Etibur_çak: Yağmur yağarken dışarda şort ve kapüşonluyla dolaşmak ne kadar akıl kârı?
İpek ile sahil kenarında bir kafeye oturmuştuk ve şansıma Arın ve arkadaşları yine sahil kenarında parkour yapıyorlardı.
Bir kaç dakika sonra telefonum titredi.
Nyksbendixarın: Seviyorum.
Nyksbendixarın: Hem sen neredesin de beni görüyorsun?
Etibur_çak: Gökyüzündeyim.
Nyksbendixarın: Yüzümü görmeni istemiyorum mu demek istedin?
Etibur_çak: :)
Etibur_çak: Hasta olursan, bakmam haberin olsun.
Nyksbendixarın: Ben hasta olmam, olursam da bakacak çok insanım var :D
Etibur_çak: Bak bak bak...
İpek elimden telefonu çektiğinde ona tip tip baktım.
"Kırk yılın başı Moren'den başka bir yerde kahve içmeye geliyoruz ve sen telefonundan kafanı- hasiktir Arın mı o?"
"Evet o yüzden telefonla uğraşıyordum."
İpek benden daha rahat görebilecek bir konumda oturduğu için, Arın'a bakmayı sürdürdü.
"Seninkinin üşüme duygusu yok galiba,"
İpek'in kolunu çimdikleyip "Seninki demesene!"
"Basbaya seninki işte, kalbinin sesini duyabiliyorum."
İpekle ufak ufak atışırken telefonum titredi.
Nyksbendixarın: Nereye bakayım?
Etibur_çak: Donuna kadar ıslandın ve hala takla atıyorsun, bence gir bir kafeye kurulan ve kahve iç.
Nyksbendixarın: Yağmuru sevmem aslında ama bugün arkadaşlarla iddiaya girdik diye katlanmak zorunda kaldım.
Etibur_çak: kazandın mı?
Nyksbendixarın: Son taklayı atarken ayağım kaydı. Gitti benim arabam...
Etibur_çak: Araban mı vardı?
Nyskbendixarın: Genelde gittiğim yerler evime çok yakın diye kullanmıyorum. 1 Haftalık arabam yok diyelim.
Etibur_çak: Geçmiş olsun, hadi artık gir bir yere ısın. Birazdan daha da şiddetlenir bu yağmur.
"Burçak kalk ya eve gidelim ya da hiç gidemeyeceğiz bu gidişle. Taksiye mi binsek, alır mı?"
İpek'in dediğiyle ayağa kalktığımda üzerime montumu giyip şalımı boynuma sardım. Beremi de giydiğimde tam bir penguene benziyordum.
"Almak zorunda ama kaç saate evde oluruz kim bilir. Trafik tıkanmıştır şimdi."
"Benim ev daha yakın, bana mı gitsek? Abini ara istersen."
İpek'le hesabı öderken, abimi aradım.
"Abi, ben bugün İpek'lerde kalacağım. Şimdi eve gelene kadar zaten çok geç olur, İpek'in evi daha yakın."
Abime haber verdikten sonra kafeden çıktık ve taksi bulmak için bakınmaya başladım.
Arın'ı görme umuduyla arkama baktığımda onlarında buraya geldiklerini gördüm.
"İpek, İpek! Arın'lar geliyor!"
"Siktir, tamam sakin ol. Kızım kafanı eğ, rimelin akacak panda olacaksın."
Kafamı eğdiğimde, çantamdan şemsiyemi çıkardım ve İpek'le üzerimize tuttum. Arın ve arkadaşları yanımızda durduğunda kalbimin dışarıya ses vermemesi için dua ediyordum.
Bir taksinin geldiğini görmemle elimi kaldırmam bir oldu. Taksi şansımıza boştu ve bizi almıştı. Taksiye bindiğimde camdan Arkadaşlarıyla yağmurun altında şakalaşmalarını izledim.
Cebimden telefonu çıkarıp Arın'a mesaj yazmaya başladım.
Etibur_çak: Neyi bekliyorsun?
Aradan 3 ya da 4 dakika geçtiğinde cevap geldi.
Nyksbendixarın: Bir arkadaşım arabasıyla gelecek.
Etibur_çak: Umarım hasta olmazsın.
Nyksbendixarın: olmam.
Etibur_çak: İlginç birisin :)))))
Nyksbendixarın: Sen benden daha ilginçsin.
Etibur_çak: Bu doğru :)
Nyksbendixarın: Arkadaşım geldi, sonra konuşuruz.
Etibur_çak: Tamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONİM: Aynı Gökyüzü
Short StoryEtibur_çak: İpek senin kullanıcı adına tüküreyim! Etibur_çak: Senin yüzünden tanımadığım bir çocuğa mesaj attım! Hemde ağlayıp delirirken! Etibur_çak: Senin kıçında hava fişek patlar inşallah!