Holland'dan
Bugün pazartesi günü ve katılacağım hiçbir etkinlik yok. Bu yüzden Charlie ile denize gitmeye karar verdik. "Um, Charlie Shawn'a haber veriyorum." Charlie ve Shawn, biz sevgili olduğumuzdan beri çok yakınlar. Beni kafasıyla onayladı. Telefonumu alıp Shawn'ı aradım. Açmadı. Bir günü sadece kuzenime ayırsam sorun olmaz herhalde...
Saat 12.30 ve biz denizdeyiz. Charlie ile birbirimize su fırlatıyoruz. Charlie "Ah, acıktım. Sanırım biraz çıkıp sandviçlerimizi yemeliyiz. Ne dersin?" dedi ve gülümsedim. "Harika olur derim."
Sandvicimin yarısına gelince telefonumdan gelen zil sesini duydum. İçimden "Sonunda!" dedim ve telefonu açtım. Shawn'ı 09.00 da aradım ve 13.00'da döndü! Her neyse çok takmamaya çalıştım. "Neden bu kadar geç döndünüz Bay Mendes?" dedim alayla. O da " Ah bebeğim, çok üzgünüm. Yeni kalktım. Nasılsın?" Sorusuna cevap vermeyip "Akşam beraber yemek yiyelim mi? Seni çok özledim." dedim heyecanla. "Bunu ben de çok isterdim ama hastayım, dinlenmem gerek balım, bunu iyileşince konuşuruz. Tamam mı?" Onu onaylayan mırıltılar çıkardım ve telefonu kapattım.
Bir fikrim vardı. Hasta olduğu için akşam ona gidip onu iyileştirecektim. Zaten Charlie hasta olduğu zamanların çoğunda ona ben bakmışımdır.
~
Shawn'ın evine gitmek için hazırlandım. Beyaz bir askılı ve mavi şort giydim. Beyaz Range Rover'ıma binip Shawn'ın evine sürmeye başladım.
Bende yedek anahtar vardı. Belki uyumuştur diye sessizce kapıyı açıp merdivenlere yöneldim. Her adım attığımda inleme sesi duyuyordum! Tanrım, bunu hakedecek ne yaptım? Korkarak Shawn'ın kapısını açtım ve korktuğum şeyi gördüm.
Shawn şu lanet olası sürtük, çok pardon *eski sevgilisiyle* yatıyordu. Bekle, yoksa sevgilisi mi demeliyim? Her neyse işte sikik Lauren ile yatıyor! Lanet olsun!? O kızdan bin kat daha güzelim ve buna eminim.
Ben bunları düşünürken gözlerimden akan yaşı hissedince toparlandım ve "Umarım yeni sevgilinle daha mutlu olursun Shawn." dedim. Bunu söyleyene kadar beni fark etmemişlerdi. Bir şey demesini beklemeden hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim. Kalırsam iyi şeyler olmayacaktı.
Bileğimde Shawn'ın elini hissedince ona döndüm ve sağlam bir tokat geçirdim. Ağlamam daha da şiddetlenmişti. Onun canını yakmak istemezdim ama o benimkini yakmıştı. Elbette intikamım acı olacaktı.
"Shawn sana güvenmiştim! Sana aşıktım!" bileğimi bıraktı ve sakin bir sesle "Hala öylesin!" dedi. "Shawn bana bunu yaptıktan sonra sakın sana aşık olmaya devam edeceğimi düşünme. Eğer düşünsen bile nefret duygumun daha da bastıracağını, senin Lauren sürtüğünü altına aldığın gibi sana olan nefretimin aşkımı altına alacağını bil!" dedim ve aşağıya indim "Beni böyle bırakamazsın, Holland! Bana bir şans ver, birlikte geçen mutlu iki yılımız için." dedi ve bileğime yapıştı. Bıraktırmaya çalışsam da bırakmadı. "Dokunma bana." dedim. "Holland, seni seviyorum. Ne olur beni bırakma!" Bunu söylemesiyle sinir kat sayım artmıştı. Onu son gücümle itip "Beni sevseydin bunu yapmazdın!" diye bağırdım. Sonra yanımdaki cam şeyleri ağlayarak ona fırlattım. Fırlatacak bir şey kalmadığında her biten ilişkide kadının söylediği son sözü söyledim ve çıktım.
"Senden nefret ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgünüm... / Mendes
Teen FictionShawn ve Holland mutluydu... Ta ki Lauren Shawn'a azdırıcı verip onunla sevişene kadar.