❝ 2 ❞

8K 399 33
                                    

Burning Scene | episode 2

Jeon Jungkook:

Jin hyungun sesi kulaklarımda yankılarken aynı zamanda sürekli olarak omzumdan dürtükleniyordum. Gözlerimi hafifçe araladıktan sonra omzuma dokunan eli ittirdim ve sinirle "Aah!" diye bağırdım. Daha sonra uyku sersemi bir hâlde sarhoş gibi "Ne oldu hyung?" diye söylendim.

Hyung alnıma patlattıktan sonra "Kalk artık ben sana annecilik yapmak zorunda mıyım? Senin bugün programın yok mu Kook?" dediğinde kısa bir düşünme ânı geçirdim gözlerimi açıp hyunga baktım.

"Doğru ya! Uyandırdığın için sağol hyung." dediğimde odamın kapısına ilerledi. Odamdan çıkarken aynı zamanda sesini incelterek "Ben sizin en büyüğünüzüm bana biraz saygı duysanız veletler. Hem onun için erken kalkıp onu uyandırıyorum hemde maknae tarafından itip kakılıyorum..." Bir yandan gülerken bir yandan yataktan kalkıyordum.

Gözlerim yarı açık yarı kapalı bir halde sallana sallana salonda gezindim ve lavaboya girdim. Elimi yüzümü hızla yıkayıp basit bir makyajla işimi bitirdikten sonra üstümü değiştirdim ve yola koyuldum. SBS Ingikayo binasına girdikten sonra menajerimin yönlendirmesi ile bir odaya girdim.

İçeride kimlerin olduğuna bakmadan hızlıca selamladıktan sonra sandalyeye yöneldim. Oturduktan sonra karşımdaki kız idollere baktım. Yeni çıkış yapmış BLACKPINK ve TWICE üyeleriydi.  Bir süre sonra görevli geldi ve bizden birkaç istekte bulundu.

Chanyeol hyung gitarını çalıp aynı zamanda şarkıyla karışık rapini söylediğinde hayranlıkla izledim. Az çok gitar çalmayı bilsem de hiç ustaca çalamamıştım. Daha sonra BLACKPINK grubundan Rosé çalıp söylediğinde ne tepki vereceğimi şaşırdım. Gerçekten ses tınısı farklıydı.

Sırayla Jihyo ve ben yeteneklerimizi konuşturduktan sonra övgüler aldık. Bu çok güzeldi ama aynı zamanda utandırıyordu da. Çalışmanın sonuna geldiğimizde ise birbirimizi selamladık ve sırayla odadan çıktık.

Açıkçası üzerimde pek bir baskı hissetmiyordum çünkü kendi şarkılarımızdan birini akustik bir şekilde söyleyecektim. Sadece biraz çalışma ve her şey tamam. Zaten ne kadar endişelensem de her zaman iyi bir sonuca ulaşıyordum.

Menajerimle birlikte tekrar yola çıktık ve İngikayo sahnesine gittik. Hyunglarımın yanına gittikten sonra hızlıca birkaç ısınma hareketi yaptık ve sahne çalışmalarına başladık.

──❁──

ertesi gün;
Park Chaeyoung:

Üyelerimle birlikte dergi çekimini bitirdikten sonra makyajlarımızı temizledik ve birlikte stüdyodan çıkıp aşağı indik. Arabaya yerleşip kemerlerimizi bağladıktan sonra Jisoo unni hafifçe sesini yükselterek "Açım!" dedi. Heyecanla koltuğumda öne yaklaştım ve "Bende bende! Hadi, ben çalışmaya gitmeden önce yemek yemeğe gidelim."

Lisa eliyle karnına hafifçe vurarak "Yes, let go!" dedi ve Jennie unni de peşinden aeygolu bir tavırla "Let's go!" dedi.

Şoför bizi yemek yemeğe bıraktıktan sonra sparişlerimizi verdik. Menajerlerimiz ayrı bir masada oturmayı tercih ederken yemeklerimiz geldi. Açıkçası yemek yerken yemek dışında bir şeye odaklanmadığım için şuan ne konuştuklarını bilmiyordum. Sakin bir tavırla yemeğimi yedikten sonra menajerimin ayaklanması ile bende masadan kalktım. Kızlarla vedalaştıktan sonra arabaya bindik ve Ingikayo binasına gittik.

Tekrar aynı odaya girdiğimde bu sefer daha kalabalık görünüyordu. Elinde enstrümanlar olan bir sürü kişi vardı.

Herkesi hızla selamladıktan sonra kenardaki sandalyeye oturdum. Diğer idollerde geldiğinde sağ tarafımda Jihyo sol tarafımda Jungkook oturuyordu. Çalışmaya başladığımızda herkes sırayla şarkının bir kısmını söylüyordu ve uyumlu olmayan yerleri değiştiriyorduk.

Whistle'ın rapini yavaşça söylediğimde görevli durdurdu ve nasıl söylemem gerektiği konusunda birkaç öneride bulundu. Chanyeol'de birkaç öneride bulunduktan sonra ikinci söyleyişimde daha uygun bir şekilde söylediğimi farkettim. Dediğim gibi; ne kadar tecrübe o kadar başarı.

Gitar çalacağımız kısımlarıda nota kağıtlarımızdan uygun bir şekilde çalıştık. Görevli mola vermemizi söylediğinde odaya elinde ramen kutuları olan birkaç kişi girdi. Hepimiz teşekkür ettikten sonra ramenleri yemeğe başladık. Ramenlerimizi bitirdikten sonra çöplerimizi bir poşete topladık ve attık.

──❁──

çalışma sonu;

Herkes sırayla odadan çıktıktan sonra menajerime haber verdim ve bir süreliğine çalışmak için kendime zaman ayırdım.

Gitarımı kucağıma aldıktan sonra parmaklarımla tellere dokunmuştum ki kapı açıldı ve içeri Jungkook girdi.

Ona kaşlarımı kaldırmış bakarken kısa bir şaşkınlıktan sonra "Biraz çalışmak istemiştim. Üzgünüm, size iyi çalışmalar." dedi ve geri adım attı. Hızlıca "Hayır hayır. Hiç sorun değil birlikte çalışabiliriz." dedim daha sonra dediğim şeyi düzeltmek için "Yani birlikte derken burada çalışman benim için sorun değil." dedim. Gülümsedikten sonra "Aslında zaten benim kısmımda sen gitar çalacaksın, birlikte çalışırız." deyip yanımdaki sandalyeye oturdu.

🔥

Sanırım bir sonraki bölümde başlıyoruz. 🕊

Burning Scene ✦ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin