Gecikme için özür dileyerek hemen yeni bölüme geçiyorum.
Bu arada yukarıda paylaştığım fotoğraf instagramdaki adresi ile --cengizsertkaya - 'ya aittir. Kendisine sonsuz teşekkürler ile.. Çok güzel Mardin fotoğrafları çekiyor. Instagramdan takip edebilirsiniz.🤗"Naptın lan sen! Dilşen'i ortada mı bıraktın?"
Azad'ın sevdası yüreğini yakmakla kalmamıs ateşleri beynine sıçramıştı. Bu yüzden kendi için yapılan iyiliği görmek şöyle dursun aklına bile gelmedi. Düşündüğü tek şey Mirhan'la evleneceği duyulan Dilşen'in, Mirhan tarafından yüz üstü bırakılmış olmasıydı.Azad bir hışımla kapıya yaşlanmış Mirhan'ın yakasına yapıştı. Mirhan, Azad'ın yakasını tutan ellerinin üzerine ellerini koydu.
"Dilşen'i ortada bırakmam için, önce Dilşen'i istemem gerekmez miydi Azad Ağa?" Ellerini kavrayıp indirerek,yakasını Azad'ın ellerinden kurtardı.
Burnundan soluyan Azad birşey söylemeden önce bir iki adım ileri gidip onları izleyen birilerini olup olmadığını kolaçan etti. Endişeyle sırtını duvara yaslamış titrek nefesiyle kendisine bakan Leyla'ya bakarak konuştu.
"İçeri girin." Kızın endişe ve korkusu kendisini frenlemesi gerektiğini hissettirdi.Içeri giren Mirhan ve Leyla'nin ardından oda içeri girip kapıyı kilitledi.
Leyla, Mirhan'ı takip ederek salona girdi ve cift kişilik koltuğa yanyana oturdular. Azad da karsilarındaki cift kişilik koltuğa geçerek oturdu. Her ikisinin üzerinde de gözlerini gezdirdikten sonra sırtını geriye yaslamış, kollarını birbirine dolamış, gayet halinden hoşnut ifadesi ile onu izleyen Mirhan'a gozlerini sabitledi.
"Anlat." Dedi ve dirseklerini bacaklarına koyarak, one doğru eğildi Azad.
"Anlatacak bisey yok. Dilşen'i benim istemediğimi, hatta fikrimin bile alınmadığını zaten biliyosun. Ki fikrim sorulsa da kan kardesimin sevdiği kızı isteyecek kadar serefsiz olmadığımı da biliyosun. Kardeşimin sevdiğini nikahıma alarak bana düşman olmasındansa, kızı ortada bıraktım diye bana düşman olmanı yeğlerim." Şimdi oda aynı Azad gibi dirseklerini bacaklarına dayadı. "Töreyi bilirsin Azad. Dilşen'i erkek kardeşime vermek isteyecekler. Ama Miran çok küçük oldugundan ona veremeyeceklerdir. Bu durumda ya benim ölümüm istenir ya da.. "
Leyla kafasını yanında oturan Mirhan'a doğru cevirerek kolundan tutup kendine çevirdi. "Senin ölümün istenir ya da.. ne? Ölmemen için yapılması gereken ne?!" Iyice endişelenmişti Leyla. Mirhan'a karşı birşey hissettiginden mi, hayır. Belki de evet.. Onu asıl korkutan kan kardeşi için kendini feda eden birinin suçsuz yere canından olmasıydı.
"Ya da.. " kafasını Leyla'dan Azad'a çevirdi ve kömür rengi harelerini kardeşinin yeşil harelerine dikti umutla. "Dilşen'i , kan kardeşim Azad'a verirler." Tek kaşı kalkık Azad'a bakarak geriye yaslandı.
Azad'ın anladığı şeyle önce kaşları daha da catıldı. Derin bir nefes vererek kendini geriye bıraktı ve kafasını koltuğun başına yasladı. Bir süre o şekilde kaldıktan sonra çatık kaşların yerini gülerken yukarı kavislenen kaşlar aldı.
Kahkahasini sakinlestirmeye çalışarak konuştu. Bizzat Leyla'ya anlatıyordu:
"Bir kere Gulin daye(anne) mevlid için kocaaaaman bir tepsi baklava yapmış. Biz o zamanlar 12 yaşındayız. Yani 12 sene öncesi. Mirhan Haziran'ın 20'sinde , ben 21'inde doğmuşum. Yani benden yalnızca bir gün büyük. Beyefendi her zaman 1 gün icin abilik yapardı bana. Her neyse.. Beraber mutfaga girdik o gün gizlice. Mirhan 'Cocuk gibi davranma, biz agayız artık, çıkalım şuradan' gibi şeylerle beni mutfaktan cikarmaya çalışıyor. Tabi bende onu dinlemek yerine tepsinin başına oturdum ve tepsideki tatlıların yarısını yedim. Mirhan dayanamadı bir tane alacaktı ki.." Azad anlatacağı anısı aklına geldikte kahkalara boğuldu. Mirhan'ın kahkahalarıda ona eşlik etti. " tam o sırada Gulin daye mutfaga girdi. Ağzı bir karış açık gelip tepsiye baktı ki tatlının yarısı gitmiş. Ama Gulin daye Mirhan'ın o kadar tatlıyı sevmediğini biliyor. Benim yediğimi düşünüyor. Mirhan yine de suçu üstüne aldı. 'Daye zaten elimi uzatirken girdin içeri gördün beni. Azad elini bile sürmedi hepsini ben yedim.' dedi vee topuklu terligi yedi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Çizdiği AŞK
General FictionBazen yıllarca emek vererek dokuduğunuz bir halı bitmesine henüz çok kısa bir zaman kalmışken en başta yaptıgınız küçük bir dokuma hatasıyla hiç olabilir. Siz onun sonunu beklersiniz binbir heyecanla. Halıyı dokutan kişi o özürden dolayı halıyı artı...