Yıldızlarla kaplı alanın ortasında ki çatlaklarla dolu tahta ard arda elindeki mızrağı indiren uzun sakallara sahip adam sonunda nefes nefese kalarak elinde ki mızrağından destek alarak ayakta durduğunda öfke ile önündeki masaya baktı.
"Lanet olasıca şey hangi materyalden yapıldı böyle! Hiç böyle bir materyal görmedim. Vurduğum bunca darbeye rağmen çizik bile atamadım. "
Beyaz sakallı adam öfke ile arkasında ki sandalyeye otururken sırtını sandalyeye yaslayarak derin bir nefes verdi.
"Sonuçta ondan güçlü olsak da o bizden çok daha önce var idi. Hala senin bile bilmediklerin var, Gerçeğin gözü Odin. "
Odin duyduğu kelimeler ile birlikte bakışlarını karşısına çevirdiğinde karşısında oturan beyaz sakallı, etrafı yıldırımlar ile çevrili olan adam ile birlikte konuştu.
"Eğer sen bu masayı yok edebileceğine inanıyorsan Zeus, buyur dene. Ancak ben bile böyle bir materyalden bir haberken senin bu masaya çizik atman bile önünde eğilmeme sebep olacak bir beceridir. "
Odin’in konuşması ile birlikte Zeus hızla ayağa kalkarken sağ elini havaya kaldırdığı gibi yıldızlarla kaplı alanın üstü uğursuz kara bulutlar ile çevrelenmişti. Zeus yüzünde ki kibirli sırıtışı ile birlikte elini hızla aşağı indirdiğinde uğursuz bulutlardan yağmur edası ile fırlayan yıldırımlar ardı ardına masanın tek bir noktasına odaklanmıştı. Gözleri kamaştıran yıldırımın muhteşem gücüne rağmen ikili gözlerini bir saniye bile olacak olaylardan kaçırmadan sessizce olan olayı izliyordu.
Saniyeler sonra yıldırımlar durduğun da etraf dumana gömüldüğünde Zeus’un yüzündeki kibirli sırıtışı büyürken Odin’in yüzünde ki ifadesizlik yerini koruyordu.
Dumanın kaybolması ile birlikte Zeus öfke ile kaşlarını çatarken bu kez Odin yüzüne bir sırıtış yerleştirerek yıldırımların isabet ettiği yere bakıyorlardı.
"Bu imkansız!"
Yıldırımların isabet ettiği yerde en ufak bir yanık izi bir yana en ufak bir darbe belirtisi bile yoktu. Zeus öfke ile yerine tekrar otururken Odin kahkahalar ile ona gülmeye başlamıştı .
"Elbette onun yaptığı bir şeye zarar veremezsiniz. Bu çatlaklara rağmen onu parçalamaya benim de ustalarımızın da gücü yetmez..."
Etrafta duyulan ses ile birlikte Odin kahkahasını keserken Zeus da ciddi bir şekilde durarak ortaya çıkan kişiye baktılar.
Adeta gökten kopmuş gibi inen devasa ateş küresi bir güneş edası ile etrafı aydınlatırken güneşin ortadan kaybolması ile birlikte Ra yavaş yavaş ortaya çıktığında yanında ki kız ile birlikte ikilinin kaşları çatılmıştı.
"Ağabey, neden onun gibi bir böceği buraya getirdin? O aşağılık böcek sadece bize tapmak için yaşı-...."
Zeus kibirli konuşmasına bir anda yüz üstü yere yapışması sebebi ile kestiğin de Beyaz saçları öfkeden havaya kalkan kızın başındaki hale, ortadan ikiye ayrılırken yan yatarak adeta boynuz şekli alırken Zeus her geçen saniye daha fazla yere gömülmeye başlamıştı.
"Yeter Angel! "
Ra’nın konuşması ile birlikte Angel’in boynunda ki hafif sarı renkte ki parlamanın ardından Angel tek dizinin üzerine çökerken saçları tekrar sarkmaya başlamıştı. Kırılan halesinden oluşan boynuzlar tekrar birleşerek yine bir hale şekli alırken Angel öfke ile sıktığı dişleri ile bekliyordu.
"Unutmayın ki Angel onun soyundan birisi buradayken o benimle eşit seviyede güce sahip. Hatta öfkesini bana tamamen yönlendirebilse idi benim bile karşısında şansım olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOGİO 4
Fantasy"Eskiden sadece gezegenim de bir oraya bir buraya giderdim... şimdi tüm evrende gidip geliyorum... tanrılar ile savaşıyor... dünyaları geziyorum... uzun bir macera yaşadım ki... bence yolun daha başındayım... bu benim hikayem... Dünyalar Fatihi olar...