❝ 12 ❞

3.7K 266 42
                                    

Burning Scene | episode 12

Jeon Jungkook:

Taehyung ile birlikte izlediğimiz film sona erdiğinde televizyonu kapattık ve benim odama geçtik. Taehyung'un bilgisayarında bir sorun vardı ve benim bilgisayarımı kullanacaktı.

O oyunu oynamaya dalmışken ara sıra kötü sözler söyleyerek kulaklarımı tırmalıyordu, fakat aklım Rosé'de kaldığından Taehyung'un ne dediğine odaklanamıyordum.

Ah, şu kız! Aklımı başımdan alıyor ve aklını başından alacak hareketler yapmak istememe sebep oluyordu.

Zihnimde dudaklarının hayali canlandığında dudaklarım sızladı. Yüzüne yaklaştığımda burnuma dolan o bebeksi koku gördüğüm kadınsı vücuduna yakışamayacak kadar yakışıyordu.

Derin bir nefes aldım ve gözlerimi açıp kapadım. Şu ilişki yasağı meselesini nasıl çözecektik?

Yatağımda hafif bir çöküntü olduğunda sol tarafıma baktım. Taehyung yattıktan sonra yayıldı ve "Ne düşünüyorsun Jungkook?" diye sordu. Oyunu ne zaman bitirmişti?

Yutkunduktan sonra bir süre düşündüm ve konuştum. "Taehyung, BLACKPINK grubundan Rosé'yi biliyor musun?" diye sordum. Tuhaf bir bakışla bana baktıktan sonra "Evet, ne olmuş?" diye sordu unursamazca. Söyleceğim şeyin etkisini düşünmeden hızlıca konuştum. "Ben, onu seviyorum..." dedim ve yüzünü inceledim.

Şaşkınlıkla bana baktı ve "İyide nasıl, yani birden bire nasıl?" diye konuştu. Ne diyeceğini bilemiyor gibi görünüyordu.

Derin bir nefes aldıktan sonra "Bunu Rosé'ye sorman gerek çünkü beni birden bire nasıl böyle bir etki altına soktuğunu bilmiyorum. Aslında kendisi de biliyor gibi görünmüyor, sanırım beni yanlışlıkla etkiledi." deyip güldüm. Taehyung'da gülüşüme eşlik ettikten sonra "Yorumsuzum bro, istediğin gibi devam et." dedi.

Ona baktıktan sonra yüzümü şakayla birlikte buruşturdum ve "Sana fikrini sordum mu lan!" dedim. Bana ters ters baktığında yüzünü garip mimiklere soktu. Yüzü sayesinde birden kahkaha atmaya başladığımda kolu ile kafamı sıkıştırdı ve susmamı söyledi.
...

Taehyung'u odamdan def ettikten sonra yatağıma yattım ve ciddi bir şekilde son olanları düşündüm.

Hislerime karşılık verecek cesareti onda görüyordum, fakat hayallerinden vazgeçemiyordu. Buna engel olanın şirketi olduğunun farkındaydım. Eğer bir ilişki söz konusu olursa şirketi başına dert olurdu, gizli bir şekilde bunu devam ettirmeye çalışsak hayatındaki stresin nasıl da artacağının farkındaydım.

Yatağa yattığında düşündüğü tek şey yarın daha dinç kalkabilmek olabilen ben oturmuş Chaeyoung ile sonumuzun ne olacağını düşünüyordum.

Aklıma Chaeyoung'u sıkıştırdığımdaki ürkek bakışları ve komik yüzü geldiğinde kıkırdadım ve sonra kendimi toparlamaya çalıştım.

Ah Chaeyoung, sen nasıl bir kızsın!

Park Chaeyoung:

Nefes nefese parke yere serildikten sonra nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

Kalk Chaeyoung, daha fazla çalışman gerek, eksiksin!

Gözlerimi yumduktan sonra henüz düzene girmeyen nefesimi umursamadan ayağa kalktım ve müziği tekrar başlatmak için bilgisayara yöneldim, fakat bu sırada telefonumun bildirim sesi geldiğinde kenarda duran sırt çantama yöneldim. Çantamın yanına, yere oturduktan sonra kilit ekranını açtım ve saate baktım.

Burning Scene ✦ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin