(Edgar daha fazla beklemeden ayağa kalkar, ağzını bir bezle örter, yerde duran silahı ve John'a saplanmış biçimde duran bıçağı çantasına atar, çıkarken de kafasına bir kovboy şapkası takar ve pencerenin yanında olan yangın kaçış merdivenlerinden aşağı hızla iner. Ara sokakta sigara içen ve küfreden gençleri görür, yanlarından aldırmadan geçer. Ana caddeye girdiğinde gördüklerine inanamaz. Her yer bağırıp çağıran ve nerede olduğunu soran insanlarla doludur. Herkes çılgınca bir oraya bir buraya koşarken gardiyanlar bazılarını vurmakta, bazılarını da yakalayıp kamyona atmaktadır.)
(Edgar soluk soluğa kalmıştır ve derhal bir çöp kutusunun arkasına yaslanır.)
KALABALIK: Ne olur bırakın beni! Ne olur!
KALABALIK: Ah!
KALABALIK: Kahretsin!
KALABALIK: Kimim ben? Sen de kimsin!
KALABALIK: Çek ellerini üzerimden lanet herif!
KALABALIK: Aman tanrım! Gardiyanlar yetişin! Bu kız kafayı yemiş, annesi olduğumu söylüyor! Anne ne demek?
KALABALIK: Anne!
KALABALIK: Hey!
(Etraf o kadar canlıdır ki Edgar aklından aralarına karışmayı bile geçirmiştir. Eğilir ve ilerlemeye başlar.)
(Nereye gideceğini bilememektedir ve bir anda aklına uçuk bir fikir gelir.)
EDGAR: Hesap soracağım! Hepinize!
(Edgar, diplomatların yaşadığı meclise gitmeye karar verir. En azından oradakilerin normal olduğundan emindir!)
(Edgar hızla yürürken saklanmaktan da vazgeçmez. Bazen otobüs arkasına, bazen bir telefon kulübesinin arkasına, bazen ise kalın bir direğin arkasına.)
(Bir yerden sonra koşmaya başlar, etraftan sürekli çığlıklar yükselir.)
EDGAR: Aman tanrım!
(Edgar şehir meydanına vardığında gördüklerine inanamaz. Her yer talan edilmiştir. Her yer paramparça hale getirilmiştir. İnsanlar oradan oraya koşmak için çabalıyordur. Tüm bunlar gerçekleşirken Edgar kendi kendine bir soru sorar.)
EDGAR: Ben neden onlar gibi olmadım?
(Edgar afallamış bir şekilde koşarken sakallı- muhtemelen evsiz- biri üzerine atlar.)
EVSİZ: Kimsin lan sen! Söyle kimsin?
EDGAR: Çekil üstümden lanet olası ayı! Leş gibisin!
EVSİZ: Neler oluyor söyle bana!
EDGAR: Sen de onlardan birine dönmüşsün işte!
EVSİZ: Hayır ben hiçbir şeyi unutmadım, her şeyi hatırlıyorum.
(Bu sırada gardiyanlar arkalarındaki insanları yere sermekte, onların başlarına bir cihaz koymakta ve bazılarını öldürmektedir.)
EVSİZ: Benimle gelmelisin!
EDGAR: Nereye?
(Evsiz, Edgar'ın üzerinden kalkar ve koşmaya başlar.)
EVSİZ: Beni takip et!(Edgar hiçbir şeyi anlamamasına rağmen adamı takip eder, koşar peşinden.)
(Adam bir büfenin kapısına kilit sokar, açar ve kapıyı açık tutar, Edgar'ı bekler. Edgar hızla kapıya yanaşır, tam bu sırada bacağından siyahi bir adam tutar.)
EVSİZ: Endişelenme! Dayan!
(Evsiz içeri gider ve bir pompalıyla döner, Edgar'ın bacağına sarılan adama nişan alır, adama sıkar.)
EVSİZ: Hadi!
(Edgar, içeri girer, kapı kilitlenir.)
(Bir anda içeride en az on kişinin olduğunu görür.)
(Hepsi Edgar'a silahını doğrultur.)
(Edgar, ellerini havaya kaldırır.)
EVSİZ: Doğru yerdesin dostum.
(Evsiz, gülmeye başlar.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPLAYICI#salginsenaryosu
Science FictionUnuttuğumuzu bile unutursak Dünya'nın hali ne olur? *** Haber kanalları şehrin dört bir yanında açıktır, helikopterler gökyüzünde olağanca gürültüleriyle ilerlemekte ve bir anonsu duyurmaktadır. *** Edgar, Helena... John'un bilinmezliği... Her şeyin...