17.BÖLÜM

167 5 0
                                    

Odayı bir anda dolduran doktorlara ve hemşirelere bakarken nefesimi tuttum.Bir kayıp daha veremezdim,vermemeliydim.Gözlerim Salih'i ararken gözleri bende takılı kaldı,mavi gözlerinden bir damla yaş yanaklarına süzülürken onu daha önce hiç ağlarken görmediğimi fark ettim.Görseydim bu görüntü kesinlikle aklımdan çıkmazdı.Birkaç hemşire de bize yönelip bizi dışarı çıkarmaya çalıştığında direnmedim,Salih olanca gücüyle kurtulmaya çabalarken elini tutup onu dışarı çıkardım.Makinaların rahatsız edici sesi hala kulağımda yankılanırken kapı kapandı.Salih ağlamaya devam ederken bende ağlamamaya direniyordum.Eğer bende ağlarsam ortada iki enkazdan başka bir şey olmazdı.Ellerimi yanaklarına koyup yüzünü yüz hizama getirdim.

-Bir şey olmayacak her şey düzelecek.

Söylediklerimle kendimi de inandırmaya çalışıyordum  aslında.Göz pınarlarımda birikenlere daha fazla dayanamayıp bir gözyaşı yanağımdan çneme doğru inerken aldırmadım.Salih gözlerimin içine bakıyordu.Ellerimi tutup bana bakarken zoraki gülümsedim.

========

2 SENE ÖNCE 

Açlıktan guruldayan karnıma aldırmayıp tavanı izleyeli ne kadar geçmişti bilmiyorum.Açlıktan kıvransamda keçi inadım yüzünden odadan çıkmıyordum.Onlardan bir hareket bekliyordum,sanırım.Bir özür veya yumuşak bir sarılma..Verilecek öğütler değil.Gözlerim hafifçe kapanırken odamın kapısın açılmasıyla irkildim.Annem di tabi,kapımı çalmadan açması tam ona göre bir şeydi.Kaç kere bu yüzden kavga etsek dahi..Sırtım dönük bir şekilde söyleyeceklerini dinlemeye koyuldum.

-Yemek yiyiyoruz Deniz.

Benden ses seda yok öylece uzanıyorum,tabi onu sinirlendireceğim ya kafamda.

-Artık ailecek yeme alışkanlığımızı tekrar düzene sokmak istiyorum.

Oysa ben odamda yatağımda yemeye alışmıştım.Aslında onları suçlayamazdım.Eskisi gibi olmam uğrunda verdiklerimi çaba takdir etmeye değerdi.Ama beni anlamamışlardı,hala da öyle olduğuna inanıyordum aslında.Kalbimin ağrısını hala hissederken Nergis hanımla tekrar görüşmenin beni başladığım yere geri sürükleyeceğini bilmeleri gerekirdi.

-Seni bekliyoruz,soğumadan gel.

Kapı yavaşça kapanırken kalktım.Kaç saattir yatakta debelenmekle birbirine girmiş saçlarımda ellerimi gezdirdim.Tarakla yapılan görülmeye değer mücadelemden sonra pofuduk terliklerimi ayağıma geçirip kapımı yavaşça araladım.Aile masadaydı.Kapımı ardımdan kapattım.Annemler görmüş olmasına rağmen dağınık odam beni rahatsız ediyordu.

Yemek masasına doğru yürüdüm.Ortalıkta çatal bıçak seslerini haricinde başka ses olmaması sinir bozucuydu.Terliklerimin zeminde çıkardığı sesleri duymazdan gelerek yerime oturdum.Annemle babam oturmamla bana dönmüştü.Annem kalkıp tabağımı doldurmaya giriştiğinde babam hala beni izliyordu.Önüme koyulan dörtte birini bile yiyemeyeceğim yemek koyulduğunda çaresiz bir şekilde tabağımdaki yemeği kaşıklamaya başladım.Sessizlik beni sinir edecek boyuta geldiğinde annem kumandaya uzanarak televizyonu açtı.Aslında yemek yerken televizyon vesaire elektronik aletleri alerjisi olduğu düşünülürse gerçekten çaba harcıyordu.Gözlerim parlayan ekrana kaydığında yutkundum.Elimdeki çatalı bırakıp televizyona odaklandım.Ateşler holding'in valide sultanı Nergis Hanım bir şeylerden bahsediyordu.Annem merakla sesini biraz daha açarken kalbim gümbür gümbür atmaya başlamıştı.

Bir kaç yapılacak olan projeden bahsedip ciddi havasına büründüğünde kimse yemeğe devam etmiyordu.Söyleyeceği bir kaç kelimeye muhtaç iken böylece oturmak sinir bozucuydu.Önünde diz çökmem aklıma gelince önümde duran sudan bir yudum aldım.Nergis Hanım sonunda gevezeliklerini bitirip bizimle yaptığı anlaşmayı bozduğunu açıkladığında elimde olan bardağı son anda yakaldım.Büyük bir şokun ardından gözlerim tekrar önümde duran yemeğe geldiğinde kendimi acayip bir derecede aptal hissediyordum.Her şey boşunaydı,her şey..Kendimi küçük düşürmem,suçlu değilmişim gibi bunu kabullenmem,sadece ailemin işi için yaptığım tüm o saçmalıklarım,şirkete gittiğimde Aras'ı görerek eskilere dönmek..Hepsi kafamın içinde bir olmuş bana savaş açıyordu adeta.Kalkmak için yeltendiğimde bileğimdeki el ile sersemledim.

