Bölüm şarkısı;Taner Çolak-Kokunu Bırak
Sevdiceğim... Gitme! Beni bir başıma bırakıp, beni terk edip gitme. Kal desem kalır mısın? Gel desem gelir misin? Sen o söylediklerime bakma, ben sana olan sevgimi kendime bile itiraf edemezken sana nasıl söylerdim ki... Senden vazgeçebilirmişim gibi konuştuysam da aldırma o sözlere... Gitme... Kal... Gitmesen... Kalsan...
30 Haziran 2022-Perşembe (Yaklaşık 1 sene sonra...)
Pencere kenarına çektiği taburede kambur halde oturan genç kızın gökyüzü mavisi gözleri tek bir noktada sabitlenmişti. Yüzündeki kara bulutlardan anlaşıldığı üzere birini bekliyordu. Bir senedir haber alamadığı birini... Mavi gözleri, ferini iyice kaybetmişti. Yüsra'nın eşsiz mavi gözlerinin içi artık gülmüyordu. Buz dağlarını eriten, karşı cinse olan önyargı duvarlarını yıkan o delikanlıdan bir senedir ne bir haber vardı ne de bir gören duyan.
Yüsra'nın dert yüklü bulutlar misaliyle oturduğu odanın kapısı yavaşça açıldı. İçeri giren genç kızın adı gibi 'Ela' gözleri Yüsra'yı bulduğunda derin bir nefes alıp verdi. Arkadaşının bu hali onu çok üzüyordu. Elanaz'ın odaya girişinden haberi bile olmamıştı Yüsra'nın. Varlığını hissettirmek için boğazını temizledi genç kız.
" Yüsra! "
Genç kız, başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi. Elanaz, Yüsra'nın mavi gözlerinde su birikintisi oluşturmuş olan gözyaşlarını görünce şaşkınlığını gizlemek istercesine elindeki hasır sepeti genç kıza uzattı.
" Biri bunu danışmaya bırakmış. 'Yüsra Demir'e' demiş. Emine abla da bana verdi. "
Sanki az önce dert yüklenen bulutlar misali gözyaşlarını gözbebeklerinde biriktiren o değilmiş gibi, genç kızın sözlerinden sonra ayağa fırladı. Sevinçten parıldayan mavi gözlerini Elanaz'ın elindeki sepete dikerek heyecanla konuştu.
" Eyüp gönderdi kesin. Doğum günümü unutmadı, unutmayacağını biliyordum. Ver, ver Elanaz. İçinde bir not olmalı... "
Sepeti Yüsra'ya uzattı genç kız. Hasır sepeti alıp yatağına geçti Yüsra. Hızla sepeti karıştırmaya başladı. Sepetin içinde gül yaprakları ve renkli renkli güller vardı ve ufak kağıtlara yazılmış şiir dörtlükleri... Biraz daha karıştırdı genç kız. Mutlaka bir not olmalıydı. Aradığı notu bulduğunda, sevinçten gözlerinin içi gülüyordu. Bulduğu notu Elanaz'a göstererek, o narin sesiyle okumaya koyuldu.
" Özür dilerim gelemediğim, yanında olamadığım için. Doğum günün kutlu olsun Sabır Güneşi'm. "
Notu okuduktan sonra sevinç gözyaşlarıyla bağrına bastı. Elanaz yavaşça genç kızın yanına geldi ve o da yatağa oturarak arkadaşına sarıldı.
"Elanaz... O benden vazgeçmedi, görüyorsun değil mi? O bana yalan söylemedi, ben senin yanında olacağım demişti ya. Bedenen yok ama bak, beni unutmadığını kanıtladı. 'Ben seni unutmadım Sabır Güneşi'm.' diyor. Ben de ondan vazgeçmeyeceğim, beklemeye devam edeceğim. O hep aklımda ve kalbimde olacak, ve hep benimle kalacak. "
Elanaz, arkadaşının saçlarını okşadı yavaş yavaş. Onların da gülümsemeye hakları yok muydu? Vardı, olmalıydı... Ama neden gülümseyemiyorlardı. Ne zaman bir saniye gülümseseler ardından aylarca, belki yıllarca ağlıyorlardı.
"Ağlama prensesim, sana hiç yakışmıyor sulu gözlülük. O benim huyum ama. "
Birbirlerine bakarak gülümsediler. Elanaz'ın siyah kıvırcık saçlarını karıştırdı Yüsra. Dostlukları vardı hiç olmazsa. Sıkı sıkı sarılabilecekleri, sıcacık bir dostlukları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR GÜNEŞİ (KİTAP OLDU!!!)
RomanceKitap satışta... Sabır başına gelen bir musibet karşısında ilk gösterdiğin tepkidir. Şüphesiz Allah sabredenlerle birliktedir. Onlar için mutlak bir selamet vardır... Yayınevi; Gece Kitaplığı Kapak tasarım; Betül Akyar