Fotoğraf; Bukre
Şarkı: Şebnem Ferah- Bu Aşk Sana Fazla-2 gün sonra-
Akşam üzeriydi. Eylem, Duru, Didem, Kerem, Ege, Akın, Arda ve... Oğuz, her zamanki mekanda Oğuz'a veda partisi yapacaklardı bu gece çünkü yarın sabah o yoktu.
"Bukre bana geleceğini söyle!" Dedi Eylem ve yanıma oturdu. Kahve için beni çağırmasının nedeni bu olmalıydı.
"Eylem, gelmem doğru olmaz. Zorlama." Gidemezdim. Hele ki Oğuz'un bana en son söylediklerinden sonra.
"Ya neden? Ne geçti aranız da anlat bi lütfen!"
"Aramızda bir şey yok, olamazda. Gitmek isteyen kendisi, ben bir şey yapamam."
"Gitmek isteyen kendisi ama gitmesinin sebebi biri vardır elbet." Dediğinde sustum.
"Hadi ben kaçtım." Diyerek ayaklandım.
"Sorun Duru mu? Onun Oğuz'a hisleri mi?"
"Of Eylem of! Tamam bakarım akşam ama söz veremem."
"Ben yine de bekleyeceğim." Dedi ve beni yolcu etti.
Oğuz ile en son görüşmemiz demiştim değil mi?
-2 gün önce-
Sabaha karşı uyuduğum için öğleden sonra kalktım o gün, ölü gibiydim. Kafamda gün boyu bir ağrı ve uğultu vardı. Bana zırvaladığı şeyleri hatırlamıyordum bile Gül'ün. Çamaşırhaneye indiğimde makinanın karşısına oturmuş öylece izliyordu. Ondan başka kimse yoktu. Gidip yanına oturdum.
"Seni dinliyorum." Diyerek ellerimi hırkamın cebine sokup, bende çamaşır makinasını izlemeye başladım. Bir müddet konuşmadı. Sadece gözyaşları aktı gözünden.
"Bugün benim ölüm günüm. Peki ya senin?" Diyerek sessizliği bozdu ama hiç kıpırdamadı.
"Açık konuş. Ne istiyosun benden? Sırada ki hamlen ne o heriflerden sonra?"
"Onları seni dövsünler diye değil, öldürsünler diye tutmuştum." Dediğinde dönüp ona baktım.
"Büyük oynuyorsun yani."
"Bugün onun doğum günüydü."
"Kimin?" Dediğimde gözünden düşen bir damla yaş ile ;
"Kızımın." Dedi.
Gül'ün çocuğu mu vardı?!
"Ne güzel işte git kutla. Ben ne yapabilirim?"
"Onun yerinde sen olabilirdin mesela."
"Ne diyosun anlamıyorum Aygül! Neredeymişte, yerinde ben olabilirmişim?!"
"Mezarda. Toprağın altında..."
Sustum. Kelimlerim burada son bulmuştu. Diyecek bir şeyim yoktu...
"Mekanı cennet olsun." Dedim kırık bir ses tonuyla ve sessizce.
"Senin yüzünden, her şey senin yüzünden." Derken dertlerinden yana yana konuşarak Kürşat geldi.
"Devam et Aygül. Neden benim yüzümden?" Dediğimde Kürşat'a baktı.
"Yav ne o yine?" Dedi Kürşat.
"Bişey olduğu yok. Aygül kızının ölüm sebebi olmamı anlatıyordu." Dediğimde Kürşat'ın yüzü kireç gibi oldu. "Sen, ne oldu bi rengin attı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUKRE
Teen FictionAnnem bi hayat kadınıydı... Dünyaya gözlerimi açtığım zamandan bu zamana babamı tanımadım. 9 yaşında gönderildim büyüdüğüm genelevden. 8 yıl sonra geri döndüm ve hayatım bir daha asla eskisi gibi olmadı... Değiştim, çok değiştim. İnsanlardan intikam...