-KAÇIŞ-
Onurun beni dürtmesiyle daldığımın farkına vardım, ve aniden silkelenip Onura baktım. Onur "Mert bu aralar iyi misin kardeşim?" dedi aslında kim iyi olabilirki, bir okula hapsolmuş ve ölmeyi beklerken. "ne? Ha evet iyiyim olabildiğince. Ya Onur bir dakika konuşabilirmiyiz?" dedim ümitlrndirici bir ses tonuyla, açıkcası ben ümitlendiysem Onurun hayli hayli ümitlenmesi gerekiyordu. Onur "tabi ki nerde konuşalım" dedi ben buna cevap olarak işaret parmağım ile köşe tarafını gösterdim ama Sudenin pek hoşuna gitmemişti galiba ki suratını ekşitiyordu. Onur yavaş ve baygın bir şekilde köşeye doğru ilerlediğinde bende peşinden yavaş bir şekilde ilerledim.
"Efendim? Söyle dinliyorum kardeşim."
"Onur ben sana çok ani bir şekilde soracağım hazır ol tamam mı?"
"tamam"
"katil... Katil senmisin?" dediğimde gözlerini fal taşı gibi açmış ve şoka girdiği için bir şey söyliyememişti, bu benim gözümde bir katilin vereceği tepkidir. Umarım katil Onur değildir.
"Ne diyorsun Mert!" diye bağırması üzerine Sude koşarak geldi ve eliyle ne oluyor? Dercesine ellerini iki yana açtı.
"Bağırma. Bak biraz mantıklı düşün seni katil kovaladı değilmi, açıkcası ben katil olsam kurbanımın peşini o ölene kadar bırakmazdım."
"Evet Mert dediklerin mantıklı ama ben katil değilim, tabii inanıp inanmamak sizin kararınız."
"Mert, Onurun üstüne bu kadar gitme. Bence katil biz üçümüz hariç herkes olabilir."
Ben konuşmayı kestikten sonra kendimi duvara yasladım ve çömelip oturdum. Katil her kimse bizi çok yakından tanıyan birisi ve sürekli bizi izlemiş biri olmalı. Bu katili bu gün değil ama elbet bir gün bulacağız ve bulduğumuzda hiç hoş şeyler olmayacak. Ben bunları düşünürken Onur ve Sude boş durmayıp bir şeyler düşünmüşler ki yanıma geldiler ve ilk olarak Sude "Mert! Hadi kalk okulda keşif yapalım." dedi Onur buna katıldığını belli etmek için ve beni okulu keşfetmek için ikna etmesi gerekircesine "Mert bir düşünsene okuldan kaçıyoruz çok güzel olmazmı sence?" Onurun dediği beni o kadar ümitlendirmiştiki şuan okulun 4. Katındaki pencere demirlerini kemirerek kırıp daha sonrada aşağıya atlamak kadar ümitlendirmiştiki açıkcası. Onlara dönüp bekledikleri haberi yani "Olur" dedim, hatta aniden kalkıp kapıya doğru yönelip "hadi ne bekliyoruz!?" dedim onlar sevinçli bir halde benim gibi aniden kalkıp yanıma geldiler. İlk önce kapıyı açıp etrafı koloçan ettim ve elimle koşun işareti yaptım. Koşarak alt kata iniyordum tam hızımı aldım koşuyordum ki bir an gözlerimi tavanda buldum ilk önce sağa, sonra sola baktım belliki birşeye takılıp yere düşmüştüm. Sude ve Onur bana şok olmuş gözlerle bakarken ben yüzümü buruşturup kıçımı ovaladım ki o bunları güldürmeye yetmişti bile. Onlar gülerken takıldığım şeyi merak edip ayaklarımın dibine baktım, O da ne! Şaşkınlığım çok belli oluyorduki Onur ve Sude kahkaha atmayı kesip benim hislerimi tellaffuz edercesine hep bir ağızdan "S*ktirr!" dedik. Bu bir anahtar, hizmetli odasının anahtarı hemde bu bizim kurtuluşumuzdu ama kim koymuştuki bunu kim bırakmıştı kim bilir. Çok büyük bir tepki vermiştik ki ayakkabı sesleri geliyordu hemde oldukça hızlı bir şekilde. Ben en hızlı şekilde olduğum yerden kalkıp koşmaya başladım Onur ve Sude de anlamış ve beni geçer esi koşuşturmuştu. Evet orda hizmetli odası, bu hizmetli odasının anahtarıydı galiba. Odanın önünde birden durdum, ve baktım mavi eskimiş yer yer boyaları kalkmış bir kapıydı. Onur ve Sude yanıma gelmişlerdi Sude yanıma gelip "Mert çabuk ol! Katil geliyor." dedi. O sırada merdivenlerden aşağıya biri indi, lanet olsun! Bu katil hemen kapıyı açmaya çalıştım ama olmadı elimden kaydı tekrar soktuğumda, kapı deliğine oturmuştu anahtar çevirdiğimde sonunda kapı açılmıştı, kapıyı birden ittirmiştim ama kapı her zamanki azizliğini yapıp kulak tırmalayan sesini gene çıkarmıştı. Katil bizi gördüğünde hızlanmıştı elinde kafam kadar bir bıçak vardı, ben bunu gördüğümde kendimden çok arkamdaki Onur ve Sude için endişenmiştim onları birden ileriye doğru ittirdim ama yere düştüler hemen kapıyı kapatıp arkasına yasladım ve bu arada Onur ve Sudeye "Çabuk pencereyi açın!" diye bağırıyordum. Lanet olsun bu adam çok Güçlüydü her an kapıyı ittirip beni bıçaklayabilirdi. Onur ve Sude pencereyi açmış beni bekliyordu bunlara sinirli bir şekilde "ATLASANIZA!" dedim. Bu çocukların kafasında beyin yerine patates vardı başka türlü bu kadar mal olunamaz bence! O sırada onlar atlamışlar ve beni bekliyorlardı kendimi cesaretlendirmek için içimden 3 den geriye doğru saymaya başladım.
"3"
"2"
"1"Ve kendimi yerde bulmuştum bu katil kapıya omuz atıp beni yere düşürmüştü. Ben o kadar çok korkuyordum ki bu ölüm korkusudu bedenimi yavaş yavaş bir soğuk kaplıyor, katile 'yapma!' diyecek mecalim yoktu ama ben bunu yapmadım! Yapmayacağım! Aniden kendimi toparlıyayıp koştum, ve kendimi aniden pencereden aşşağıya attım. Koşarak bendimi bir çırpıda okulun çıkışına attım Onur ve Sude bana bakıyordu Sude bacağıma dokunarak "M-Mert! Bacağın kanıyor" baldırım kanıyordu bir soğukluk kaplıyordu bedenimi. Yavaş yavaş bıraktım kendimi yere. Gözlerim kararıyor, titriyordu. Tanrım sen bana yardım et...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUZAK (Basılıyor)
HororSıraları öğrencilerin yaptığı anlamsız şekillerle, panoları hiç bir zaman okunmamış kağıtlarla dolu, mavi duvarları, ruhsuz havasıyla, sıradan bir okul. Peki ya bu okula, bir katil dadanıp tüm düzeni bozarsa? Okulda mahsur kalan 4 öğrenci, ve onları...