15. Gece

1K 64 43
                                        

"Sürekli etrafında... ama farkında değilsin. Onun önünü kapamaya çalışmak ne kadar zor bilemezsin!! Sürekli onunla yarışmaktan yoruldum!"

"Neden yarışıyorsun?"

"Sen, bu adamın mafya olduğunu sandığında bile sırf son bir kez göreceksin diye otel odasına gittin. Ben nazikçe istediğim halde tatile gelmiyorsun. Ben gelecek planı yaptığımda kabuslar görüyorsun gece. Ve uykunda onun adını mırıldanıyorsun.

Bazen tam noktanı bulduğumda orgazmdan hemen önce onun adını mırıldanıyorsun ıkınıp kıvrılırken... ve o bakışın. İlk seferin diye mi? Sihirli mi çubuğu? Ne?"

"Changkyun.. lütfen. Bağırmayı kes ve gel yanıma."

"Bana sevgilim de..."

"İlişkimiz yok diye azarlama yine?"

"Azarlamam. Ama sen de gitme ona..."

"Sarılırsan gitmem."

Changkyun yanına gelip sana sıkıca sarıldı. Onun göğsüne gömdün yüzünü.

"Sana aylarımı, kalbimi ve bedenimi ödünç verdim. Şimdi de sarıldım ama... sen yine de  ona gideceksin.. Heey! Lütfen ağlama. Cidden çirkinleşiyorsun. Ve hani bunu sana liseden beri aşık olan ben söylüyorum.

Evde senin asla kullanmadığın, süs niyetine aldığın sandığın içinde günlük gibi birşey var. Bu herifin her gün sana iletmem için verdiği notları yazdım. Ne haltlar yedi, karnıma ne ağrılar soktu endişeden. Bir bir yazdım. Sana anlatamadığımda içim rahat etmedi. Hepsini okursun artık."

"El yazın çok güzel... kesin okurum."dedin samimiyetle. Sana sarılırken birden cicilendi olduğu yerde. Sana daha sıkı sarıldı sevinçle.

"Ayy.. en hoşuma giden de; artık benim hayaletimle O uğraşır. Her kavganızda 'Changkyun olsa asssssla böyle yapmazdı' filan de. İnsanın içine oturuyor. Bir de ... bu herif öyle kafandaki gibi ideal sevgili çıkmazsa hemen terk et. Taş gibi ben varım. Ama ben geri gelirsem ancak sevgilin olmaya gelirim. Demo süreci olarak kendimi sana sundum. Yeter bence."

"Changkyun. İyi olmasana... ya ne dicem. Ben seçmesem. Siz yazı tura atsanız? Haftanın belli günleri sen belli günleri o sevgilim olsa... ya da benim metresim ol?"

"Senin ağzını sabunla yıkarım Victoria! Ben koskoca Elma Popo Changkyun'um. O olsun metres!"

"He öyle olduğunda tamam dersen tamam yani..."

Changkyun da sen de gülümseseniz de gözlerinizdeki yaşlar durmuyordu. Aylardır içinden sana bağırıp duran kalbin artık rahattı. Changkyun ile olan ikircikli halinden tiksiniyordun. Onu gerçekten derinden sevsen de, o temiz yüreğinin hatrına ona ömrünü sunmak istesen de o bunu istemiyordu.

Ona olan zaafının farkındaydı. Ama seni senden iyi tanımıştı. Sen o hastane odasındaki 'bebek' konusundaki tepkilere takılmıştın. Kurduğu cümleler zihninde hep yankılanmıştı. Kendini uzak tutmaya çalışmanın sebebini de sarhoş olduğun bir gece sen telefonda anlatmıştın aslında ona. Seni çok seviyordu. Bu sebeple hissettiğinin binde birini bile göstermeden vedalaştı seninle.

Sen onu otel lobisinden uğurlamadan önce durdu ve sana döndü.

"Her sabah seni mutlu ediyordum. Çünkü gün içinde Hoseok gelirse ve sana yeniden birlikte olalım derse, sabah sana dokunanın ben olduğumu hatırla istiyordum. Seni ne kadar mutlu ettiğimi hatırla istiyordum. Hile yapıyordum yani.

Bugün hormonları tavan yapmış liseliler gibi ortalık yerde arayı kapamak istedim ama altı aydır ilk defa sen beni güne başlattın. İstemeden veda hediyesi verdin. Ne kadınsın..."

TROPICAL NIGHT  |  (Wonho OC) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin