7~bölüm

7.4K 206 36
                                    

UPUZUN BIR BÖLÜM YAZMAYA ÇALIŞTIMM

"sadece adımı biliyorsun hikayemi değil."

AYAZ GECEKAN;

kimdim ben. kimindim. unutulmuşmuydum yoksa kaçmış mıydım yıllarca gerçeklerden. korkaktım. zavallı bir korkak! kaçmıştım, korkmuştum gerceklerden! kimsesizdim işte. çaresiz yapayalnız! suçum neydi? kimdim ben! korkuyor muyum yine? neyden korktuğunu bilmeden korkulur muydu? unutmak isteyip unutulunur muydu? bulunmak istenip kaybolunur muydu? neydim ben? sadist? adi? aptal? katil? unutulmuş? korkak? cesur? kötü adam? kahraman? hangisi! bir sorunun yanlış şıkkı gibi hissetmek nedir bilir misiniz? yapayalnız hissettiniz mi kendinizi? cevrenizdeki herkes yalandan gülümsemeler saçarken sen gerçekten ağladın mı? yalanların içindeki doğru yol olmak isterken yalanlananların hikayesiydi benimki. ben doğru değildim. ben yanlışın ta kendisiyim!

keşke doğmasaydım dedim kendi kendime. keşke hiç yaşamasaydım bu hayatı.

ama eğer yanlışsam öyle olmalıyım. iki yanlış bir doğruyu götürür derler. seni almaya geliyorum duru. gerekirse canını alırım ama alacağım.

******

DURU TAŞKIN;

korkudan nefes almaya utanır haldeyim şu an. Ayaz yaklaşık yarım saattir gözlerini kısmış öldürücü bakışlarını yolluyordu.

göz kırptığı araları nefes almak için kullanıyorum.

gözleri o kadar karanlık bakıyor ki simsiyah adeta. Ama hala inatla bende ona bakıyorum. Hayır bişey de yapmadım yani. sabah sabah kalktım yüzümü yıkıyorum.

ayağa kalkıp yanıma geldi. ellerini çokta kibar olmayan bir sekilde saçlarımda gezdirmesinden korkmalıyım bilmiyorum. sanırım evet.

birden saçıma asılınca kafamı sandalyenin kenarına çarpmamla ağzımdan çıkan acı dolu çığlık tüm odayı kapladı.

saçlarıma biraz daha aslınca gözlerimin dolmaya başlamıştı.

saçımı bıraktığında tam kaçacaktım ki koluma yapıştı. ne kadar çekmeye çalışsam da kurtulamadım. Artık kolum yanmaya başladığı sırada göz Yaşlarımı tutamıyordum.

aniden beni yere fırlatıp cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdiğinde havada süzülen dumana bakıyor ve sakinleşmeye çalışıyordum.

"olgu söyle o heriflere kimse eve yaklaşmasın"

ne evinden bahsediyorsun ayaz? o sırada göz yaşlarım az da olsa dinmişti.

"nasıl yaparsan yap umrumda değil!"

diyip telefonu olgu olduğunu tahmin ettigim kişinin yüzüne kapattı.

yeniden bana dönüp acımasızca bir gülüş gönderdi.

seslice yutkundum.

yeniden sertçe kolumu tutup kaldırdı.

hicbirsey söylememe izin vermeden yatağa fırlattı.

titremeye başlamıştım. ne ara koyduğunu bilmediğim bir bıçağı alıp derime bastırmasiyla çığlık attım. kolumu tutup önüne çekti. × şeklinde bir çizik atıp gözlerime baktı.

******

gözlerim buğulanmaya başladığı için mimiklerini çok net seçemiyordum.

ellerini çizigin üzerinde gezdirdi.

"canın yanıyor mu?"

hickiriklarimin arasindan başımı salladım.

elini sertce bastirmasiyla öyle bir çığlık attım ki tüm site duymuştur.

elini cekmeden başımı göğsüne bastirip tek eliyle sarıldı bir yandan da burnunu saçlarımda dolaştırdı.

"şşşşş. bebeğim ağlama"

kafamı kaldırıp gozlerine baktım pişman değildi ne olmuştu peki?

"lanet olsun ağlama dedim!"

diye kükredi. daha yapacaklarindan korkmuştum. birden elimi kurtarıp kacabildiğim kadar hızlı bir şekilde evden çıktım. nerdeyim? nereye gideceğim? hiçbir fikrim yok.

Tugayı arayabilirim!

ilk çalışta acti bir yandan da kosuyordum.

"tugay! yardım et lütfen! pesimd-"

aniden elimden telefonum alındı.

"ah Merhaba her kimsen? ben kim miyim? ECELINIZ!"

diyip telefonu kapattı. uzerime doğru gelmesiyle tekrardan kaçmaya başladım.

saatlerce koştum. hala pesimdeydi biliyorum. tam arkamdaydi ve artık kosacak gücüm kalmamıştı. kolumdaki ve tenimdeki yaraları saymıyorum bile!

sonunda pes edip kendimi yere attım.

beni kucağına almasiyla tekrardan ağlamaya başladım.

"lütfen dayanamıyorum!"

"şşşt. korkma."

sesini hiç bu kadar narin görmemiştim. sanki bir ressamin resmine baktığı gibi şefkatliydi.

yaralarım yanıyordu ama eskisi gibi değildi.

"şimdi uslu bir kız ol."

korkuyordum. beni kandırıyor olabilirdi. ama başka çarem yoktu.

mecbur direnmedim ve eve doğru yol aldık.

siteye girdiğimizde evinin kapısının acik olduğunu fark ettim. gümüş renk kapiyi iktirip ahşap merdivenleri çıkmaya başladık.

ışığın az olmasının yanı sıra duvarların siyah olması da ortama iç karartıcı bir hava veriyordu.

Ayaz'ın odasına girdiğimizde yavaşça beni yatağa yatırdı. banyoya girip ordan bir pamuk tentirdiyot ve sargi bezi getirip yarama pansuman yaptı.

işi bittigimde elimi bırakmadı ve gözlerime baktı.

ne korku ne acı neydi gözlerindeki?

"gördün mü? seni yaralayan da benim yaralarını saran da. canını yakıp ağlatan da benim sarılıp güldüren de.. işte sevmek böyle lanet birsey bunu anla ve mümkünse sevme artık beni. Çünkü canının yanması umrumda bile değil. "

çenemi tutup dudaklarıma baktı. yaklaştı artık dudaklarımız birbirine değiyordu.

öpmüyordu ama kalbim bu işkenceye daha fazla dayanamıyordu. sonra güldü ve geri çekildi.

gülümsemesi yüzünden silinmezken ellerini başının altında birleştirdi ve gözlerini kapattı.

ACIMASIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin