İçindeki Çocuğa Sarıl / Özel Bölüm

108 79 40
                                    


Multimedia >>> Hilal İlgen

Bölüm Şarkısı //// Sezen Aksu - Masum Değiliz

"İçindeki çocuğa sarıl."

*Selene'nin ağzından,

Afrodit gittikten sonra bir boşluğa düştüm.Hani bilirsiniz daha 3 dakika önce buradaydı şimdi ise yok.Çok zor.Vedalar.Hem de bir Tanrıça için bile.

Yürürken düşünüyordum.Bana sevgiyi öğreten Afrodit'ti.Benim hiç ailem olmadı.Hep kaçtım ailemden.Annem hiçbir zaman bana "Güzel kızım" demedi.Babam hiç ilk aşkım olmadı benim.Yada kardeşlerimle küçük bir şey için kavga edemedim.Canım için kavga ettim.Kavga etmek zorundaydım.

Hilal'in evine doğru ilerledim.Kapıdan içeri girdim anahtarla.Sessizce ilerledim Demet'i uyandırmamak için.Demet'i nereden mi tanıyordum?Birazdan anlatacağım sabret.

Hilal'in duvarlarında hayalleri asılı olan küçük odasına girdim ve yorgan ile yastığını alıp çatıya çıktım.Ne kadar Tanrıça olsam bile ben de rahatlığıma düşkündüm.Çatıya çıktım.Yastığa bir köşeye fırlattım.Saçlarımı toplayıp yere uzandım ve yastığa başımı koydum.Yıldızlar çok güzeldi.Ay ise her zaman ki gibi muhteşemdi ama biraz gölgelenmişti.Benim duygularıma göre şekil alırdı Ay.O yüzden şaşırmadım.

Şimdi başlayacağım hikayeme,arkana yaslan ve dikkatle oku.Eğer bir ailen varsa bir kez daha teşekkür et evrene.Eğer yoksa -benim gibi- üzülme,senin karşına biri çıkıp ailen olacaktır bir gün elbet.Afrodit gibi.

Birkaç sene önceydi.Hilal 15 yaşındaydı.Ben mi bense yine kaçıyordum.Saklanıyordum.Bedenim yoktu.Annem onu benden çalmıştı bana ceza olsun diye.Bedenimin nerede olduğunu bilmiyordum.Bir ruh bulup onun gölgesinde yaşamalıydım.

Neden mi?Çünkü ben başkalarının hayatını çalmazdım.Ben kendi hayatımı yaratırdım.O yüzden şimdilik saklanmak için bir ruhun gölgesinde olmalıydım.Bunun ne anlama geldiğini birazdan anlayacaksınız.

İzmir'in  ara sokaklarında gezerdim çoğu zaman.Çocuklar benim zaafımdı.Özellikle de sokak çocukları.Bir karanlığa teslim edilmiş kaybolmuş çocuklar.

Yine bir gün o sokaklardan birindeydim.Sonra bir hıçkırık ve beraberinde çok tiz bir bağırma sesi duydum.Kulaklarım çok keskindi.Çoğu şeyi duyardım ve birçok sesin içinden ayırt edebilirdim.

Hemen sesi duyduğum yere yöneldim.Bedenim yoktu yani kimse göremiyordu beni.Kirli depoya girdim.

Bir adam elinde kemerle yüzü gözü morluk içindeki kızıl genç bir kıza doğru yöneliyordu.Hiç düşünmeden kızın bedenine girdim ve adamın elindeki kemeri aldım.Adamın şaşkınlık dolu bakışlarının karşısında kemeri boğazına doladım.Sıktım,sıktım,sıktım.Öyle bir kinle sıktım ki sonunda adamın bedeni yığıldı kirli yerlere.Yani artık tabutu olan yere.

Doğru olduğunu düşündüğüm yolda her şeyi yapardım.Adam öldürmek olsa bile.

Kızın ismi Hilal'di.Bedenine girdiğim gibi büyük bir korku hissini ve ismini okudum.Bedeninden usulca çıktım.

Biraz bekledim ama adama donup kalmıştı ve tir tir titriyordu.Korkunun tonlarca ağırlığını buradan görebiliyordum.Sonunda dayanamadım ve seslendim;

-Hilal,kendine gel!

Kız beni göremediği için korkuya kapıldı ve etrafına bakmaya başladı.

-S..se..sen kimsin?Neredesin?Seni göremiyorum.Yoksa deliriyor muyum?

Ona her şeyi açıklamalıydım.Yoksa ruhunda bu cinayetin ağırlığını taşımak zorunda kalacaktı.Ona hayat hikayemi ve bu adamı benim öldürdüğümü anlattım.Mantığıyla hareket eden bir kıza benziyordu ve anlattıklarıma inanmakta zorluk çekiyordu.

DAMARLARIMDAKİ AY IŞIĞI (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin