordu, Berkaylayken bu sinirli hallerini görmedim pek ama ne zaman Baranla olsam sinirleniyor.
"Ulaş neyin var senin?" Diyerek zorla çekiştirdim. Baranın yanından uzaklaştığımızda Ulaşa konuşma fırsatı tanıdım.
"Baranla arkadaşlık etmeni istemiyorum."
"Ne!"
Ne? Ne diyordu bu? O benim en yakın arkadaşlarımdan biri onunla arkadaşlığımı kesmem.
"Duydun, görüşmeyeceksin."
"Bunu neye dayanarak söylüyorsun?"
Sorduğum soruya ilk cevap vermeye yeltendi, sonra biraz düşündü, cevap veremeyeceğini anladığında yeri izlemeye başladı. Bu haline kahkaha atarken Baran beni kolumdan çekiştirdi.
"Ne oluyor yine Baran?"
"Niye yanımdan kaçıyorsun, yoksa Ulaş beyimiz benden mi kaçırıyor?" Bu soruyu yanıtlayacaktım ki Ulaş benden önce davrandı.
"Sen kimsin ula?" Diyerek gürlediğinde tırsmadım değil.
"Bence gayet iyi biliyorsun." Diyip göz kırptığında Ulaş Baranın yakalarından tuttu. Resmen yumruk yumruğa kavga edeceklerdi. Buna göz yumamam. Ulaşın ellerini güçlü bir şekilde Baranın yakalarından ittirdim.
"Napıyorsun sen Ulaş!"
"Asıl sen napaysin ula? Onu mu koruyorsun?"
"Ben kimseyi korumuyorum, ama lütfen arkadaşlarım ve çevreme zarar verme! Bir dur artık ya!"
Ulaşın ve Baranın gözlerine bakmadan oradan uzaklaşarak Gizem ve Berkanın yanına gittim. Daha fazla bu tabloya dayanamayacaktım. Birbirleriyle alıp veremedikleri neydi?
"İrem iyi misin?" Soruyu yönelten Gizeme bakıp kafamı onaylar derecede salladım.
"Değilsin."
"Nerden anladın?"
"Ne zaman sinirlensen, ayağını sallar, etrafa bakarsın."
İstemsizce gözlerim ayaklarıma kayarken gerçektende sallıyordum. Hiç farkında değilim, nasıl sinirlenmişsem. Berkan bana
"İrem hanım vallahi yüzünü gören cennetlik." Dediğinde gülümsedim.
"Desene Berkan, kesin cennetliksin." Dediğimde hep birlikte gülümsedik. Arkadaşlarımın yanında her şeyi unutuyorum, bana iyi geliyolar. Tabii bunların içinde Baranda var. Ama Ulaş bana nedensizce onunla arkadaşlık ilişkimi kesmemi istiyordu. Bu hayatımın zor kararlarından biriydi. Ulaşıda çok seviyorum. Baran farklı, o benim kardeşim. Ulaşsa sevdiğim adam.
Bir dakika bir dakika! Sevdiğim adam mı dedim ben? Allah söylettiyse demek. Yine etraftaki insanları incelerken omuzumda bir el hissettim. Dönüp baktığımda bu Barandı.
"İrem, seni korkuttuysam özür dilerim."
"Neyi paylaşamadığınızı anlamıyorum Baran ve benim yanımda Ulaşla uğraşma lütfen."
"Özür dilerim, seni kaybetmek istemem." Gülümsedim. O da gülümsediğinde kollarımı açarak
"Gel buraya!" Dedim. Neşeyle geldiğinde sarıldık. Ayrıldığımızda yine normal şeylerden konuşmaya başladık. Baran geçen sene yaşadığımız komik bir olayı anlatınca kahkahayı patlattım.
Kafamı çevirdiğimde Ulaş bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Yanına gittim.
"Ulaş, noldu neden öyle bakıyorsun?" Yüzünü incelediğimde öfke o kadar belli oluyordu ki onu tanımayan insanı bile korkutur derecedeydi. Ama en kötüsü hayal kırıklığı vardı.
Ulaş cevap vermeden hızlı bir şekilde yanımızdan uzaklaşmaya başladı. Okuldan çıktığında peşinden koşsamda yetişemiyordum.
"Ulaş yavaş ol!"
Aynı sinirle yürümeye devam etti, adeta sinirden hiçbir yeri göremiyor gibiydi. Öyle ki arabaların hızla geçtiği yola dalıverdi.
"Ulaş!"
Gördüğüm şeyle gözlerim yuvalarından çıkacak gibi oldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karadenizli Sevdam
Teen FictionÜniversitede tanışıp birbirlerinden hoşlanan aşıkların, Karadenizle birleşmesi.