50. bÖLÜM

19.4K 854 128
                                    

Bu bölüm, canım arkadaşım "burcudefne" ye gidiyor! Tatilden önce yetiştiremedim sana canım:(((( Umarım okursun.... Ne olur oku yaaaa:)))))))

Zeynep, Kerem’in yanına gitmeden önce boynundaki zincire takılı olan Kerem’in alyansını avcunun içine alıp okşar. Acildeki görevlilerden biri, Kerem ameliyata girerken onu Zeynep’e teslim etmiştir, o da boynundaki zincire takmıştır. Sonra cebinden Begüm’den aldığı küçük kutuyu çıkarıp açar. Kutuda boynundaki alyansın bir eşi durmaktadır. Onu parmağına takar. 

Kerem gözünü açana dek oturmak üzere onun yatağının yanındaki sandalyeye ilişir. Yanına her geldiğinde yaptığı gibi Kerem’in elini avuçlarının arasına alır. Parmaklarını teker teker öper. Ona doğru iyice eğilerek

-Kerem, geldim ben canım. Bak yanındayım. Doktor dedi ki artık bize gelmen için hiç engel yokmuş. Seni çok özledim ben. Gözlerini özledim. Bana bakmanı “güzelim” demeni, sesini özledim. Elinin yanağımda gezmesini özledim. Gözlerinin bana baktıkça koyulaşmasını özledim. Seni çok özledim. 

Rüya da burada… Kızımızı da getirdim sevgilim! Babasını bekliyor. Onu kucağına almanı, ona “meleğim” demeni bekliyor. Lütfen bizi daha fazla bekletme. 

Biliyorum geleceksin! Sen bizi bırakıp hiçbir yere gitmezsin, sen bizsiz yaşayamazsın, bizsiz ölemezsin. Ben sensiz olamıyorum Kerem. Sana öyle ihtiyacım var ki! Sana yaslanmaya, sana dayanmaya seninle güçlenmeye öyle ihtiyacım var ki! Sen olmadan ayakta duramıyorum Kerem, sen olmadan düşünemiyorum, hissedemiyorum, gülemiyorum; sen olmadan var olamıyorum. 

               XXX

Kerem, yine görür o beyaz ışığı. Işığın içinde yine kızını kucağına almış ona gülümseyerek bakmaktadır Zeynep. “Kerem, ben geldim canım. Seni çok özledim!” dediğini duyar. “Ben de ben de seni çok özledim Zeynep!” diye seslenir. Sanki Zeynep’in yüzündeki gülümseme daha büyür. Elini uzatır ona “Gel!” diyerek. “Bizi sakın bırakma Kerem, sana ihtiyacım var!” Oturduğu ağacın dibinden doğrulmaya çalışır Kerem. Bu kez toprak tutmaz onu. Hafiflediğini hisseder, ağırlığı yokmuş da uçabiliyormuş gibidir, sanki. Ayağa kalkar. Işığa doğru yürür. Işığın içinde upuzun beyaz elbisesiyle duran Zeynep’in yüzünde aynı tebessüm vardır. Kucağındaki Rüya kollarını ona uzatıp “Ba…ba…” diye seslenmektedir. Zeynep’in sesi kulağındadır. “Hadi sevgilim, ne olur gel!” “Hep sizi aradım ben, neredeydiniz?” “Buradayız, Kerem, hadi gel!” Gözlerini açıp kapar Kerem. Oradadırlar. Hâlâ onu beklemektedirler. Onlara doğru koşmaya başlar.

                  XXX

Zeynep, avcunun içindeki elin parmaklarının kıpırdar gibi olduğunu hisseder. Donakalır. Sesi titreyerek “Kerem!” der. Sonra sanki yakından seslense daha çabuk duyarmış gibi eğilir üzerine “Kerem, aç gözlerini, aç sevgilim! Hadi gel! Buradayım bak! Hadi ne olur!” Göz kapakları kıpırdar gibi olur.

Gördüğüne inanamaz Zeynep. Çığlık atmamak için ağzını kapayarak bir kez daha üzerine eğilir “Biliyordum. Biliyordum bizi bırakmayacağını! Bize geri döneceğini! Sen bizi asla bırakmazsın. Hadi sevgilim, hadi aç gözlerini! Sana güveniyorum, sen beni bir başıma asla bırakmazsın, hadi Kerem ne olur!”

Kerem’in gözleri aralanır. Zeynep kendini tutamayıp onun üstüne kapanırken “Seni seviyorum, seni çok seviyorum.” diye bağırmaktadır. Onun sesiyle odaya hemşireler ve doktor girerler. Kerem gözlerini açmış olup biteni anlamaya çalışır gibidir. Ağzındaki hortum nedeniyle konuşamamaktadır ama elini Zeynep’in saçlarına götürmeyi başarır. Doktor, Zeynep’i onun üzerinden biraz da zorla kaldırıp “Zeynep Hanım, bize biraz müsaade edin, lütfen siz biraz dışarıda bekleyin!” diyerek onu odadan çıkarır. 

BENİ Geceye TESLİM ETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin