1K olmuşuz, teşekkür ediyorum ♡
bu kitabı yazarken aklıma hep bihter ve behlül geliyor ):
yorum yaparsanız hiç hayır demem):
...
Adayış.
Adayış her zaman emanet duran sözler ile birkaç cümle savurup bunlar sana ithafen demekle olmuyor, adayış manevi bir şeyi süslü cümleler ile tasvirleyip karşındakini şımartmakla da olmuyor. Adayış kimsenin fark etmediği ama yeryüzünde her bir bireyin yaptığı gibi kalbini, bedeni bir insana adamak ile de olabiliyor. Adayış, Afrodit'in lügatında aynaya yansıyan güzellik iken Eros'un lügatında iki bedenin ortak bir kalbi tamamlaması işlemi ile adlandırılıyor.
Adayış bedenini ve kalbini, tüm benliğini bir kişiye sunmaktı. Adayış kendini açık pazar haline getirmek değildi.
"Günaydın." diye açmıştı gözlerini Jimin yanındaki eşine bakarken. Yoongi yüz üstü yattığı yatakta bir gözü yastığın içinde kaybolmuş, diğer gözü de kısıkça eşini beyaz yorganlar arasında izlemekteydi. Bir eli öylesine yan yatan eşinin beline düşmüşken sabah güneşi doğmuş ve pazar gününün özgürlüğüyle yataktan çıkmak gibi düşüncelerinin olmadığı zihninde sadece eşini izleme düşüncesi vardı Yoongi'nin.
"Günaydın." diye mırıldandı Yoongi. Doğrusu işten eve sabaha doğru gelmişti ve üç-dört saatlik bir uyku çekmişti fakat içinden bir ses eşini izlemek istemiş ve uykuyu def etmişti. Eşinin yastığa düşen nemli saçlarını izlemişti ilk yatağa attığında kendini, her bir tutamı elleri ile okşayarak ve gözleri ile sevgisini göstererek kuruturken, hafifçe uykusu derin olan eşini kaldırmış ve nemli yastığı alarak kendi kuru yastığı koymuştu kafası koluna düşen Jimin'in baş altına. Nemli yastığın ters yüzü Yoongi'nin baş aşağısında yerine alırken Yoongi iyice mayışmıştı yatağın içinde ve eşinin güzel yanaklarında dinlendirmişti parmak uçlarını, baş parmağı basık buruna ziyaretini yapmış ve iki dolgun dudağı okşamak için baş parmağını hareket ettirmişti. Alt dudağı ile küçük bir çocuk gibi oynayan Yoongi, eşi ile vakit geçirmeyi özlediğini anımsarken Jimin mızmızlanmış, yüzünü iki yana çevirip uykulu haliyle birkaç şey mırıldanmış ve uykusuna yeniden yenik düşmüştü. Düşen tek şey uykuya düşen Jimin değildi o sıra, Yoongi'nin gözleri az önce Jimin'in açılan alt dudağına düşmüştü. Parmağı ile Jimin'in alt dudağını çekelerken gözler önüne serilen taze yara, ilk pembeliğini hala üstünde bulundurmuş ve Yoongi'nin derince iç çekmesine sebep olmuştu.
Şimdi ise iki beden gözünü açmış birbirlerini izlerken tek bir kelime ağızlardan çıkmamış, ilk konuşmayı Yoongi yaparak merakını gidermek istemişti. "Dudağına ne oldu?" demişti merakını yansıtmayarak öylesine bir soru sormuş gibi. Jimin de Yoongi'nin oyuncu halini benimserken öylesine, "Ne?" tarzı anlamamış nida kazanmış ve konuşurken acıyan dudağı ile sahte bir kaş çatma yaparak, "Dün," demişti. "Uyurken ısırmış olmalıyım, haberim yoktu."
"Anladım." demişti Yoongi de.
Yeni bir sessizliğin doğduğu o sıra Jimin kendini eşine itmiş ve eşinin yumuşak saçlarının dağınık durduğu ensesine elini atarak gövdesine çekmiş ve, "Uyu hadi." demişti. "Dokunuşlarını hissetmedim sanma." demişti çenesi Yoongi'nin saçlarına değerken, kolları etrafına dolanmışken. Yoongi de pes ederken kollarını eşinin beline yaslamış ve yüzünü Jimin'in boynuna gömerken omuzları çökerek rahatlamıştı.
Küçük, ince bedeni ile Yoongi'yi saran kollara birbirine karışan bacaklarda eklendiğinde Yoongi uzanıp dudakları önündeki tene öpücük koymuş ve gözlerini kapatmıştı. "Bugün evdeyim." demişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
marriage | myg'nin çaresizliği
Fanfiction-angst. İnsan insanı ya tamamlamalı ya da tam anlamalıydı ama bir zamanlar bu cümleyi kurduğum adamın bir gece ansızın kalkıp saçlarını öpsem, saçlarında hayat buldum desem sabah uyandığımda saçlarını kestiğini görecek gibi hissediyordum.