Alarm sesi kulağımda yankılandığında yavaşça gözlerimi araladım. Komidinin üzerinde duran telefonumun ekranına dokunup alarmı kapattıktan sonra tekrar gözlerimi yumdum ve yorganıma sarıldım.
Çoğu zaman erken kalkıyor olsak da alışmak zordu ve ben bazen uyanmak istemiyordum.
Esnedikten sonra yattığım yerde gerindim ve yorganımı itip yatağımdan çıktım. Sessiz olmaya özen göstererek lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra lavabodan çıkıp mutfağa geçtim ve biraz dolabı karıştırdım.
Her zaman yemek yemeğe müsait bir mideye sahiptim bu yüzden sıkı spor yapmak gibi bir zorunluluğum vardı.
Buzdolabından bir kaç malzeme çıkardıktan sonra ekmeğin arasına koydum ve afiyetle yedim. Odama döndükten sonra ilk işim yatağımı toplamaktı. Dolabımı açtıktan sonra ne giyeceğime karar verdim kıyafetlerimi çıkarıp yatağımın üzerine bıraktım.
Pijamalarımı katlayıp yerine yerleştirdikten sonra pantolonumu ve baskılı tişörtümü hızlıca giyip aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı taradım. Zaten çekime gideceğimden ve orada makyajım yapılacağından sadece göz çizgimi renklendirdim ve siyah deri sırt çatamın içine ihtiyaçlarımı koyup uzun hırkamı giydim ve kapıya yöneldim. Odamın kapısını çekip arkamı döndüğüm sırada Jennie unni salondan geçiyordu.
Bir programımız olduğunda tüm üyeler arasında ilk uyanan kesinlike Jennie unni olurdu. Daha sonra Lisa ve ben, Jisoo unni ise zaten uyandırmasak kalkacağı yoktu ama yinede bazen değişiklikler oluyordu tabii ki.
Dışarı çıktığımda hemen yurdun önünde bekleyen siyah taksiye bindim. İçerisinde beni bekleyen menajerimi selamladıktan sonra konuşmaya başladım, "Nasılsın Oppa?" Bana gülümsedikten sonra "Teşekkürler Rosé. İyiyim, sen nasılsın?" "Uykuluyum biraz." dediğimde "Evet, bende öyle." diyerek beni onayladı ve ikimizde gülümsedik. Uykunun vermiş olduğu mahmurlukla koltuğuma biraz daha yayıldıktan sonra kulaklığımı kulağıma taktım ve en son dinlediğim şarkıyı devam ettirdim.
Ed Sheeran - Thinking Out Loud
Arabanın yavaşladığını farkettiğimde gözlerimi yavaşça araladım. Lüks görünümlü bir binanın önündeydik. Menajerimin peşinden indim ve binaya girdik.
Bir dergi çekimi için buradaydım. Aslında bütün üyelerin resimlerinin olacağı bir çekimdi, fakat benim bugün başka programlarımda olduğu için tek çekimimi kızlarsız yapacaktım.
Onlarla birlikte olmayı çok isterdim, çünkü kamera önünde olsak bile onlarla bir şekilde eğleniyor ya da kendimi rahat hissediyordum. Tek başına gerileceğimden emindim.
──❁──
Araba yolda yavaşça ilerlerken Menajerime döndüm, "Oppa! Eğer zamanımız varsa yiyecek bir şeyler alabilir miyiz?" Bunu söylerken biraz utanmıştım çünkü çekimler sadece iki saat civarında sürmüştü ama ben hemen yemek yemek istediğimi söylüyordum.
Sadece ekmek arası yiyerek geldim, ne yapabilirim ki?
Yolun kenarında durduktan sonra menajer kendine ve bana yiyecek bir şeyler aldıktan sonra diğer durağımıza gittik.
Burada SBS Inkigayo için birkaç idol ile birlikte söyleyeceğimiz şarkılar için çalışacaktık. Bunu duyduğumda açıkçası sevinmiştim. Farklı tecrübeler edinmek sahne performanslarında daha iyi olmamı sağlayacaktır.
Menajerim ile içeri girdikten sonra menajer birkaç kişi ile görüştü ve idollerin toplanacağı odaya ilerlememi söyledi. Gösterdiği yere adımladım ve kapıyı tıklayarak içeri girdim. İçeride sadece iki kişi vardı. Birini tanımıyordum, fakat büyük ihtimalle şarkı düzenini ayarlayacak ve bizi çalıştıracak olan kişiydi. Diğeri ise Twice grubundan Jihyo idi. Eğilerek selamladıktan sonra yanlarına adımladım.
Jihyo ile sohbet ederken kapı tıklandı ve içeri biri girdi. BTS grubundan Jungkook'tu.
Birbirimizi eğilerek selamladıktan sonra Jungkook'un hemen peşinden içeri EXO grubundan Chanyeol girdi.
Kısa süreli bir tanışma faslından sonra yeteneklerimizden bahsettik. Görevli Chanyeol ve benden gitar çalıp şarkı söylememizi istediğinde önce Chanyeol çaldı.
Gerçekten ustaca çalıyordu. Hepimiz Onu alkışlayıp övdükten sonra gitarı ben aldım. Utandığımdan dolayı gitara bakarak şarkımı söyledim ve durdum. Beni alkışladıklarında görevli "Ses rengin gerçekten çok farklı, çok etkileyici" deyip övgüde bulunduğunda utançla gülümsedim. Jihyo gülümsedi ve bana bakarak "Evet, çok tatlı ama aynı zamanda kadınsı bir tınısıda var. Çok özel bir sesin ve çok şanslısın." dediği sırada Chanyeol ve Jungkook "Evet." diyerek Onu onayladılar. Gülümsedim ve kibarca teşekkür ettim. Utanmıştım.
Sıra Jungkook ve Jihyo'nun şarkı söylemesine geldiğinde önce Jihyo söyledi. Oldukça naif bir sesi vardı ayrıca güçlüydü de. Hepimiz Onu da alkışladıktan sonra sıra Jungkook'a geldi.
Hepimiz yeni tanışmanın verdiği utanç ve çekingenlikle sadece cevap vermemiz gereken yerlerde konuşuyorduk ama o gerçekten bize göre daha çekingen davranmıştı.Gözlerini kapadıktan sonra şarkısını mırıldanmaya başladı.
Ayağa kalkarak alkışlamamak için kendimi zor tutuyordum. Gerçekten çok kusursuz bir sesi vardı hem de iyi bir müzik kulağına sahip olduğu şarkı söyleyiş tarzından belli oluyordu.
İnce ve havalı ses tonuna sahip erkekleri her zaman şanslı bulmuşumdur çünkü kızlar yaratılış gereği erkelere göre daha ince bir sese sahipti ama dediğim gibi bazı erkekler gerçekten ses konusunda çok şansıydılar.
Onu alkışlayıp övdüğümüzde başını eğerek güldü ve tekrar gülerek bizlere baktı. Gülünce kırışan göz kenarları ve tavşan dişleri ile çok tatlıydı.
Görevli şarkı sırasını ve nasıl geçişler yapacağımızı anlatırken aynı zamanda kendisi söyleyerek de bizlere gösteriyordu.
Sadece bir buçuk ay sonra sahnelenecekti bizler ise sadece haftada üç gün burada çalışacaktık. İyi bir performans için sıkı çalışmamız gerekiyordu, fakat aynı zamanda enstrüman da çalacağımız için bolca enerji harcayacaktık. Ah! Şimdiden tedirgin olup heyecanlanmıştım bile.
🔥
Şimdilik sade ve kısa başlıyorum. Bu sadece hikâyeye giriş, başlangıç sayılmaz.
✳Rosé'nin Chanyeol'ün ve Jihyo'nun sahne aldığı böyle bir performans oldu ama maalesef Jungkook aralarında yoktu. Videoyu Youtube'da bulabilirsiniz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
