¿ 3 !

1.3K 127 56
                                    

Tam bir ay oldu...

Ve Kat-chan hâlâ benim için gelmedi...

Belki de haklıydı...

O'na sadece yük oluyordum...

***

"Midoriya."

"Hm?"

İzuku, baktığı pencereden gözlerini ayırıp O'na seslenen Shoto'ya döndü.

"Banyoyu hazırladım senin için."

Elinde olmadan süzmüştü Shoto'yu. Üstüne bir şey giymemişti ve su damlacıkları vücudundan akıyordu. Elindeki havluyla saçlarını kurutuyordu. Bu da dağılmasına neden olmuştu. İzuku bir an O'nun çok tahrik edici olduğunu düşündü.

"Midoriya? Bir şey mi oldu?"

Ne düşündüğünü fark edince yanakları kızarmıştı. O utançla ayağa kalktı.

"İyiyim."

"Saçlarım çok mu tuhaf görünüyor?"

"He?"

Shoto saç tellerini parmaklarının arasından geçirdi ve "Sen öyle bakınca tuhaf göründüğünü düşündüm." diye devam etti. İzuku ise buna güldü. Çok güzel gülüyordu. Aynı bir melek gibi. Bu da Shoto'yu derinden etkiliyordu.

"Tuhaf değil."

O'na doğru yaklaştı İzuku. Shoto'nun dağınık saçlarını nazikçe düzeltti.

"Sadece biraz dağılmış."

"Midoriya, çok naziksin. Ve bu beni delirtiyor."

"O da ne demek?"

Shoto kafasını İzuku'nun omzuna koydu ve kollarını yine İzuku'nun beline sardı.

"Ben sanırım sana fena bir şekilde bağlanıyorum."

Shoto nazikliği ile İzuku'yu hep şaşırtıyordu. O'na hep Katsuki'nin söylemesini istediği şeyleri söylüyordu. Bu İzuku'yu üzmesine rağmen bir yandan da mutlu ediyordu. O'nu kendisi olduğu için kabul eden biri vardı.

"Seni seviyorum."

Dudağında hissettiği sıcaklık ile İzuku'nun şaşkınlığı daha çok artmıştı. İçinde hiçbir art niyet yoktu ve... Gerçekten tatlıydı. Shoto, dudaklarını geri çektiğinde İzuku'nun şaşkın ifadesine bakındı ve konuştu.

"Başta bir insan sesi duymak hoşuma gitmişti. Gülümseyen... konuşan... gerçek bir insan. Ama sonra... bilmiyorum. Mükemmelliyetine kaptırdım kendimi."

Derin bir nefes alıp devam etti.

"Biliyorum iğrendin. Hatta belki de benimle kalmak bile istemeyeceksindir. Üzgünüm ama kendimi tutamadım. Ben sadec-

Üstünde hissettiği sıcaklıkla konuşması yarıda kesildi. İzuku, O'na yapışmış ve kollarını beline sarmıştı.

"İğrenmedim. Hem de hiç."

Shoto mutlu olmuştu. Kalp atışlarının hızlandığını hissedebiliyordu.

"O zaman... kalacak mısın?"

Kafasını Shoto'nun göğsünden kaldırıp gülümsedi.

"Gideceğim diye bir şey demedim ki."

"Seni seviyorum."

İzuku, kendisine sıkıca sarılan Shoto'nun yumuşak saçlarını okşadı.

"Peki ya sen? Sen beni seviyor musun, Midoriya?"

İzuku önce biraz duraksadı. Aklına Katsuki gelmişti. O'nunla olmak istedi. Ama Shoto'yu bırakmak istemiyordu. Ne diyeceğini bilemedi. Shoto bu sessizliğe karşın kafasını kaldırdı.

"Hemen cevaplamak zorunda değilsin. Yani... biraz düşün."

"Ben de... ben de seni seviyorum."

Bu iki kelimeyi Katsuki'den başkasına söyleyeceğini hiç düşünmemişti. Ama gerçekten seviyor muydu Shoto'yu? O'nsuz yapamayacak bir hâldeydi. O'nu görünce mutlu oluyordu. Bu sevmek miydi ki?

Shoto'nun yüzünde güller açmıştı resmen. Mutlulukla İzuku'ya sarıldı. İzuku da O'na. "Sanırım bir aşkı başlattım." diye düşünerek burukçe gülümsedi. Burada O'na sarılan kişi Katsuki de olabilirdi. Ama Shoto olmasından rahatsız değildi.

Devam Edecek

•Hadi yine iyisiniz

•Ama ben değilim



✔Fall in Love With Me 3 - 「ウォーキング・デッド」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin