Minske, Gerlari ve Konsey

80 21 45
                                    

Minske toprakları/Günümüz..

Yasak Deniz, bu gün her zamankinden daha hırçın dövüyordu Minske kıyılarını. Seçilmiş Gerlari  kale surlarının üzerinde etrafındaki askerlerinin şaşkın bakışları arasında öfkeyle dolaşıyordu. Deniz, Gerlari Aleka'nın huzursuz ve öfkeli ruhuna eşlik ediyor gibiydi.

Surlar arasından Vampirlerin topraklarına bakan boşlukta durdu. Deniz mavisi gözlerini kan emici düşmanlarının, görünen karanlık toprakları üzerinde gezdiriyordu. Gerlari seçiminden önce annesi Gerlari(Kraliçe) iken gitmişti o topraklara . Kaç sene önceydi? 20? belki biraz daha fazla. Olan bitenin ne olduğunu anlamadan, yollanan heyet içinde bindirilmişti gemiye. Çocuk sayılabilecek yaştayken, aldığı ağır savaş eğitimine rağmen gördüklerini midesi kaldırmamıştı.

Safkan kalesine ilerledikleri sırada askerlerine başı bozuk vampirler saldırmış, saniyeler içinde askerlerin tüm iç organları etraflarında savrulmuş vaziyette kalakalmışlardı. Kendilerine özellikle saldırmayan bu bir grup manyak, bir nevi göz dağı vermek istemişti belkide. O gün sadece büyük anlaşma döneminde yaşananlardan duydukları vampirleri tanımıştı Gerlari Aleka. Daha 21 yaşındayken, reşit bile sayılmazken kan kokusuyla dolmuştu burnu.

Annesi ölmeden hemen önce “ Anlaşmaya sadık kal ve halkının kanına sahip çık “ dediğinde aklına o sahneden başka bir şey gelmemişti. Deniz mavisi gözleri hüzünle süzüldü.

Annesinin ölümü ile kendinden başka Gerlari adayı olmadığından kimseyle yarışmak zorunda kalmamıştı. Yine de yüce heyetin tam oyuyla Gerlari seçilmişti. Tek bir oy dahi fire vermediğinden kendisine Yüce Gerlari diye hitap ediliyordu. Kaslı vücudu, heybetli yapısı, uzun boyu ve uzun kahverengi saçlarıyla ozanların yazdıkları epik şiirlerden fırlayan savaş tanrıçalarına benziyordu. 5 yaşında almaya başladığı ağır savaş eğitimi sayesinde ata çok iyi biniyor, iki kılıcı iki eliyle aynı anda kullanıyor, ok ve mızrak atışında hedefi asla ıskalamıyordu.  Minske halkının hemen hemen hepsi aynı eğitimden geçse de Aleka'nın savaşmaya doğal bir yeteneği olduğu su götürmez bir gerçekti.

Daha 18 yaşındayken vahşi hayvanların ve türlü efsanevi canavarların yaşadığı düşünülen bir adaya 10 günlük eğitim için bırakılmış ve adadan daha süresi dolmadan kendi imkanlarıyla dönmeyi başaran tek Minske olmuştu. Mavi gözlerinin kızdığı zaman ateş rengine dönüştüğüne dair köy efsaneleri bile yayılmıştı. Gücüne ve kudretine rağmen halkını her zaman adaletle ve hoş görüyle yönetmiş ve bu yolda azimle ilerlemiş bir Gerlari'ydi. Kızı Eirene ve oğlu Ermin'i de aynı şekilde yetiştirmeye çalışıyordu. Onların yine efsanevi adaya eğitim için bırakılmasını istediyse de kocası kabul etmemiş ve engel olmuştu.

Kocasına aşık bu güçlü kadın, onun kendisi için her yanıyla biçilmiş kaftan olduğunu düşünürdü. Tek farkları kocası Aleko'nun fazla merhametli olmasıydı. Hüzünlü deniz mavisi gözler Aleko’yu düşününce istemsiz parlamaya başladı. Canavar vampirlerin topraklarında ilk karşılaştıklarında gözleri kenetlenmiş ve bilinmeyen bir bağ onların kalbini düğümlemişti. Aleka'nın aksine Aleko, esmer tenliydi. simsiyah gözleri olan yakışıklı bir adamdı. İkisi de henüz çok genç olmalarına rağmen yaşıtlarına göre daha iri yapılı olmaları sebebiyle kolaylıkla fark ediliyorlardı. Savaş tutkuları ve yeteneklerinin örtüşmesi sebebiyle daha da yakınlaşmışlar ve ayrılmaz bir ikili olmuşlardı. bu yakınlaşma sonucu Aleka evlilik dışı hamile kalınca, olayın duyulmasından korkup kaçmaya karar verdiler.

Kaçacakları  gece Aleka’nın annesi ölmüş ve geriye başka varis bırakmadığından, Aleka seçimlere mecburen katılmak zorunda kalmıştı. Kurallara göre Gerlari seçimine ölen Gerlari’nin çocuklarından en az birinin katılması gerekiyordu. Diğer adaylar heyet üyelerinin kendi ailelerinden seçtığı kişilerden oluşuyordu. Seçimi hiç beklemediği bir şekilde tüm üyelerin oyuyla kazanan Aleka, Gerlari olur olmaz Aleko'yla evlendi ve 7 ay sonra ikiz çocuklarını dünyaya getirdi. Yüce Gerlari oğlunu ve kızını kucağına aldığı günlerin içinde yeniden kaybolurken kale komutanının tok sesi ile çıktı hülya denizinden.

HEYL EFSANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin