1. BÖLÜM ❝Yas Olan Kız❞

24K 602 216
                                    

Hoş geldin.

Evet sen.

Hoş geldin...

İyi ki geldin. 🦋

Karşılaştığımız tarihi buraya bırakır mısın? 💞

Bu kitabı yazmaya başlarken aklımda sadece bir cümle belirmişti. Garip olan yanı ise daha ilk cümleden gözlerimin dolmasıydı.

Bunu en yakın dostuma söyledim.
Şöyle dedi. "Olaylar farklı ama yaralar aynı."

Dediği gibi.

İncinen, kırılan, parçalara ayrılan kalpler benzer yaralarla kanar. Herkesin öpülünce geçmeyen bir yarası vardır.

Bu kitap sadece onların hikayesi değil, bu kitap sizin de hikayeniz.

Bu kitap yaralarımızın hikayesi. Bizim yaralarımızın, onların yarasının.

Ne kadar da benzediklerinin.

Bu yüzden bu kitabı,

öpünce geçmeyen bütün yaralara...

ithaf ediyorum.

Bir sürü satır arası yorumları bekliyorum, malumunuz bir de ilk bölüm beni yalnız bırakmazsınız diye düşünüyorum. Yıldızlarımızı parlatmayı da unutmayalım.🌟

Tekrardan ve bol kucaklamalı bir hoş geldiniz! Keyifli okumalar...

1. BÖLÜM YAS OLAN KIZ

——————🕊🕊🕊——————

Benim yaramı kimse geçsin diye öpmedi. Zaten öpse de geçmezdi. Öpünce geçmeyen yaralarım var. Benim, öpünce geçmeyen yarınlarım da var. Olmasına rağmen ortaya çıkmayan gamzelerim, kalbimin içinde daha gömülmemiş ölü kelebeklerim, bir kere bile gülmekten akmayan gözyaşlarım var.

Ölü kelebekler gün geçtikçe zehrini bulaştırıyor, damarlarımda akan kana karışıyordu. Benim kalbim, mezarlıktı. Ölü kelebeklerin olduğu bir mezarlık.

Pamuğun üzerine döktüğüm oksijenli suyu, lavabonun kenarına bıraktım. Islanan pamuğu kaşıma götürüp bastırdığımda yaram sızlamıştı. Alışkındım. Kaş'ımın patlamasına, dudağımın yarılmasına, vücudumdaki morluklara alışkındım. Bir insan, bunlara alışır mı hiç? Ben artık bağışıklık kazanmıştım. Hissizleşmiştim.

Bedenimin üzerindeki yaralara alışıktım alışık olmasına ama içimdeki bu sönmeyen yangına, bu kırılmışlığa bunu bir türlü anlatamamıştım. Kalp, kırılma deyince kırılmamazlık yapmıyordu işte. Kalp alışmıyordu darbelere. Ama sanırım ben, artık kalbimin ne dediğini de umursamıyordum.

Güzel Aleda. Evet, ismim buydu. İsmim ve ben yeryüzündeki en uyumsuz şeydik. Güzel olan bir şey bu kadar acı, darbe, yara alınca öyle kalmıyordu. Güzel olan her şey tertemizdi. Bense daha ufacık bir kız çocuğuyken, on yaşımda kirlenmiştim. Toz pembe hayallerime, kalbimin yaraları ağzının payını vermişti.

Aleda, küçük ve kanatlı demekti. Ama benim kanatlarım daha çıktığı gibi benden koparılmıştı. Bende acımla ufalana ufalana küçücük kalmıştım.

Ölü Kelebeğin Koruyucusu (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin