❝ 20 ❞

3.1K 208 98
                                    

Burning Scene | episode 20

Park Chaeyoung:

Rüya gibi bir günün ardından geç saatlerde yurda dönmüştüm. Yaşadıklarımı Lisa'ya üstü kapalı bir şekilde anlattıktan sonra huzurla uyumuştum.

Jeon Jungkook bana çok iyi geliyordu. Gülüşü, konuşması hatta belki nefes alıp vermesi bile benim için bir şifaydı.

Mutlu bir şekilde uyandıktan sonra kızlarla kahvaltı ettik ve sorumluluklarımızı yerine getirmek üzere dağıldık. Jisoo ve Jennie unnie birlikte spora gittiklerinde Lisa dans pratiği yapmak için benimle birlikte şirkete gelmişti. İhtiyacı olmadığı halde sürekli dans alıştırması yapıyordu, sanırım bu da onun kendini mutlu etme şekliydi.

Oldukça uzun bir süre ses koçumla vakit geçirdikten sonra Lisa'nın yanına gittim. Dansçılar ile birlikte kahkahalar atıyor ve garip hareketler yapıyorlardı.

Nerede garip hareketler orada Lisa!

Üzerimdeki hırkayı çıkarıp kenara bırakırken beni fark eden Lisa "Ooo Park Chaeyoung!" diye tezahürat yapmaya başladı. Aslında bir şey yapacağım yoktu, sadece oturup onları izleyecektim fakat gaza gelen bedenimi ortaya attım ve onların garip danslarına eşlik ettim.

──❁──

Jisoo unnie ile birlikte hazırlanıyorduk. Bir makyaj markasının reklamı için Jisoo unnie ile birlikte çekimlere gelmiştik.

Kameranın karşısına geçtiğimizde ilk başta gerilsemde kısa süre içerisinde atmosfere alıştım.
...

Çekim sonlarına doğru elinde telefonum ile oldukça gergin bakışlarla bana yaklaşan menajerimi görmek tüm dengemi alt üst etmişti.

Telefonumu elime uzatırken gözlerime uyarıcı bir şekilde bakarak "Yanıtla." dedi.

Jeon arıyor...

Yutkunduktan sonra menajerime gülümsedim ve telefonumu elime aldıktan sonra yanıtladım.

RS: Efendim?

JK: N'aber güzelim, nasılsın?

RS: İyiyim, sen?

JK: İyiyim de... sen müsait değil misin?

RS: Aslında şu an bir çekimdeyim.

Sinsi bakışlarla beni kontrol eden menajerim yüzünden kekelemediğime şükrediyordum.

JK: Ah, sen mesajıma yanıt vermeden aramamalıydım. Üzgünüm, dediğinde gerginliğim daha da arttı.

Bu hep böyle mi olacaktı? Bir gün harikayken bir günümüz gergin mi geçecekti?

RS: Tamam, sorun değil. Daha sonra görüşelim mi?

JK: Pekala, zor durumda bıraktığım için üzgünüm. Görüşürüz, dedi ve telefonu yüzüme kapattı.

Terleyen avuçlarımla telefonumu uzattığımda menajerim yapmacık bir gülümsemeyle "Jeon Jungkook ile hâlâ görüştüğünü bilmiyordum?" dedi sorgulayarak.

İçimden gelen 'Bilmen mi gerekiyordu!" yanıtına karşılık kendi kendimi 'Senin hayatın bu. Menajerin her şeyini bilmek ve seni sınırların içinde tutmak zorunda!' diyerek durdurdum.

"Evet, iyi arkadaşlarız." Yapmacık bir gülümsemenin ardından çekim alanından uzaklaştı.

Çekim sonunda yurda döndüğümüzde üzerimdeki gerginliği henüz atamamıştım. Bu gerginlik başkaydı, içimdeki sıkıntı oldukça büyüktü.

Burning Scene ✦ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin