Zihnimin bana oyunlardı bunlar bundan son derece eminim ve başka bir açıklaması olamazdı. Ben nasıl kanser olabilirim ya(?) Korkuyla ellerime baktım ellerim titriyordu, gözlerim açık unutulmuş bir musluktan su akarcasına incilerini döküyordu ve bogazıma bir diken batıyordu sanki konuşmamı, hıçkırarak ağlamama engel oluyordu adeta bir taş yutmuşcasına ağırlaşmıştı midem hareket edemeyecek kadar...
Peki neden yaşıyordum ben bu kadar çileyi? Tanrının bana bir cezasımıydı yoksa direnmem için bir sebep mi? Etrafımdaki her şey aniden sustu annemin demin ki gülen süratı yerine Sudeye sarılarak ağlayan kalbi bin bir parçaya ayrılan bir kadın vardı. Benim anneme ne yaptınız o asla ağlamaz, ağlatmaz! Tanrım bana yardım et.
"Üzgünüm Mert buna daha fazla dayanamam ben yeterince üzüldüm senin bunu bilmen doğal hak-" cümlesini tamamlayamadan haykırarak ağlamaya devam etti annem. Ve yanıma geldi kafasını göğsüme dayadı ve bekledi biraz bekledik o bana o kadar iyi gelmiştiki boğazımdaki dikenler, midemdeki taş ve diğerlerini unutmuştum bile. Bir insanın şevkati altında durmak o kadar güzel bir şey ki bu kelimelere veya cümlelere sığabilecek bir şey değil. Ben uzun zamandır annemden bu denli bir şevkat görmüyordum ve şimdiki savaşım kanserdi peki ya katil? O aşşalık katil ne yapacaktı ben kanseri yenmeye çalışırken, kimlerin canını alacaktı veya kimlerin hayatını karartacaktı? Kahretsin! O katil orada birilerini daha öldürecek ama ben burada elim kolum bağlı bir şekilde yatıyorum. "Sude n'olur beni bu hastaneden çıkarın. O katil dışarıda elini kolunu sallayarak dolaşıyor benim bir şeyler yapmam gerek." dedim sesim olduğundan daha boğuk çıkmıştı ve ben her kelimede diğer kelimeden daha fazla acı çekiyordum söylerken. Sude bana acırcasına bakarak "Mert biliyorum sende, benim gibi o katili bulup cezalandırmak istiyorsun ama senin yeni bir savaşın var onu yenmelisin." dedi bu dedikleri beni kalbimin orta yerine bir mızrak gibi saplandı. "Ama Sude ben burda bekleyem-" demeye kalmadan "Merak etme ben bununla ilgili araştırma yapacağım ve sana katili kendi ellerimle teslim edeceğim." dedi Sude. Ortamı yumuşatmak için ve beni azda olsa bile güldürebilmek için komutan selamı verdi ve odadan ayrıldı. Beni güldürmeyi başarmıştı bunu her seferinde yapıyordu o güldükçe gözlerinin içi gülüyor her tebessümünde benim içimdeki buzlar su olup taşıyordu. Belkide bunun ismi aşktı? kim bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUZAK (Basılıyor)
HorrorSıraları öğrencilerin yaptığı anlamsız şekillerle, panoları hiç bir zaman okunmamış kağıtlarla dolu, mavi duvarları, ruhsuz havasıyla, sıradan bir okul. Peki ya bu okula, bir katil dadanıp tüm düzeni bozarsa? Okulda mahsur kalan 4 öğrenci, ve onları...