0.8

172 8 0
                                    

Hasta Baran'ın aklından geçen hasta düşünceleri beynimin içinde yankılanıyordu. Beni seviyordu ve beni elde etmek için elindeki kozu kullanmaktan çekinmeyecekti.

Ulaşı kaybedecektim, malup benim. Ne zaman mutlu olsam en fazla beş saniye sürüyor zaten. Hayat bir defada beni gör anasını satayım.

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Dün gece bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Baranın itici sesiyle söyledikleri, bunca zamandır bana aşık olması ne bileyim biraz şov bence.

Hayaller aleminde dolanıp duruyordum, düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Öyle ki Gizemin bana seslendiğini bile fark edemeyecek duruma gelmiştim.

"İrem!"

"Hı?"

"İyi misin kızım? Yarım saattir sana sesleniyorum."

"İyiyim."

"Bahçeye çıkıyoruz gelsene."

"Siz gidin, ben gelirim birazdan."

Gizem çıkınca bende lavaboya gitmek için ayaklandım. Vardığımda elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Tamam kötüyüm ama, bunu kimseye yansıtmamalıyım. Özellikle Ulaşa.

Bahçeye gittiğimde Gizemi fark etmem uzun sürmemişti. Yanına yaklaştığımda Baranında onlarla oturacağını hiç düşünememiştim. Asla onların yanına gitmek istemesemde dönemezdim. Anlarlardı.

"İrem! Gelsene."

Gizemin sesini işittiğimde hızla yanlarına vardım. Ne kadar hızlı olsamda, içimden Barana ettiğim küfürler oldukça yavaş ve yerindeydi.

Hafif öksürüp sesimi bulduğumda konuşmaya yeltendim. Oradaki şahısın yüzüne bakmamak için oldukça çaba sarf ediyordum.

"Gizem, Berkan nasılsınız bakalım?" Diye sordum keyifli olmaya çalışarak. İçimde cenaze kalkıyor çaktırmayın.

"Bana hal hatır sormak yok herhalde ha?"

Bunu söyleyen kişi Barandı. Yüzsüzlükte zirve yapması bende istifra etme isteği uyandırıyordu. Şuna kim söz hakkı verdi ya?

Ondan taraf pek bakmayıp kurduğu cümleyide yanıtsız bıraktım. Canı sıkılsın, benden yüz bulamasın. Mümkünse ötede havlasın rica ediyorum.

Gizem şüpheci tavırlarla bir bana bir Barana bakıp lafa girdi.

"Hayırdır İrem, Baranla küs müsün?"

Onlara olanları belli etmeme konusunda kararlıydım. Baranı o kadar umursamıyordum, yani sanırım.

"Yok canım ne küsmesi!" Sahte bir keyifle bunu söylediğimde gerçekten kendimden iğrendim. Gizemcim ne küsmesi, kendisini görünce bileklerimi kesesim geliyor o derece.

Kimseden tepki alamayınca Baranla aynı ortamda daha fazla durmak istemedim. Bir bahane bulup burdan kurtulmam gerek. Buldum!

"Ee canımlar Ulaş beni çağırmıştı, ben yavaştan gideyim." Gizem gülümseyip

"Oo hayırlı işler." Dedi. Sırf Baran sinirlensin diye bende gülüp ona göz kırptım. Kudur.

Yanlarından ayrıldığımda Ulaşın nerde olduğunu bulmam gerektiğini düşündüm. Çok zekice değil mi? Biliyorum tamam.

Ulaşı bankta otururken gördüğümde sessizce yannına yanaşıp ellerimle gözlerini kapadım.

"Ben kimim?" Diye sordum gülerek. Bu Ulaşın hayatında karşılaştığı en zor soru olduğuna eminim. Nasıl bilecek şimdi adam? Tüh ayıp yani.

"Anne sen mi geldin? Ne arıyorsun kız burda?" 

Ulaşın söylediğine yalandan bozulmuş gibi yaptım.

"Nasıl ya? Beni Annene mi benzetiyorsun Ulaş?"

"He."

Güldüğünde bende gülümsedim. Ellerimi boynuna dolayıp yanağına öpücük kondurdum. Bu adamın yanında kendimi nasıl huzurlu hissettiğimi bir bilseniz.

Yanına oturduğumda kolunu omzuma attı. Parmaklarını parmaklarıma kenetlediğimde herşey cuk oturmuş gibi duruyordu. Onun yanında tüm sorunlarımdan sıyrılmış gibiydim.

Ulaş saçıma ufak bir öpücük bıraktı.

"Hangi şampuanı kullanıyorsun?"

Biz burda huzurdan kavrulalım herifin sorduğu soruya bak iyi mi? Alttan alttan gülümsüyorum ama bu küçücük bir detay.

"Arap sabunu henüz şampuana geçiş yapamadım canısı."

Kahkaha attığında bende onunla birlikte güldüm.Bu da sevdiğim şeyler arasındaydı, onunla birlikte gülmek.

Telefonuma mesaj geldiğinde umarım Vodofone'dendir diye düşünmekten kendimi alamadım. Çünkü kim olduğunu az çok tahmin edebiliyordum.

Bingo! Tahmin ettiğim kişi, ne yazık ki..

Baran: Bakıyorumda yine sevgilinlesin, yakında tamamen benimle olacaksın İrem! Şansını bu denli zorlama.

Bu çocuk cidden canımı sıkmaya başlıyordu ama!

"Kimdenmiş mesaj?"

Ulaşın sorduğu soruya yanıt olarak yalan söylemek zorunda kaldım. Bu yüzden kendimden utanıyorum.

"Vodofone."

Onaylayarak başını salladığında rahatladım. Dertler derya olmuş ben hala aşık.

Tekrar Ulaşın huzurlu kollarına kendimi bıraktığımda bu seferde telefonum çalmaya başlamıştı.

"Aa ama!"

Ulaşın bu tepkisine güldüğümde arayan kişiye baktım.

Annem arıyor...

Hayırdır inşallah, annem zırt pırt aramazdı beni.

"Alo Anne?"

"Kız seni okula diye yolladık ne haltlar yiyorsun orada?"

"Ne yapıyormuşum Anne ya?"

"Bana gizli numaradan mesaj gelmiş pek anlamam, senin bir adamla fotoğrafını yollamış."

"Nasıl bir fotoğrafmış bu?"

"Sarmaş dolaş sarılırken." Bu kadar düştün mü Baran ya? Gerçekten mi?

"Anne fotoshop o inanma."

"Kız sen beni salak yerine mi koyuyorsun? İstanbula geliyorum ben bekle beni!"

Telefonu suratıma kapattığında neye uğradığımı şaşırmıştım, tam anlamıyla boşluğa düştüm.

"Noluyor İrem?"

"Annem."

"Nolmuş Annene?"

"Annem geliyor."

Karadenizli SevdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin