Bölüm Altı: Rüya

5.3K 315 76
                                    

Merhaba, hikayemize yavaş yavaş giriş yapıyoruz umarım seversiniz. Yorumlarınızı merak ediyorum. Oylamayı unutmayın :)))

Eftelya başında ağrılarla uyandı. İlginç bir rüya görmüştü. Rüyasında bambaşka bir yerde bambaşka biriydi sanki. Elleriyle gözlerini ovuşturduktan sonra gerçekler beynine hücum etti. Hayatı alt üst olmuştu. Keşke o rüyada kalabilseydi keşke başka biri olabilseydi.

Gözlerini ovuşturduktan sonra ayağa kalktı. Gördüğü hiçbir şey tanıdık değildi. Eski tarzda döşenmiş bir odadaydı. Yerlerde ince desenli halılar, işlemeli örtülerle kaplı sedirler vardı. Neredeydi? Rüyası hala bitmemiş miydi?

"Ah hanımım uyandınız mı?" Rüyasındaki kız elinde gümüş bir tepsiyle odasına girdi. Tepsiyi abartıyla oyulmuş, cilalı ahşap sehpanın üzerine bıraktıktan sonra. Gene gümüş bir bardağa su doldurup ona uzattı.  "Nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Beni hatırladınız mı?" Eftelya şüpheyle kıza bakarak suyu içti. Hiç böyle gerçekçi bir rüya görmemişti. Kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, uzun boylu güzel bir kızdı. En fazla Eftelyanın yaşındaydı.

"Ben validenize haber vereyim sizi çok merak etti."

Eftelya buna hiç itiraz etmedi. Hayatında hiç onu merak eden bir annesi olmamıştı. Rüyasındaki annesini gerçekten merak etmişti. Ama her güzel rüya gibi bu da sonuca ulaşamadan bitecekti muhtemelen. Acaba rüyasında annesinin sureti nasıldı? Sanem gibi miydi yoksa gerçek annesi gibi miydi? Hoş, gerçek annesinin neye benzediğini bilmiyordu.

Gözü yaşlı kadın içeri girdiğinde artık emin oldu. Gerçek bir annesi olsaydı aynı bu kadına benzerdi. 40lı yaşlarında kadının eşarbından sarkan sarı beyaz saçları uçlara doğru kıvrılmış lüle olmuştu. İri yeşil gözlerinin kenarları kırışmış olsa da kadın hala çok genç gözüküyordu. Dudakları eftelyanın ince şekilsiz dudaklarına nazaran yuvarlak ve etliydi. Çok zayıf, küçücük kadındı 155lik Eftelyadan bile kısaydı belki de.

"Yavrum benim!" Kadının sarılmasıyla birlikte Eftelya'nın yeşil gözleri kocaman açıldı. Annesi ona sarılıyordu. Zihni ona nasıl bir oyun oynuyordu bilmiyordu ama bu oyun hoşuna gitmişti. Gerçek hayatta hiç görmediği annesi dipdiri karşındaydı sanki. Kokusunu bile alabiliyordu. İstemeden gözlerini kapattı. Demek 'anne' böyle kokuyordu.

Safiye Hanım kızının yüzünü avuçlarının içine alıp cevabından en çok korktuğu soruyu sordu. "Beni de unutmadın değil mi anacım?"

Eftelya sadece sustu ne cevap vereceğini bilmiyordu.  Kızının suskunluğuna karşılık gözünden akan yaşları mendiliyle silip hemen kendini topladı Safiye Hanım.

"Gülsüm gelin." Kadının seslenmesi ile aralarında çarşıdaki kızın da olduğu üç kadın içeri girdi. Hepsi de çok gençti. "Misafirler yoldadır. Ayperimi hazırlayın."

"Peki hanımım" diyerek kafalarıyla selam verdiler.

Eftelya Ayperi'yi görmek için etrafına bakındı ama hitap ettikleri kişi kendisinden başkası değildi.

"Bana neden Ayperi diyorsunuz benim adım Eftelya."

"Senin adın Ayperi yavrum." Safiye hanım sabırla cevapladı kızını. Adını bile unutmuştu yavrusu.

Eftelyanın aklına gelen düşünceyle gözleri kocaman açıldı başka birinin bedenindeydi.

 "Ayna verin bana, ayna!" sesi beklediğinden yüksek çıkmıştı.

Gülsüm adeta koşarak hanımının eline aynayı verdi.

Eftelya aynada görmeyi beklemediği şeyi gördü. Bu her sabah dişlerini fırçalarken ona bakan yüzdü. Bu kendisiydi.

Gelecekten Gelen Asilzade(Askıda) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin