"Neydi bu ?! Hayatımın üzerine kapatılan bir mühür mü? Acılarımı saklarken bile daha fazla acı çektiğim için mi sizden uzaklaştım ? Eğer gerçekten böyle olacağını bilseydim sizi önemserdim. Yemin ederim ki size değer verirdim.Sizi severdim.Ama siz benden intikam mı almak istediniz ? Neden hayatımı bir daha yaşamamak üzere mühürlediniz? Halbuki ben bütün bu olanlara rağmen yaşamak istiyordum.Ama şimdi nasıl yaşayabilirim ki ! Söyleyin bana ! Artık ben nasıl yaşarım?
Cevabınız yok. Evet , biliyorum siz benimle konuşmak istemediniz.Ama bir şans verin sizi bir daha göreyim. Ha? Olur mu ? Cevap verin!"
Küçük kız ağlayarak elleriyle ailesinin üzerine yaşamamak için örtülen toprağa vurmaya başladı. O daha çok küçüktü.Bu küçük kızı neden arkalarında bırakıp gittiler ki ?
Havada, bu meleksi kızın üzüntüsüne
ortak olmuş akıtıyordu sularını.Bu karanlık hava da yüz tutmuş ağlayan bulutlar yetmezmiş gibi bir de rüzgar ağaçların yapraklarını sallıyordu.Doğru ya ağaçlar bile ağlıyordu.Küçük kız zar zor ayağa kalktı. ağlamaktan kızarmış yüzüyle mezarlığa baktı . Aniden gelen bir öfkeyle kaşlarını çattı ve gözlerini kıstı.
"Siz benimle konuşmak istemiyorsunuz öyle mi? Peki , öyle olsun. Bir daha gelmem!" dedi ani bir sinirle . Ama bu küçük kızda keçi inadı vardı.Belki 1 ay gelmezdi bu mezarlığa.
Yavaş adımlarla mezarlıktan çıktı. Eteği ve kazağı çamur olmuştu.Nasıl gidebilir ki eve? Üvey annesi görse eve almazdı kesin.
Evet, babası ve annesi vefat etmiş olabilir. Ama bu küçük kız daha 10 yaşında yetimhaneye verilmişti.12 yaşında ise evlatlık alınmıştı.Simdi ise 18 yaşındaydı.
Hayat ne hızlı ilerliyor böyle !
18 yaşına gelmişti.Büyümüstü ! Ama kim onu büyük görüyordu ki? Hiç kimse. Hıh! kendisi kendini büyük görüyordu ya ona bu da yeter .Bu küçük kız zeki ve yetenekliydi.
Ama bunu gören tek kendisiydi.Bu canını fazlası ile yakıyordu.Umursanmamak...Bu kız buna alışmıştı . Artık seviyordu bile birisinin onu umursamamasını.Şimdi eve gidiyordu ama onu bekleyen birisi var mıydı ?
Apartmanın önüne geldiğinde derin bir nefes aldı.Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.O 'mutluydu' havasını vermek istiyordu.
Apartmanın demir kapısını açtı ve içerideki merdivenlere doğru yöneldi . Bu eski bina da asansör bile yoktu!
3.Kata geldiğinde evine doğru yürümeye başladı . Evinin önünde siyah giyinmiş adamlar vardı . Ah! Hayır ! Annesi yine bir belaya batmıştı.
Evde uyuşturucu saklıyordu. Kesin onu almaya gelmişlerdi. Kalbi hızla atarken eve biraz daha yaklaştı.Kapının önündeki adam, kıza bakıyordu.
Evin içine yan gözle baktığında üvey annesinin kanlı cesediyle karşılaştı . Ama yine de karşıdaki kapıya doğru ilerledi.Eğer evin içine girerse bu küçük kız ölücekti.
Biliyordu ölüceğini. O yüzden tanımıyormuş gibi yapıp karşıda duran kapıya doğru gitti ve zili çaldı.
Ama açan yoktu. Sessizce ağlamaya başladı.Ölücekti."Lütfen aç ! Yalvarırım!" dedi sessizce. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki nefessiz kalmasını sağlıyordu .
Gizlice arkada ki adama baktı.Kendisine bakıyordu.Önüne döndü ve gözlerini kapattı.Zili tekrar çaldı...
"Ne demek lan bu?! " dedi ölümü andıran sesiyle."E-efend-dim y-yemin ederim bilmiyoruz ." dedi telefonun diğer tarafındaki adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HADES
Teen Fiction" Baba yine bir intihar vakası." dedi karşısında duran kendisinden genç adama karşı. Adam bir anda sinirle bastonuyla yere sert bir şekilde vurdu. Bu adamın emri olmadan kim intihar ederdi ? İntihar sayısı gittikce artıyordu.İnsanları hayvan avl...