(Helena alınıp götürülmüştür. John ve Edgar evde anlamsızca bakışmaktadır, gözlerinde öfke ve hırs vardır. Edgar tam kafasını çevirip Helena'nın peşinden gidecekti ki John üzerine atıldı. İki adam da yerde dövüşmeye başladı.)
EDGAR: Ahmak herif! Kimsin sen!
(John, Edgar'ı yerde bırakır ve belinden silah çekip doğrultur.)
JOHN: Onu yakında öğrenirsin ahbap! Şimdi düş önüme, elimden kaza çıkmasın! Yaptığın en küçük hata yalnızca senin canını değil, eşinin de canını alır.
(John'un yüzünde gülümseme belirir.)
EDGAR: S... Sen...
(Edgar'ın gözleri yaşla dolar.)
EDGAR: Helena!
(Edgar, yüzüne düşen çaresizlikle ağlar, bağıra çağıra ağlar.)
JOHN: Bebek gibi vızvızlanmayı kes ve ayağa kalk artık! Yeter bu kadar!
(Edgar öfkeyle arkasına döner ve John'un üzerine hızla atlar.)
(Silah kenara doğru düşmüştür, John, silaha uzanır fakat Edgar onun bileğine tırnaklarını geçirir.)
EDGAR: Söyle! Seni hangi dallama gönderdi buraya! Söyle!
(Tam bu sırada John'un saklı telsizinden cızırtılı bir ses gelir.)
TELSİZ: Hallettin mi John? Geliyor musun?
(John, öfkeyle Edgar'a bakar... Edgar da duyduklarına dayanamayıp John'un boğazına sarılır, Edgar'ın Helena için döktüğü gözyaşları John'un suratına dökülmektedir.)
JOHN: Haaa! Lanet olası!
EDGAR: Ah!
(Edgar yere devrilmiştir, John ise ayağa kalkmayı çabuk bir şekilde başarmıştır. John, silaha doğru koşar ve yerden alır. Edgar hızla adama yapışır ve zorlaya zorlaya birbirlerini şans eseri mutfağa yürütürler.)
(Edgar, ekmeği keserken kullandığı bıçağı görür ve John'u bırakıp bıçağa koşar.)
(John tam bu sırada Edgar'a doğru ateş eder, Edgar da aynı anda bıçağı John'un eline fırlatır.)
(Mermi cama isabet eder.)
JOHN: Ah!
(Edgar bıçağı yerde yatan John'un elinden çıkarır ve böğrüne saplar. Durmadan... John ölür. Edgar'ın suratı kan içinde kalmıştır. Ellerine bakar ve panik atak geçirmeye başlar.)
EDGAR: Tanrım! Tanrım! Ne yaptım ben!
(Soluk soluğa kalmıştır, ne yapacağını bilememektedir.)
***
GARDİYAN-X: Yürü bakalım arabaya!
(Helena'yı bağlamışlardır, hızla kamyona bindirirler. Helena'nın ağzı açık kalır. Durmadan konuşan ve kendini sorgulayan insanlar vardır.)
HELENA: Tanrım! Neredeyim ben, neler oluyor böyle?
(Arabanın radyosundan panik sesleri ve bağırışlar yükselmektedir. Arabayı kullanan kişi radyoyu kapatır. Bir kaset takar.)
(Eski bir türkü eşliğinde, araba karantina bölgesi seçilen lunaparka ilerler. Helena sürekli duman kokusu alır.)
HELENA: Edgar... Kimsin sen? Başıma neler getirdin...
***
(Edgar şok geçiriyordur.)
EDGAR: Tanrım! Tanrım!
(Bir anda kapı çalar.)
GARDİYAN-2: Aç kapıyı! Maksar gardiyanı!
(Edgar yerdeki ölü bir şekilde yatan John'a son kez ürpertiyle bakar ve ayağa kalkar.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPLAYICI#salginsenaryosu
Science FictionUnuttuğumuzu bile unutursak Dünya'nın hali ne olur? *** Haber kanalları şehrin dört bir yanında açıktır, helikopterler gökyüzünde olağanca gürültüleriyle ilerlemekte ve bir anonsu duyurmaktadır. *** Edgar, Helena... John'un bilinmezliği... Her şeyin...