Bölüm İki: Evsiz

4.6K 209 16
                                    

Annesi tekmeleyerek onu evden kovarken tepkisiz kalmıştı. Ağlayamıyordu bile. Vücudunda yaralanmayan yer kalmamıştı. En çok da yüzüne vurmuştu annesi. Kızının bu kadar güzel olmasından nefret ediyordu.

Buğday sarısı saçları, büyük yeşil gözleri, biraz büyükçe ama şekilli burnu, kalın alt dudağına nazaran ince ve şekilsiz üst dudağı vardı. Pembe ve yuvarlak dudakları yüzünde çok az yer kaplıyordu. Eftelya tüm bunlarla babasının bir kopyasıydı. En çok da dudakları babasına benziyordu. Belki de annesi bu yüzden nefret ediyordu görüntüsünden.

Sanem kızını binanın girişine kadar sürükledi. Sonra da kaldırıma bir çöp torbası gibi fırlattı.

Genç kız hiç direnmiyordu. Annesinin ona vermek istediği her şekle giriyordu. Kaldırıma düştüğünde dizleri ve dirsekleri sürtünmüştü. Öylece düştüğü şekilde donuk ifadesiyle duruyordu. Annesi bağırmaya devam ediyordu. "Defol bu evden bir daha da gelme!"

Tüm komşular sokağa dökülmüş olanları bir film gibi seyrediyorlardı.
"İstemiyorum seni! Sen benim kızım değilsin o şerefsizin kızısın. O seni gitti o karıdan peydahladı sonra da benim kucağıma getirdi. Bunca zaman ben baktım, büyüttüm seni. Hiçbir zaman kıymet bilmedin. Nankör!"

Eftelya'nın beyni uyuşuyordu. Duydukları onu üzmekten çok mutlu etmişti. Sanem'in kızı olmamak..
Demek bu yüzden annesiyle hiçbir benzer yanı yoktu. Demek bu yüzden annesi ondan nefret ediyordu. Yoksa bir anne neden çocuğunu sevmesin değil mi? Sevmeli. Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Bir yerlerde onu gerçekten seven bir annesi vardı.

"Noldu? Sevindin bakıyorum. Hemen sevinme Eftelya hanım! Seni doğuran o kadın gebereli çok oldu"

Annesi, tek umudu ölmüş olamazdı. Sanem'in cümleleriyle kurulan dünyanın en gerçek mutluluğu gene Sanem'in cümleleriyle dünyanın en gerçek hüznüne dönmüştü. "Yalan söylüyorsun." Eftelya'nın sesi çatallı ve zayıf çıkmıştı ama sanem duymuştu.

"Geberdi diyorum. Onun kirli rahminden çıkarken sen geberttin onu." Sanem'in sesi bir an olsun alçalmıyordu. Her zaman ilginin üstünde olmasına bayılırdı. Herkesin onu izlediğini biliyordu. Sanki bir tiyatro sahnesinde oyun sergiliyordu.  Usta bir oyuncu gibi çevresine bakınmadan karakterini konuşturuyordu.

Hızla Sanem sahneden kaybolup geri geldi. Sahneye olayı dramatikleştirecek araçlar taşımıştı. Eftelya'nın özenle diktiği kıyafetleri yırtıp üstüne fırlattı. Genç kızın çantasını tepesinden aşağıya boşaltıp son sözlerini söylemeye hazırlandı.
"Defol artık! Senin bu mahallede yerin yok. Ben de, Osman da senin için yabancılarız!"

Sanem arkasına bakmadan evine girip kapıyı çarptı. Mahalleli dağılmaya başlamıştı. Bazı meraklı gözler hala Eftelya'nın üstündeydi. Eftelya bir süre daha o kaldırımda öylece kaldı. Daha sonra çantasına eşyalarını doldurup ayağa kalkmaya çalıştı. Bedeninin her noktası adeta sızlıyordu. Acıyı yeni yeni hissetmeye başlamıştı. Zorlukla ayağa kalktı, 3 katlı kırmızı binaya son kez baktıktan sonra ağır ağır yürüyerek uzaklaşmaya başladı.

Gelecekten Gelen Asilzade(Askıda) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin