Okul matbaasında vardiyasını bitirdikten sonra, Jimin eve doğru yol aldı. Okuldaki haftalık dans pratiğinden bile, hala birkaç saatliğine çalışmak için kaçıyordu. Ailesi onu sadece Seul'e göndermek için bile çok fazla şey yapmıştı, kalbi onların çabalarını boşa harcayacak kadar kötü değildi. Ve artık kalmak için bedava bir yere sahip olmadığı ve kendi konutunu karşılaması gerektiği göz önüne alındığında, paraya olan ihtiyacı önemli ölçüde artmıştı.Endişeleriyle başı belada olan Jimin, hızla sokaklarda yürüyerek Yoongi'nin evine gidiyordu. Köşeyi döndüğünde evin beyaz duvarları görüş alanına girdi. Merdivenlerden birkaç metre uzakta olan Jimin, onu hızla çeviren ve bileğini saran soğuk parmaklar hissetti.
"Jimin-ah." İsmini söyleyen kulak tırmalayıcı ses, boş sokakta yankılandı.
Adamı anında tanıdı ve anında şoka girdi. "A-amca, burada ne arıyorsun?" diye sordu temkinli bir şekilde.
"Okuldan ayrıldıktan sonra seni takip ettim. Neden gittin Jimin?" dedi adam nefes nefese, gözleri kocaman açılmıştı ve çılgın görünüyorlardı.
"Kalacak başka bir yer buldum," diye cevap verdi Jimin, elini amcasının tutuşundan çekmeye çalışırken.
"Ailen ne düşünürdü? Annen seni teyzene göndermiş, kız kardeşine sana bakacağına dair güvenmişti. Neden başka bir yer bulma ihtiyacı hissettin? Karım ve ben sana yeterince iyi davranmıyor muyduk?" Adam nedenleri sıralarken, kırışık kaşları ve gücenmiş sesi, sinirli ruh halinin göstergesiydi. "Hadi, eve dönelim Jimin-ah." Eli, Jimin'in bileğini kavramak için tekrar uzandı.
"Bana dokunma!" Jimin geri çekildi, dudaklarından dökülen çığlık içgüdüseldi.
"Ahh..." Amcasının gözleri yavaş bir şekilde sanki çözülmeyen bir sırrı fark etmiş gibi şaşkınlıkla açılmaya başladı. "Mesele bu muydu? Tanrı aşkına o bir kazaydı! Sadece biraz sarhoştum, alkol vurduğunda insanlara ne olduğunu bilirsin."
"Lütfen... sadece git." Jimin, kafası aşağı doğru bakarken yalvardı.
"Neden böyle yapıyorsun? Sapık değilim ben. Sen benim karımın yeğenisin, ben asla—"
"Ama denedin!" Jimin sonunda patladı. "Sana yakın bir yerde olmak istemiyorum. Sadece bırak beni!"
"Bunu sana kaç kere açıklamak zorundayım, sarhoştum!"
"Ayık olsan bile, daha iyisi değilsin. Bana bakışını fark etmediğimi mi sanıyorsun?"
"Ben sadece...bakıyorum. Aşırı tepki veriyorsun."
"Ben senin sadece gözünle sikebileceğin bir sergi değilim."
"Sen böyle gözükürken kimi suçluyorsun?! Tek benim bakmadığıma bahse girerim!"
Amcasının ne kadar utanmaz olduğuna dair suskun olan Jimin, arkasını dönmeden ve eve gitmeden önce teslim olmuş bir şekilde nefesini verdi.
Şaşırtıcı bir şekilde, herhangi bir sorun olmadan kapıya ulaştı. Amcasının ne kadar ısrarcı olabileceğini göz önüne alarak, Jimin adamın onu kapıya kadar takip etmesini beklemişti. Beceriksiz bir şekilde ararken, Yoongi'nin dün gece ona teslim ettiği anahtarı buldu.
Etraf garip bir şekilde sessizdi ve sırf meraktan, sadece göz atmak için arkasını döndü. Sokak bomboştu ve yine garip bir şekilde amcasından hiç iz yoktu. Eve girerken, kapıyı rahatlamış bir şekilde nefes vererek kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fated. ✓
Short Story"bir daha asla." dedi yoongi kendi kendine, jimin'in küllerini okyanusa dökerken. "bu sonuncu olacak." © atlantis_princess 2017 yoonmin fanfic'i.