Ding Dong : Ölüm Kapıda

74 45 52
                                    

İyi okumalar güzelliklerim ve yahuşuhlularım!

Bölüme Özel Şarkı //// Nahide Babaşlı - Ay Yüzlüm

*Selene'nin ağzından,

Çatıda sabaha kadar durmuştum. İnsanlara göre soğuk ama bana göre çok güzel bir havaydı. Güneş'in doğuşunu izlerken düşünmeyi bırakıp yastık ve yorganı da alıp aşağıya,Hilal'ın odasına, pencereden süzülerek indim.

Bu saatte kimse uyanık olmayacağı için istediğim gibi hareket edebiliyordum. Pencereden dışarı doğru bakarken ayak seslerinin eşliğinde kapı açıldı. Gelen Demet'ti. Bana döndü ve "Selene sensin değil mi? Hilal hayatta uykusundan kalkmazdı." dedi gülerek.

Ben de güldüm.Demet'i bir an çok özlediğimi fark ettim.Özlemle ona doğru yürüdüm ve sarıldım;

-Evet,benim Demet. Seni çok özlemişim. Bak bu itirafı benden yüzyılda bir duyabilirsin. O zaman  da ölmüş oluyorsun. Yani bir daha duyamayacaksın.

Kahkaha attı ve bana küçümser olarak bakarak;

-Sen benden hiç duyamayacaksın. Sen ona yan.

Sonra birden aklına bir şey geldi ve gülümsemesi yüzünde dondu;

-Selene bir tehlike var değil mi? Tehlike olmasa sen kontrolü almazdın. Ne oldu çabuk anlat? Beni iyice hiçbir şeyden haberdar olmayan bunak yerine soktunuz.

Elimi boşversene dercesine salladım ve;

-Farklı bir şey olmadı. Yine annem gelmiş. Sana söyleyecek kadar önemli bulmadım.

Gerçekten de önemli bir haber değildi. Beni bulmasa şaşardım. Annemden o kadar  korkmuyordum. Annem dışında da canımı sıkan birileri vardı.  Benim ailem dışında bir derdim daha vardı. Aslında dert değil görevdi. Pandora'nın kutusunda hapsolan  "Umut'u"  korumakla görevliydim. 

Zeus,oldukça başarılı bir usta olan oğlu Hephaistos'tan tarihin ilk kadınını yaratmasını istedi. Babasını istediğine uyarak Tanrıçaların en güzeli olan  Afrodit'in -yani benim can dostum-  güzelliğinden esinlenerek çamurdan bir heykel yaptı. Kadın tanrıçaları bile geçecek güzellik ve cazibedeydi.

Zeus bu kadının içine ruh yerine kıvılcım koydu ve günler sonra kadın gözlerini açtı. Bütün Tanrı ve Tanrıçalar ona kendilerine ait bir şey armağan ettiler. Zeus ise ona bir kutu armağan etti ve asla ama asla açmamasını söyledi. Onun içindekilerin insanlara kötülük ve fesat getireceğini bildirdi. En sonunda "Bütün armağan" anlamına gelen Pandora ismini verdiler ona.

Zeus'un bu kadını yaratmasının nedeni,Prometheus'un kurnazlıkla çalarak, verdiği akıl yüzünden şımaran insanlara ceza vermek istemesiydi. Kadının insan doğasına dayanamayarak merakına yenik düşüp kutuyu açacağını biliyordu.

En sonunda Pandora Dünya'ya gönderildi ve Prometheus onun güzelliğine ve cazibesine kanıp onunla evlendi. Pandora ise yaradılışından dolayı meraklı olduğu için Dünya'ya gelir gelmez kutuyu düşünmeye başladı.

Ve bir gün merakına yenik düşüp kutuyu açtı.

Kutunun içindeki hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanlığı felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa serbest kaldı.Tek bir şey dışında.İnsanlığı kötülüğün kanlı ve cam kırıklarıyla dolu elinden tek kurtaracak şey Umut. "Umut" çıkacağı sırada Pandora hatasını anlayıp kutuyu kapattı ve "Umut" orada hapsoldu.

 "Umut" çıkacağı sırada Pandora hatasını anlayıp kutuyu kapattı ve "Umut" orada hapsoldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DAMARLARIMDAKİ AY IŞIĞI (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin