4. Gece

1.6K 80 16
                                    


Pencereden bakarken iç çektin.


Namsan Kulesi'nin harika ışıklandırması bile keyfini yerine getiremiyordu. Dün geceden beri bir ayrı güzeldi bu aydınlatmalar. Miin evi ilaçlattığı için o gece sende kalıyordu. Sen iç çekince sana döndü.

"Ne var, ne oldu?"

"Hı?"

"Vicky, iç çekip durdun da. Neyin var?"

"Söylerim ama gülme... ya da kızma."

"Söz veremem. De bakalım bir..."

"Bugün... kiraladığım görevliye rastladım."

Miin'in gözleri kocaman açılmıştı. Günlerdir Hoseok'dan bahsedip duruyordun zaten.

"Eee?" dedi. Bir an sırıttığında gözleri tekrar büyüdü. "E hani çok pahalıydı bu adam? O kadar krizle boğuştuk ettik--"

"Ücretli değildi bu sefer. Aslında, birbirini özlemiş aşıklar gibiydik. Çok... çok saçma! Boşver en iyisi."

"Nesini boşver??? Hemen anlat!"

"Üff.. bak şimdi..." diyerek anlatmaya giriştin. Derhal ona dönüp kocaman bir gülümseme ile lafa girdiğinde Miin senin önceki ilişkinin başlarındaki haline bakıyordu sanki. Gözlerindeki ışıltı muhteşemdi.

--

Öğlene doğru sırf Hosoek'u özlediğin için Tropical Night'ın pub kısmına gitmiştin. Gündüzleri öğle yemeği bile yenebilecek bir yerdi burası. Hoseok muhtemelen başka bir müşterisinin yanında ya da evinde uyumaktaydı, belki de spora gitmişti. Burada hiçbir şekilde onu görmeyeceğinden emindin. Fakat o gecenin anısı uzun zamandır zihnini kurcalıyordu. Etrafa boş boş baktığın için garson sana menüyü getirmişti. Sadece ilk sayfasını ilk ürününe baktığın menüden kızartması bol bir kahvaltı seçtin. Amerikan tipi pankek, akçaağaç şurubu sosu ile. Üstünde bir parça da tereyağı. Buraya sadece ortamda bulunabilmek için gelmiştin. Garsonu başından savmak için seçtiğin buşeyi ciddi ciddi yeme niyetin vardı. Neredeyse iki haftadır doğru düzgün yemiyordun. Buraya gelince onu daha rahat hatırlayabildiğin için iştahın geri gelmişti. 

Çünkü sen aptalca ilk seviştiğin kişiye aşık olmuştun. Adam bir de kiraladığın bir görevliydi sadece. Fakat, sana daha fazlası gibi gelmişti. Okuduğun makalelerde buna 'Bakire Aldanışı' diyordu. Saçmalamakta olsan da içindekileri son kez burada irdeleyip buradan çıktığında onu düşünmeyi kesecektin.

Masada dalgın dalgın oturduğun sırada siparişin geldi. Siparişine ilk çatalı batırmak üzereyken biri tabağını önünden çekip otoriter bir sesle garsona, kulağa sağlıklı gelen başka bir kahvaltı menüsünden getirmesini söyledi. Onu kokusundan tanımıştın. Karşına geçip oturan kocaman gülümsemeli ve şaşkın Hoseok oturmuştu.

Bilmiyordun ama o da az evvel ancak çıkabilmişti o odadan. Her sabah gelip odaya kapatıyordu kendini. Vicdanı ve arzularını odanın içine salıyordu. Kendisi de odanın ortasına oturuyor, odaya saldığı iki canavarın kafasının üstünde kavga etmesine izin veriyordu. O da buraya seni hatırlamaya gelmişti. Asansörden çıkıp otelden ayrılacağı esnada pub kısmında seni gördü. HEr geçişinde masanıza bakıyordu çünkü. Birileri oturmuşsa kaldırtıyordu oradan. Fakat seni aynı masada otururken görünce aklını yitirdiğini sanmıştı. 

TROPICAL NIGHT  |  (Wonho OC) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin