Her başlangıcın, bir bitişi vardır...
Hiçbirşey bilmeden, kimseye karşı beklentim olmadan, çıkmıştım bu yola.. Elimden birşey gelmemesi, yapmam gereken fedakârlık sürüklemişti beni buralara kadar. Hiç tanımadığım, bilmediğim, görüşmediğim adam ile dünya evine girmiş, hayatımı birleştirmiştim. Bana; soğuk, yabancı, itici gelen insanların arasında zaman geçirmiş hepsinden bir bir uzaklaşmıştım ilk zamanlarda. Kalbim, eşimi gördüğümde atmaya başladığı an ısınmıştım herbirine. İlk zamanlarda çok zorluk çekmiş, evimi, ailemi özlemiştim fakat Emir'in bana kalbini açtığı o gün; birdaha asla çıkmak, gitmek istememiştim buradan..
Birçok zorlukla karşılaşmıştık bu süreçte... Hepsine göğüs gerip, sabır ederek atlatmıştık. Edilen kavgalar, kırılan kalpler, büyüyen mesafeler bile engel olamamıştı aramızdaki sevgiyi, saygıyı, aşkı yitirmeye. Güç kelimesini bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet sanarken; asıl gücün dayanma çabası, yıkılmamak ve isyan etmemek olduğunu öğrendim..
Çok şey katmıştı, bu Töre Sonucu Evlilik bana..
Ben, Eda HANZADE; aşkı öğrendim.. Onu gördüğüm an kalbimde ve midemde uçuşan kelebeklere ölümsüzlük iksiri vaadettim. Ona ne kadar kızsamda, kırılsamda içimde biryerlerde beni teselli eden, umudumu kaybetmememi fısıldayan çocuğu dinledim.Asabi hallerine, kaprislerine ve fevri çıkışlarına sakin kalarak düzen, denge sağlamaya çalıştım.. Ben bu evliliğin yıkılmaması için çok uğraştım. Gitmek için birçok sebep vardı, peki ya ben ne yaptım? Aşkımın arkasında durarak, çocuğum için savaştım. Emir'e olan bağlılığım, sadakâtim ve tutkum için evliliğimi kurtardım..
En dibe vurduğum zamanlarda, tekrar ayağa kalktım. Mutsuzluğu, hüznü, acıyı iliklerime kadar hissederken; yine de yılmadım.. Herşeye rağmen gülebilmeyi, sabrın sonunun selamete ereceğini öğrettim kendime. En değerlilerimle mükâfatlandırıldığımda ise, binlerce kez şükrettim Rabb'ime..
"Kime böyle dalıp gitmelerin?"
Sevdiğim adamın sesini duymamla bakışlarımı uçsuz bucaksız sonsuz maviden alıp, ona çevirdim.
"Şu manzaranın güzelliğine baksana, izlemeye doyamıyorum."
Aradan aylar geçtikten sonra; tüm yaşananlar, tatlı yorgunluklar sebebiyle ailece iyi bir tatile ihtiyacımız olduğunu düşünmüştük.. Bunun için herkesin içinde en çok benim görmek istediğim yeri, yani İstanbul'u tercih ettik. Küçükken bir defa geldiğim bu devasa şehrin yeni halini oldukça merak ediyordum doğrusu, özellikle denizi görüp; huzurla izlemeyi herşeyden çok istiyordum. Aile bireylerininde onayıyla, denize sıfır harika bir yazlık evde tatilimizi geçiriyorduk..
Ben ise balkonda, plajda amcasıyla çılgınlar gibi eğlenen oğlumu seyrediyordum..
"Bende sana doyamıyorum."
Diyerek, arkadan sarıldığında Emir; kollarını bedenime sarıp boynumdan öptü..
Ellerini karnımda birleştirdiğinde;"Kızım, gün geçtikçe büyüyor."
Dedi..
Evet, hamileydim..
Bundan tam dört ay önce sürpriz bir şekilde bebeğimin olacağını öğrendiğimde duygu karmaşasından dolayı verdiğim ilk tepki, sevinçten ağlamak oldu.. Emir'in yeniden baba olacağını öğrendiğinde ki anlatılmaz yaşanır yüz ifadesi, hâlâ aklımdan çıkmıyordu.. Ev halkı da bu habere çok sevinirken, Arya;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE SONUCU EVLİLİK
ChickLitNefret ile başladı... Aradan zaman geçti. Kalbimin kilitli kapılarını Kelebekler çaldı. Kalbim kelebeklere ısındı, saklı kapılarını açmaya karar verdi. Ama bir soru sordu önce onlara, kapılarını açmaya emin olmak için. 'Bir gün sonra beni terk etme...