Cadı denildiğinde ilk olarak aklımıza, süpürgesiyle uçan, siyah renkli kedisini yanından ayırmayan, yaptığı büyülerde kurbağa eksik olmayan uzun burunlu, uzun tırnaklı koni şeklindeki şapkasıyla yaşlı bir kadın sembolü gelir.
Sadece kadınlara cadı denmesinin tek bir sebebi var;
Bu sebep de tarihin başlarından beri gelen iş bölümü. İlkel çağlarda fiziksel olarak daha güçlü olduğu kabul edilen erkeklerin, hayvan avı için çalışması ve bu esnada kadınların doğayla iç içe olup bitki ve sebze toplayarak çalışması nedeniyle başlayan olaylar silsilesi. Avcı-toplayıcı toplum diye anılan şey de tam budur. Erkekler avlanırken, kadınlar doğanın bilgisine sahip olmaya başladı. Topladıklarıyla şifacılık da yapmaya başlayan kadınların -bilimin kapılarını açacak olan- bilgi birikimi, erkeklerin önüne geçmişti. Şifasını bilen kadın, öldürmeyi de bilebileceğinden artık "tehlikeli" olarak damgalandı. Bu damga ilkel çağlardan günümüze anlamından pek bir şey kaybetmeyerek farklı formlarda maalesef taşındı da.Cadılar; özellikle Ortaçağ döneminin ilk akla gelen olaylarından biriydi. Engizisyon ve cadıları yanyana cümlede kullanmak hiç de yadırganacak bir şey olmasa gerek. Cadılık olayları Roma’nın Hıristiyanlığı kabul etmesiyle birlikte henüz Hıristiyanlığı duymayıp, köylerinde ve ülkenin ücra köşelerinde çok tanrıcılık dinine mensup kişilerin hala var olmalarıyla ve şeytanla işbirliği içine giren ve şehvet düşkünü oldukları iddia edilen cadıların var olduğu iddiasıyla kilisenin, din adı altında çok tanrılı dini kaldırma mücadelesi verdiği ve bu uğurda engizisyon mahkemelerinin kurulduğu bir dönemde cadıcılık kavramı gün yüzüne çıkmıştır.
Ortaçağ Avrupasında bir çok kadın cadılık yaptığı iddiasıyla yakılmıştı. Dönemin şartlarına ve uygulanış şekline baktığımızda belki de bir çok masum kadın bu despot kanunun kurbanı olmuştu. O dönemde tıp biliminin henüz köylerde ve ücra kasabalarda yaygınlaşmaması kadınları hastalıklara karşı bir takım önlem alma zorunluluğu doğurmasına sebep olmuş, bunun neticesinde ormanda ilaç yapmak amaçlı bitki toplayan kadınlar, topladıkları bitkilerle büyücülük yaptığı iddiasıyla cadı ilan edilmişler, engisizyon kurbanı olmuşlardı. Nitekim Tevrat "Efsuncu kadınları yaşatmayacaksın" şeriatı kadınların potansiyel bir cadı olduğu fikrinin yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Cadı avı sadece Avrupa da değil Amerika ve Orta Asya ülkelerinde de ses getirmiştir. Günümüzde hala cadıcılık olgusuna inanan bazı ülkeler vardır. Örneğin Hindistan da Orissa kentinde cadıların kurmuş olduğu dernekler ve cadıların cezalandırılmasına karşı birleşen cadıların kurduğu dernekler bulunuyor.
Cadılar özellikle bu suçtan ötürü cezalandırılan kadınlar o dönemde feodalizm ile yönetilen sistemin bir kurbanı olarak tarihin acı sayfalarında yer alıyor.
![](https://img.wattpad.com/cover/154360729-288-k946331.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsaneler
RandomBu kitabımda tarih boyunca anlatılan bütün efsaneleri anlatmaya çalışacağım.Her bir bölümde birbirinden ilginç efsanelere yelken açacağız. İYİ OKUMALAR