Altay Türklerinin inancında yer alan Albastı (Alkarısı), lohusalık döneminde kadınlara musallat olduğuna inanılan bir yaratık olarak ön plana çıkmaktadır.
Lohusalık bir kadının doğumdan sonra yaşadığı yaklaşık 6 haftalık süreci tanımlayan doğum sonrası döneme verilen isimdir. Bu dönem, kadınların gebelikte metabolizma ve genital sisteminde oluşan değişimlerin geriye döndüğü süreçtir. Lohusalıkta hormon seviyeleri ve rahim boyutları gebelik öncesi seviyelere geriler.
Lohusa kadının yanında kimse olmadığı zamanlarda da evin bir yerinden çıkıp gelirmiş. Hele hastanın yeri karanlık oldu muydu, o muhakkak gelir ve kadının göğsüne oturarak elini kadının boğazına sokar, ciğerini koparır gidermiş. Bu esnada kadın, bir türlü kıpırdayamaz ve sesini çıkaramazmış. Çok ağır ve korkunçmuş. Yok eğer kadın, cesur çıkarsada Al Karısının mücevher dolu olan beresini eline geçirirse, o artık kaçıp gidermiş. Erkek sesi, öksürüğü bile, Al Karısı'nı korkutmaya yetermiş.
Alkarısın uzun boylu olduğu, zayıf bir görünüme sahip olduğu halde çok ağırdır, parmaklarının uzun, saçlarının dağınık, vücudunun yağlı, el ve ayakları küçük ve dişlek olarak tasvir edilir.
Benzer inanışa Rusya ve İran’da da rastlanmakta olup, bu bölgelerde Albastının (Alkarasının) insanların üremesini engelleyen bir iblis türü olduğuna inanıldığı görülmektedir. Eski Türklerde Albastı (Alkarısı) inancının yaygın olduğu görülmekte ve lohusalık döneminde kadınlara musallat olduğu bilinen bu yaratığın aynı zamanda atlara da musallat olduğu kaynaklardan aktarılmaktadır. Ünü Türklerin yaşadığı bölgelerin dışına taşan Albastının o dönemlerde çocuklu ailelerin kabusu olduğu kaynaklardan edinilen bilgilerde rastlanılmaktadır. Her ne kadar korkulan bir yaratık veya ifrit olarak tabir edilse de Albastıdan kurtulmanın yollarına da kaynaklarda yer verilmekte olup;
Albastının erkeklerden korktuğu, loğusalık döneminde kadınların yalnız bırakılmaması gerektiği, bazı bitki ve nesnelerle lohusalık döneminde kadınların Albastıdan korunabildiği aktarılmaktadır.
Albastı hikayeleri günümüzde halen insanların önlem almasına neden olacak kadar ürkütücüdür. Rivayet edilen Albastı (Alkarası) hikayelerinde ilgili yaratığın bebek etini çok sevdiğine değinilerek yalnız bırakılan lohusa kadınların üzerine çökerek nefeslerini kestiği, ciğerlerini sökerek yediği ve çocuklarını da kaçırarak kayıplara karıştığı anlatılmaktadır.
Kültürümüzde yer alan ve halen gerçekliğine inanılan Alkarısı olayı, İslam alimleri tarafından varlığı kabul edilmeyen bir varlıktır. İslam Alimlerinin aksine albastıya sahip çıkan tıp dünyası, Albastının bir yaratık değil hastalık olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur. Albastı bir lohusalık hastalığı olarak kabul edilerek;Ateşinin yükselmesi,
Titreme yaşaması,
Nabzının hızlanması,
Yorgun ve bitkin hissetmesi belirtilerine sahiptir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsaneler
AcakBu kitabımda tarih boyunca anlatılan bütün efsaneleri anlatmaya çalışacağım.Her bir bölümde birbirinden ilginç efsanelere yelken açacağız. İYİ OKUMALAR