-Otur Deniz konuşmalıyız.

Babamın güven verici sesini duyduğum için biraz rahatlar gibi olsam dahi annemin televizyonu kapatıp önüne dönmesiyle oluşan rahatsız edici sessizlik tekrar baş gösterir hale gelmişti.

-Deniz.

Annemin gergin bir o kadar da mahcup sesini duyduğumda beni zorlu bir mücadelenin beklediğinin farkına varmıştım.Gözlerimi kaldırıp bütün cesaretimle annemin yüzüne baktığımda onun da bana odaklandığını gördüm.Gözleri bir cevap beklercesine yüzümü taraken derin bir nefes alıp sessizliğime devam ettim.

-Nergis Hanım'a ne söyledin kızım?

Şok üstüne şok yaşamış bir edayla ve  hayal kırıklığı ile bakan gözlerimi anneme çevirdim.Sanki aynı anda hem söyleyecek çok şeyim hemde hiç bir şeyim yok gibiydi.Dilim mühürlenmişçesine sessizliğimi korurken yükselen ses ile gözlerimi kapattım.

-Deniz!!Bize ne söylediğini anlatır mısın lütfen.!

Elimin üzerinde bir ağırlık gibi duran eli çekip ayaklandım.Annemde ayağa kalkacakken Kafamı yana doğru salladım.Uyarımı almışçasına tekrar yerine otururken odama doğru hızlıca yürümeye başladım.Hataydı,her şeye tekrar temiz bir sayfa çekebileceğimi söylemem hataydı.Böyle umutlarla hayatıma devam etme düşüncem saçmaydı elbette.Sinirle dolabın en yüksek rafından indirdiğim bavulumu kucaklayıp bavulu yatağıma koydum.Elime gelen kıyafeti bavulun içine sıkıştırırken ağlıyordum.Ama kimsenin duymasını istemediğim bir sesle ağlıyordum.Penceremden odamın içine süzülen soğuk hava yüzüme bir tokat gibi çarparken aklımdaki düşünceler hala benimle savaş halindeydi.Bavulum tıka basa dolduğunda elime bir kağıt alıp ne düşünüyorsam hepsini yazdım.Onlardan beklediğim şeylere rağmen onların davranışlarını,kafamı dinlemem gerektiğini ve Nergis Hanım'a kışkırtıcı hiçbir şey söylemediğimi..Düşünmek için çok zamanım olacaktı,işte bu rahatlatıcıydı.Açık olan pencereme bakarken ani bir hareketle camdan aşağı kafamı uzattım.Alt tarafı ikinci kattı,ne olabilrdi ki?Ayrıca o kadar da yüksek değildi hani.Çocukken çok yaramaz olduğum düşünülürse buradan daha yüksek olan yerlerden atladığımı hatırlıyordum.Bacaklarımı pencerenin aşağısına sarkıttım.Biraz karasız kaldıktan sonra ani bir hareketle kendimi aşağı bıraktım.Neyseki korktuğum gibi olmamıştı.

********

Hastane koridorlarını dolduran ilaç kokuları boğazımı yakarken yan tarafımda gözleri şişmiş ve suratı bembeyaz olan Salih oturuyordu.Bunca şeye rağmen yüzü hala yakışıklılığını kaybetmemiş gibi görünüyordu.Ona ne söylesem ne yapsam onu rahatlatamazdım biliyordum.Ama keşke beni rahatlatabilecek biri olsaydı.Aniden yan taraftaki odadan çıkan doktor bizi ayaklandırmaya yetmişti.Salih ile beraber doktora meraklı gözlerle bakarken kalbim deli gibi çarpıyordu.Doktorun yaptığı bir baş hareketinden sonra tüm dünyam üst üste koyduğum umutlarım sert bir darbe yemişçesine yıkıldı.Gözlerim Salih'e kayarken tepkisiz bir şekilde ve inanamamış gözlerle doktora bakmayı sürdürüyordu.

-Başınız sağolsun.

Bu kelimeler başımda binlerce kez söylenirken kalbimde iyileşmeye yüz tutmuş yaram var gücüyle tüm duygularımı açığa çıkarmıştı ve hatırlatmıştı da.Ellerim Salih'in ellerine giderken koridorlarda yankılan çığlığı,daha çok bir haykırış gibiydi,beni kafamdaki dünyadan çekip çıkarmıştı.

selam sevgili okuyucularım bu bölümü çoook geciktirdiğimi biliyorum ne söyleseniz haklısınız çok özür dilerim,telafi ettiğimi düşünüyorum.Oylarınızı eksik etmeyin,öpüldünüz..

Deniz(Askıya alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin