12-Fotoğraf

1.2K 119 193
                                    

Yoongi

Jimin vefat edeli iki ay olmuştu. Hâla dün gibi hatırlıyordum cenazede olan rezilliği, Taehyung amcamın ve yengemin önünde bana katil deyip kovmaya çalışmıştı. Sırf kardeşi öldüğü için üzgün olduğundan bir şey demedim yoksa annesi ile babasının olmasınıda umursamazdım, istenmediğim yerde durmaya bende çok meraklı değildim zaten. Bu yüzden töreni beklemeden eve yalnız geri dönmeye karar vermiştim belki Hoseok törene kalmak ister diye onu çağırmamıştım ama yanımda gelmeyi tercih edip benimle geri dönmüştü.
Eve geldiğimde de iki hafta kadar işe gitmedim aşçıya da bu süre içinde buraya gelmemesini söyledim, yalnız kalmaya ihtiyacım vardı fakat evimde kalan bir de Hoseok vardı yani yalnız kalmam pek mümkün olmadı. Sürekli dibimde bitip bana bir şey isteyip istemediğimi soruyor. Her defasında cevabım hayır oluyordu, buna rağmen azminden vazgeçmiyor hatta yemek yemeye inmediğim zamanlarda odama kadar tepsiyi çıkarıp önüme koyuyordu. Bana ilgi gösterip yanımda olduğunu belli ediyordu, ona belli etmesemde yanımda olup bana ilgi göstermesi hoşuma gidiyordu, eğer soğuk suratıma artık dayanamayıp odama kadar gelmeyi bırakırsa üzülürdüm.

"Hyung?"

Kapıyı çalmadan girmesine şaşırmamıştım, bir kaç gündür çat diye giriyordu odaya ama bu sefer daha normal girmişti. İyice alışmıştı o da artık bana, çünkü benimle başlarda fazla konuşmaz, konuşmaya kalkarsa da çekinerek söylerdi ama şimdi gayet rahatdı. Kabak çiçeği gibi açılıp kaldı, bazen çenesi öyle çok düşüyordu ki birde tuhaf sorular sorup duruyordu. Örnek vereyim 'Sana istediğin bir özel güç verecekler ama karşılığında iki katlı binadan atlayacaksın, ne yaparsın?' gibi soruyordu. Madem ayağım kırılacak neden atlıyayım tam da bu şekilde düşündüğümü söylemiştim fakat bana mantıklı bir cevap vermişti bir o kadarda mantıksız cevap vermişti 'ben olsam atlardım nede olsa özel gücüm olacak sonunda'.
Her neyse bazen bu soruları çok düşünüyor mu diye düşünmeden edemiyordum.

"Evet Hoseok bu sefer ne oldu?"

Dudaklarını birbirine bastırarak yanaklarındaki gamzenin belli olmasını sağladı ve elindeki poşetle birlikte yatağımın kenarına oturdu. Gamzeleri hâla yanağındaki yerini koruyordu benimde gözlerim oraya bakmadan duramıyordu.

"Hadi tahmin et ne getirdiğimi"

"Bilmem ne getirdin?"

"Tahmin etmedin ama hyung"

"Söyle geç işte neden zaman kaybı yaşıyoruz ki. Bazen çok tuhaf oluyorsun"

Gözlerimi devirip bedenimi yatağın başlığına yasladım.
Yüzü düşmüştü tanrım çok alıngandı ne ara bu kadar alıngan oldu. Amacım onu üzmek değildi, neyseki yüzünü tekrar mutlu bir hale sokup bana çevirdi bakışlarını.

"Tamam söylüyorum sana bir sürü bulmaca getirdim. Canın sıkıldıkça çözersin"

Neden benim için bu kadar uğraşıyorsun Hoseok, ben üzgün yada mutlu olsam senin eline geçen hiçbir şey olmayacak.

"Pekala bulmaca alarak iyi etmişsin ama şu sıralar çözermiyim bilmiyorum"

"Eve kendini ne kadar kapayacaksın kilo almaya başladın yataktan çıkmadığın için"

"Ne olmuş kilo aldıysam. İki kilo aldım sadece bunda abartacak bir şey yok"

"Yakında obez olursun"

"Hoseok"

"Hyung bak seni bir yere götüreyim itiraz etme ama"

"Herkesi bu kadar düşünüyor musun?"

SADECE BANA GÜL (Yoonseok - Sope)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin