"Bu nasıl?"
Saatlerdir bugünkü artık sürpriz olmayan doğum günü partisi için Hira'yla kıyafet bakıyorduk.
" Güzel. " dedim diğer elbiselere verdiğim tepkiden bir farkı yoktu ve saatlerdir ağzımdan "güzel" kelimesi dışında bir kelime çıkmıyordu.
" Hep aynı şeyi söylüyorsun ama." diye sitem edip elbiseyi geri koydu.
Davetiyelerden sorumlu kişi davetiyelerden birini Hira'ya da göndermek gibi bir hata yapmamış olsaydı şu an evimde ayaklarımı uzatmış, depresyonda olacaktım. Ya da Hira'yı partiye kadar oyalayacaktım.
Telefonumun sesiyle Hira'nın yanından uzaklaştım ve telefonda arayan numaraya baktım. Arayan annemdi.
" Efendim anne?" diyerek telefonu açtım.
"Nasılsın kızım? Biz yokken neler yaptın? " dedi annem.
"Hira'yla alışverişteyiz. Bunun dışında pek bir şey yapmadık da senin sesin pek iyi gelmiyor. Hasta filan mı oldun anne?"
"Yok Rüya. Biraz yorgunum ondan sesim kötü geliyordur. Yakında döneceğiz. "
Hira'nın bana el kol hareketleri yapmasıyla geliyorum anlamında kafamı salladım.
" Anne benim kapatmam gerekiyor Hira çağırıyor." dedim ve telefonu kapatıp cebime koydum.
Hira elinde tuttuğu elbiseyi sallarken hevesle konuşuyordu.
"Bu elbise sana çok yakışacak. Bunu mutlaka almalısın. Partinin en güzel kızı sen olacaksın. "
Hira nefes bile almadan konuşurken tereddütle elindeki kırmızı elbiseye bakıyordum.
★☆★☆
Parti için tuttuğumuz mekana gelmiştik. Parti biraz erken başlamışa benziyordu.
İçeriye girdiğimiz anda müzik kesildi,etraf karardı. Doğum günü şarkısı çalmaya başladı. Karanlıkta Hira'ya baktığımda yüzünde büyük bir gülümseme vardı ve "Siz harikasınız!" diye bağırıyordu. O sırada bir kaç görevli dev pastayı getirdi. Hira mumları üflediğinde herkes alkışlıyordu. Giray Hira'ya sarılırken Hira kahkahalar atıyordu. Anlayacağınız herkes mutluydu ve bugün ben de mutlu olacaktım.
Giray Hira'dan ayrılabildiğinde bende Hira'ya sarıldım.
"İyice yaşlandın canım kuzenim!"
Bu ses tanıdıktı. Hira'dan ayrılıp arkamdaki sese döndüm. Bu o çocuktu. ÇAĞRI ATEŞ...
Dün alışverişte kavga ettiğim kişi de Çağrı Ateş'ten başkası değildi ve benim ona olan öfkem geçmiş değildi.
Hira'ya sarıldığında ona öfkeyle bakmaya devam ediyordum.
"Hediyeni görmek ister misin?" dedi Çağrı.
"Umarım istediğim elbiseyi almışsındır." dedi Hira'da. Ahh! Yoksa benimle kavga ettiği elbiseyi Hira'ya mı alacaktı.
Sinirle Giray'la hediyelerimizi koyduğumuz yere yürüdüm ve paketi alıp Hira'nın yanına koştum. Çağrı'nın hediyesini hâlâ açmamıştı.
"Önce benim hediyemi aç!" derken zafer gülümsememle sırıtıyordum.
Hira"Farketmez." diyerek benim hediyemi aldı ve tek seferde açtı. Ben iyice büyüyen zafer sırıtışımla Çağrı'ya bakarken Çağrı'da bana öldürücü bakışlar atıyordu.
"Sen inanılmazsın, harikasın, muhteşemsin!"diyerek boynuma atladı Hira.
Ben "Biliyorum." derken Çağrı'nın "Egoist." diye mırıldandığını duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON GÜNLERİM -2015yaz-
Teen FictionÖlümünüze son 15 gün kaldığını öğrenseniz ne yapardınız? Son günlerinizi ağlayarak mı geçirirdiniz yoksa hayatınızın en güzel günlerini mi yaşamaya odaklanırdınız?