Ship: Tokoyami x Tsuyu
Tür: fluff
"Hey! Biri yakalasın şu hırsızı!" Siyah saçlı kadın sesini yükselterek kalabalığın arasından geçen hırsıza doğru bağırdı. Kafasını sakladığı başlığı yüzünden kimliği bilinmediği gibi, yakalamak da imkansız denecek kadar zordu. Kadından çaldığı elma sepetine sıkıca sarıldı ve koşmaya devam etti.
Küçük kasabalarında prensesin 18. yaş dönümü olacak diye bir kutlama hazırlıyorlardı. Bu yüzden fazla kalabalıktı burası. İnsanlar renk renk tezgahlar hazırlayıp kutlamalar için hazırlanıyorlardı.
Tokayami, çıktığı çatıdan aşağıya bakıp gülümsedi ve başlığını indirip rüzgarın yüzünü okşamasına izin verdi. İnsanların yüzlerindeki heyecanı ve endişeyi görebiliyordu. En ufak bir yanlış yapmak korkuyorlardı. Sonunda kraliyet ailesinin kasabaya indiğini belirten borazan doldurduğunda kulaklarını, sepetten bir elma alıp yemeye başladı.
Gitmesi gerekiyordu, daha önce saraydan bazı şeyler çaldığı için yakalanırsa kellesi uçurulacaklar listesindeydi.
Ancak beyni gitmemesi gerektiğini söylüyordu. Eğildi ve görülmeyeceğini umarak gözlerini, geniş at arabasının içinden düzenli ve güzel giyinimli, kafasında parlak bir tacı olan prensese dikti.
Etrafını kuşatmış olan adamları, prensesi hazırladıkları tahta yönlendirdi. Tokayami bulunduğu çatıdan diğerine atladı onu daha yakından görebilmek için. Prensesin önünde onun için hazırladıkları gösteriler sunulurken prenses iç çekip bakışlarını başka bir yere yönlendirdi.
İlgisini çekmemişe benziyordu ve sürekli ayaklarını sallıyordu. Sonra bakışlarını kaldırıp önündeki gösteri dışında her yerde dolaştırmaya başladı. Bakışları Tokayami'nin bakışları ile kesişene kadar.
Tokayami onun o iri, güzel gözlerini kendi üzerinde hissettiğinde terlediğini ve yanmaya başladığını hissetti. Yutkunup adımlarını zıt yöne çevirdi ve çatıdan inmeye çalıştı. Fakat dikkatsizliği yüzünden az daha düşüyordu.
Prenses, onun bu aceleci ve tedirgin hallerine kıkırdadı. Önündeki gösteriye kıyasla gördüğü adam çok daha ilgi çekiciydi. Tsuyu'nun bakışlarının, çatıdaki bir adama doğru olduğunu gördüklerinde bu kişinin yakalanması gereken bir hırsız olduğunu fark ettiler.
Adamların birkaçı hırsızı yakalamak için oradan ayrıldığında gösteri durmuştu ve kasaba halkı küçük çaplı bir duraksama yaşamıştı. Tsuyu'nun kalbi kulaklarında atıyordu. Hiç şüphesiz, yakalanırsa idam edilecekti.
Birkaç saatin ardından adamlar geri döndü. Arama köpekleri de yanlarındaydı ancak hırsızı yakalayamamışlardı. Tsuyu rahatça nefesini dışarı verdi. Neden böylesine bir korku yaşamıştı anlam veremiyordu.
O günün akşamında Tsuyu, balkonundan birisinin camı tıkladığını işitti. Yatağından kalkıp pencereye ulaştığında bir elma sepeti ile karşılaştı. Ciddileşip içinde not var mı diye kontrol etti ancak sadece elma vardı.
Yememesi gerekiyordu, tehlikeli ya da zehirli olabilirlerdi. Ancak dışarıdaki hışırtı ile pencereden sarktı ve başını yana çevirdi. Sabah gördüğü hırsız, duvara sırtüstü dayanmış ve sıkıca tutunup fark edilmemek için sertçe dudağını dişlemişti. Gözleri kapalıydı ve yakalanmamak için dua ediyor gibi görünüyordu. Gözlerini araladı yavaşça.
Yeşil saçlı kızın, üzerindeki bakışlarını fark edince kalp atışları yine düzensizleşti ve aceleci davranıp yan yan yürümeye başlamıştı.
"B-bekle," Tsuyu fısıldarcasına seslendi gitmeye çalışan hırsıza. "Lütfen, dur biraz." Hırsız duraksayıp başını prensese çevirdiğinde yeşil saçlı kızın yanaklarının kızarmış olduğunu gördü.
"Teşekkür ederim," dedi kız, sessiz bir ses tonuyla.
Tokoyami ise tekleyen kalbine koydu elini. Önünde eğilemezdi böyle tehlikeli bir yerde. Resmen ince bir duvar çıkıntısında duruyordu. Bu yüzden gülümseyip dikkatli adımlarla oradan uzaklaştı.
THE.HELL.IS.THIS.THEY.ARE.FREAKING.PURE.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BNHA One-shots
Cerita PendekBoku no Hero Academia animesinden farklı shiplerle alakalı tek bölümlük hikayeler. |istek almıyorum, ship önerisi yapmayın| •boyxboy •girlxgirl •boyxgirl