25- Derin

148 3 0
                                    

Fotoğraf; Bukre

Bir günüm bir günümü tutmuyordu. Başıma ne zaman ne gelecek gerçekten artık kestiremiyordum. Ok yaydan çoktan çıkmıştı. Gözümü intikam, zirve bürümüştü. Herkesi ayaklarımın altına almadan rahat yoktu bana bundan sonra. Bunca ezilmek, hor görülmek, görünmez olmak yetmişti. Dengeler öyle bi değişecekti ki, gözlerime bakanın içi titreyecekti. En son hedefim ise Küşat olacaktı.

"Kız Gülay abla ben ne farkettim biliyon mu?" Dedi Dilek.

"Ne?"

"Kız abla bu Aygülgillen senin ismin aslında ters bak ay-gül, gül-ay." Deyince ters ters Dilek'e baktım.

"Boş boş işlerle uğraşıveriyon aa Dilek!"

"Hakikatten nerde o lüzumsuz?" Dedim.

"Hanımefendi belli bi saatten aşağı kalkamıyo. Herkes sabah kalkıp odasını havalandırıp çarşaflarını değiştirmek zorunda bizimki akşama varana kada yatıyo anam!" Dedi Dilek.

"O artık eskide kaldı." Diyerek yerimden kalktım. Gidip sahnenin müzik sistemini binada ki tüm hoparlöre verdim. Bangır bangır ağır metal bir şarkı açtım.

"Kız bu neee!" Diye bağırdı Dilek. Gidip bir huzurla yanlarına oturdum. O sırada Aygül üzerinde ince askılı kırmızı bi gecelikle, yalnızca tek ayağında bi terlik ve kafasında uyku bandıyla aşağı inip sinir krizi geçirdi.

"Günaydın." Diyerek sırıttım.

"Bana bak! Allah yarattı demeyecem, vallahi meydan dayağı atacam!" Derken diğer kadınlar odalarının önünde ona gülüyordu. Ellerimi arkamda birleştirerek;

"Saat geç oldu." Dedim ve saatime baktım. "Çarşaflarını değiş, aşağı indir, odanı havalandırıp temizle."

Yüksek sesle bir kahkaha atarak;
"Ay sabah sabah bana kahkaha attırdın." Dedi.

"Kahkaha atılacak bir şey görmüyorum. Burda ki herkes gibi yapman gerekenleri söylüyorum."

"Tatlım, benim yapanlarım zaten var."

"Cık cık cık, artık yok. Kimse senin kölen değil. Kendi işini bundan sonra kendin halledeceksin. He yok halletmem illa millete işkence ederim diyorsan da kimseyi bulamazsın. Herkes tembihli. Elini dokunanın, canını yakarım."

"Bukreeeeeeeeee!" Diye bağırdığı sırada Kürşat içeri girdi.

"Tabii tabii ne demek Aygülcüğüm, bugünlük odanı başkasına temizletmek yerine kendin temizlemen bencede senin gibi birinin verebileceği en mantıklı ve herkese örnek bi karar. Ne kadar düşüncelisin. Keşke herkes sen gibi olsa." Dediğim de sinirden gözü seğiriyordu.

"Oooo gülüm, neler duyuyom yav." Dedi Kürşat gülümseyerek ve saçma bi gurur içerisinde.

"Aygül çok düşünceli biri." Dedim.

"Tabi canım düşüncelidir benim gülüm. Aferin aferin beğendim bu davranışı."

"E o zaman sana kolay gelsin." Dedim ve Gülay ablanın yanına oturdum. "Ya hani bi de dedin ya çamaşırhanenin yerlerini silerim diye. Sana zahmet olmasın ama çok ısrarcıysan içinden gelirse şey yaparsın onu da."

"Yav vallaha gözlerim doldu yav. Siz ne ara böyle oldunuz." Dedi Kürşat.

"Ya Aygül geldi dedi Bukre, aynı çatı altında olmaz böyle şeyler. Benden özür kabul et, kendimce yapayım bir şeyler. E tabii ben de kabul ettim madem bişeyler yapmak istiyor. Zeytin dalını geri çevirmek olmaz en nihayetinde."

BUKREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin