Otsolar Ve Safkanlar Savaşı

42 5 11
                                    

Sondra ve ordusu güneşin doğmasına az kaldığını fark ettiler ve Vampir Krallığına hızlıca koşarak ulaştılar. Sondra ordusundan ayrılarak telaşla toplantı çanlarını çaldı. Yüzünde tedirgin ifadeyle Gabriel'in evinden geçip kimseyle konuşmadan hatta etrafında olup bitenlerin farkına varmadan yuvarlak masadaki yerini aldı. Diğer atalar gelene dek soluklandı, düşündü birkaç kez ayağa kalkıp masanın etrafında döndü ve yerine oturdu. Telaşı her halinden belliydi. Dudaklarını ısırdıktan sonra, yumruk yaptığı ellerini indirirken tuttuğu derin nefesi vererek sakinleşmeye çalıştı. Arkasını döndüğünde herkesin bir süredir masa da beklediğini fark etti, şaşkın ve sorgulayıcı bakışlarla Sondra'nın hareketlerinden anlam çıkartmaya çalışıyor gibiydiler. Sondra tekrar nefesini vererek oturdu ve konuşmaya başladı.

''Şef Tekula'nın karısı Şef Abeba bir vampir tarafından öldürülmüş. Yolculuğum boyunca ve sizi beklerken bunu düşünme fırsatı buldum. Bunu yapsa yapsa Charlie yapar başka kurt kanı içen manyak bir vampir görmedim. (Duraksayıp masadakilerin tepkilerine baktı. İyi de bundan bize ne der gibiydi ifadeleri.) Anlamıyor musunuz? Bu bir fırsat, Otsoları sevmediğinizi biliyorum bende pek hayranları sayılmam ama Şef Tekula Mabel'a savaş ilan edecek. (Derken gözleri parladı. Masadakiler sonunda anlamış gibi bakmaya başladılar.) Otsoların yanında yer alırsak Mabel'ı öldürebiliriz. Teklifimi kabul edip etmeyeceklerini henüz bilmiyorum ama kabul edeceklerine inancım tam. Mabel ölecek!'' Deyip yüzünde korkunç bir gülümseme belirdi. Gözlerindeki ateş Ata vampirler için bile çok korkutucuydu.

Jenna ''İyi de Otsolarla anlaşma yapmak otoritenizi sarsacak. Üstelik Mabel zaten geri çekildi savaşmamız anlamsız bu durumda.'' Derken herkesin aklındakileri söylediğini hissetti.

Sondra ''Evet ama şimdilik, Mabel ortaya çıktığımızdan beri bizi yok edeceği anı kolluyor. Bizim için bu eşi bulunmaz bir fırsat. Mabel gitmek zorunda! Bunun için de Otsolarla birlikte savaşmak zorundayız. Son kararım budur! Şimdi Jenna bana ordu topla ve Atalar hepiniz benimle birlikte savaşacaksınız.'' Derken masadaki kimsenin bunu istemediği ama karşı da çıkamadığını gördü. Kararı kesindi, bunu konuşmasında belli etmişti. Artık kimse karşı çıkamazdı.

Jenna içten içe Otsolara güvenmiyorum demek istese de diyemedi, ağzı açık eli havada kaldı. Sonra vazgeçip gitti. Sondra Jenna'nın hareketlerini görmemişti bile, aklında uzun yıllardır beklediği intikamın bu kadar yakın olmasının verdiği coşku vardı.

İçinden ''çok yakında Mabel, çok yakında benim olacaksın Mabel!'' Diyordu. Güneşin batmasını heyecanla bekliyordu. Bütün gün evinin güneş alan kısmının karanlığa boğulmasını bekledi. Güneş batarken duyduğu tatmin duygusu ve heyecan onu bile korkutmuştu. Gölgelerde koşmaya başladı, güneş battıkça daha ileriye gidiyordu ve her koşuşunda damarlarının adrenalin ile doluşunu hissediyordu. Güneş tamamen batınca Otsoların çadıra benzeyen keçe yapılarına ulaşmıştı bile. Tarifsiz bir mutlulukla hareket ediyordu artık.

Etrafına baktığında içini bir hüzün kapladı. Otsolar ölen Şefleri için acıyla uluyorlardı. Onların arasından geçip Şef Tekulanın yaşadığı yere geldiğinde yavaşça içeri girdi. Gördüğü manzara dışarından daha kötüydü. Şef Tekula, o büyük güçlü kurt şimdi kıpkırmızı gözlerle karşısında duruyordu. Etrafına baktığında Agostino, Fioralba, Yüce Gerlari Aleka ve Esta oradaydı. Estayı görünce şaşırıp tekrar baktı. Sondrayı daha da şaşırtan Esta'nın Şef Tekula'nın elini tutuyor ve ona destek veriyor olmasıydı. Dost olduklarını bildiği halde bu kadar samimi olduklarını bilmediği için şaşırmıştı. Üstelik bu topraklarda melez de olsa vampirler hiç hoşnut karşılamazken..

Öte yandan Şef Tekula'nın gözlerini öfke bürümüştü, az önceki sakin ve hüzünlü adam gitmiş yerine kurda dönüşmeye ve Sondrayı parçalamaya hazır biri gelmişti. Sondra bunu fark edip hemen söze girdi:

HEYL EFSANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin