7~ GÜLÜŞÜNDE DALGALAR SAKLI

189 33 34
                                    

Tiz bir çığlıkla gözlerimi hızla açtım. Telaşla yataktan atladım. "Batıyoruz!" diye bağırdım. En az duyduğum çığlık kadar tizdi. Karman çorman saçlarım ve şiş gözlerimle odadan dışarı fırladım. Birbirine girmiş sesler güverteden geliyordu. Kesin ölüyoruz!
Hızla güverteye ulaştım. Bir kadın elini sağa sola sallayarak bişeyler anlatıyordu. Chanyeol ve Kyungsoo da buradaydı. Koşturarak yanlarına ulaştığımda, "Nereden su alıyoruz?" diye sordum hararetle. Gözlerimle etrafı tarıyordum. Kyungsoo bana geri zekalıymışım gibi bakıyordu. Chanyeol ise, o da öyle bakıyordu.

Kyungsoo, el haraketi ile beni yanına çağırdı. Ben yanına varınca başıma bir fiske vurdu. Elimle başımı okşarken hayıflandım. "Kadın köpeklerden çok korkuyormuş. Nerden geldi bilmiyoruz, şu yavruya baksana."
O an korkuluklara yakın bir yerde, titreyerek etrafa bakan minik köpeği gördüm. Korkulu gözlerle kadına bakıyordu. Beyaz sarı tüyleri yer yer ıslanmıştı. Ellerimi yavruya doğru uzatırken, sakin adımlarla yanına doğru adımladım. Kaçmasını ya da suya düşmesini göze alamazdım. İyice yanına yanaşıp ellerimi uzattığımda, fazla zahmete gerek kalmadan, atladı kucağıma. Yumuşacık tüylerinde elimi gezdirirken, o kafasını omzuma yaslayıp minik hırıltılar bıraktı. Üşümüştü. Geceden beri burada mıydı?

Kucağımdaki yavru ile Chanyeol'un yanına vardım. Kaşları çatıktı. Sabah sabah bir susmadın be kadın! Bu arada, saat kaç acaba?
Köpekle beni gören kadın yeniden bir bağırtı bıraktı.
"Bu köpek, senin mi?"

"Benim," dedim, gururla. Huysuzlanmasın diye tüylerini okşamaya devam ediyordum.

"O şeyi benden uzak tut!" Bak şimdi elimde kalıcak.

"Sen ondan uzak dur. Onu rahatsız ediyorsun." Kadın hahlayıp, arkasını döndü ve hızla gözden kayboldu. Chanyeol ve Kyungsoo bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ben de Chanyeol bana kızabilir diye, arkamı dönüp odama doğru koşuşturdum.

Odama girdiğimde yavruyu yere bıraktım ama korkmuş olduğu için ayaklarımın dibinden ayrılmadı. Yeniden kucağıma alıp banyoya gittim. Banyodaki aynada suratımı gördüğümde, kadının neden bu kadar çabuk pes ettiğini anladım. Korkunçtum.
Ilık su ile yıkadım onu. Sonra odada bulduğum havlu ile kuruladım. İşte şimdi tüyleri daha parlaktı. Sürekli kuyruğunu sallayıp bacağıma sürtünmesi, o kadar sevimliydi ki.

Onu kısa bir süre bırakıp Kyungsoo'nun yanına gittim. Köpek için yemek istediğimde önce cıklamış, sonra ise bir kap bol etli yemek ve su getirmişti. Ayrıca orada kadına çok korkunç baktığımla ilgili dalga da geçmişti.

Odama geri döndüğümde yemeğini ve suyunu vermiştim. Yemek yediği süre boyunca tüylerini okşamıştım. Hala üşüyordu. Yatağa girmeden önce, üstümü onu yıkarken ıslattığım için kıyafetlerimi değiştirdim. Minik yavru, yatağa yan yattığımda karnımın yanındaki boşluğa sığındı. Kedi gibi hırıltılar çıkarıyordu.
"Nesin sen? Kedi mi?" Gülerek sordum. Üstümüzü örttüm yavaşça.

Kapının önünden tıkırtılar geldi. Chanyeol'un yedek anahtarı mı vardı? Hızla örtüyü yüzüme çektim. Kapı açıldı ve kapandı. Chanyeol adım adım bana yaklaştı. Yüzümdeki örtüyü omzuma kadar indirdi. Şirince gülümsedim.

"Köpek nerede?"

"Ha? Ne köpeği?" Birkaç saniye sonra yavru köpek havladı ve örtünün altında kuyruğunu sallamaya başladı. Chanyeol gülerek yatağın kenarına oturdu.

Hafifçe doğruldum ve yavruyu ellerimin arasına aldım. Chanyeol'un yüzüne doğru uzatırken, "Çok tatlı değil mi?" diye mırıldandım, normalden tiz çıkan sesimle. Bebek sever gibi seviyordum onu.

SKY On The SEAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin