"Eskiden sadece gezegenim de bir oraya bir buraya giderdim... şimdi tüm evrende gidip geliyorum... tanrılar ile savaşıyor... dünyaları geziyorum... uzun bir macera yaşadım ki... bence yolun daha başındayım... bu benim hikayem... Dünyalar Fatihi olar...
Bu bölüm bir önce ki bölüme ilk yorum yapan nsrtckmk (kardeş o nasıl isim yazmak için kaç defa baktım :D ) ve ilk oy veren berk591 e ithaf edilmiştir umarım beğenirsiniz keyifli okumalar
Lio, kulaklarına gelen ses ile birlikte gözlerini fal taşı edası ile açarken kendi etrafında pervane edası ile dönmeye başlamıştı.
"Lio... Bana gel Lio... Sesime gel..."
Adını söyleyen ses ile birlikte Lio, etrafına bakarken gözleri önüne gelen silüet ile o tarafa doğru bakarken durdu.
"Lio... Bana gel Lio... Sesime gel..."
Lio, onu çağıran silüete doğru yavaşça ilerlemeye başladı. Birkaç saniye sonra attığı yavaş ve ağır adımlarını terk ederek koşmaya başladı.
Saniyeler dakikaları kovalarken dakikalar saatleri kovalamıştı; saatlerde günleri... Lio, tek bir saniye durmadan sürekli koşmuştu. Ne zaman silüete yaklaşsa sanki geri itiliyor gibi aynı yerden koşmaya devam ediyordu.
Günler boyu güneş ve ay birbirini kovalayarak günler geçerken; Lio, koşmaya devam etti, hiç durmadan.. Sadece koşuyordu.
Aradan geçen onlarca zaman sonra Lio, sonunda hedefine ulaşmıştı. Şuan karşısında olan kadın beline kadar uzanan siyah saçlara sahipti; yüzü hakkında sırtı ona dönük olduğu için bir şey söyleyemeyen Lio, yutkunduktan sonra bir elini kadının omzuna koyduğun da kadın Lio'ya dönmüştü.
Döndüğü gibi de kadının yerinde mor renkte dudaklara, sarı göz aklarına ve kırmızı göz bebeklerine sahip siyah, diken gibi saçları olan, adeta kanı çekilmişcesine beyaz bir tene sahip olan, sol kulağında ucunda demir bir kalp olan, zincirli bir küpe ve boynunun açık kısmının sonlarını; giydiği siyah elbiseye adeta zincirleyen demir parçalar vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yüzünde ki şeytani sırıtış büyüyerek beyaz ve sivri dişleri göz önüne serildiğinde Lio'nun karşısında ki üç metrelik boya sahip olan kambur bir şekilde duran yaratık konuştu:
"Uzun zaman oldu Dünyalar Fatihi... "
Yaratığın konuşmasından heyecanlı olduğu anlaşılırken Lio, tam konuşmak için ağzını açtığında:
"Gerçekten öyle, Ölümün Fatihi. "
Ace'in sesini duyan Lio, ağzını kapattığın da göz ucu ile sağına baktı.Sağında ki gölgesi dikleşerek bir insan silüeti aldığın da:mor gözler siyah bir vücuda sahip olan insanın başında ki yerini almıştı.
"RUHUNU BANA VER!"
Ölümün Fatihi ,bir anda bir canavar edası ile kükredikten sonra sırtında çıkan iki devasa siyah kanat ile birlikte Ace'e saldırdığın da Ace'in etrafında anlık olarak ortaya çıkan kalkandan sekerek yere inmişti.