Şairin yurtdışından yurda dönüş yaptığı günden tam 28 gün geçmişti. Şairin eşi, hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam ediyor, standart hayat düzeninin kendilerine sunduğu imkanlardan olabildiğince iyi bir şekilde faydalanıyorlardı. Birlikte yemeğe, tiyatroya, sinemaya, plaja, operaya gidiyorlardı. Her akşam ayrı bir aktiviteleri oluyordu. Her hafta sonu macera peşinde koşuyorlardı. Şairin keyfi yerinde ama bir yandan Koreli aşkını düşünmeden edemiyordu. Kadın ise, bütün bu aktivitelerin içinde, planını en ince detayına kadar hesaplamak için her gün kafa patlatıyordu, çünkü biliyordu ki: " Başarı, detayda gizlidir." Planını ise şöyle tasarladı; 3 Eylül günü, tanışma yıldönümleri idi. O gün her yıl yaptıkları gibi Sarıyer ilçesinin Garipçe köyündeki balıkçı restoranında akşam yemeği yerlerdi. Restoran emekçileri bu ikiliyi çok iyi tanıyorlardı. Kadın, tezgah altı piyasasından bulduğu zehri şairin yemeğine koyacak, hemen etkisini göstermeyen bu zehirle, şair birkaç gün içinde ölecekti hiçbir acı çekmeden. Şair ölmeden evvel, kadın Paris biletini almış olacaktı ve Paris'teki yakınlarının yanında kalacaktı. Yani otopsi sonucu görülmeden, çoktan Eyfel kulesinin yakınındaki çay bahçesinde kahvesini yudumluyor olacaktı. Zaten babasından kalan ve çalıştığı yılların getirisi ona bir hayli yeterdi. Kadın intikamı düşündü sadece, ihaneti üzerine katarak. Şair ise herşeyden habersiz, yeni bir şiir kitabının sözleşmesini sektörün en itibarlı yayınevi ile imzalamıştı o sıra. Kendisine gelen diğer teklifleri tek kalem de çizmişti. Hatta ona güvenip ilk kitabını bastıran yayınevini bile silmişti. Bu da yayınevi sahibi Çoşkun Bey'in gücüne çok gitmişti. Halbuki sektöre şairi sokan, onu tanıtan oydu. Reklamını yaptırmış, büyük gazete ve dergilerde, tanıdığı tv yapımcılarıyla şairin popülaritesini artırmıştı. Az bir ücrete rakibine geçmişti şair hem de kibirli bir hal takınarak, halbuki ne kadar naif ve temiz bir insandı onun gözünde. Çoşkun bey ise bu duruma çok içlendi. Ve mafya bağlantılarını kullanarak, şairi sonsuzluğa göndermeye karar verdi. Çoşkun bey, yer altı dünyasını iyi bilen biriydi. Şöhreti, dostluğa tercih ettiği için şair bunun bedelini ödemeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şairin Ölümü
RastgeleGenç bir şairin Paris'ten yurda dönüşü ve ölümü, ( bölüm bölüm)